"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/515 Esas, 2022/560 Karar (Birleştirilen Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/161 Esas)
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonucu karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacılar vekili asıl dosyaya ilişkin dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 44744 ada 1 (yeni 44744 ada 12 ve 13) parsel sayılı taşınmazda hissedar olduklarını, taşınmazın 1998 yılında kentsel rekreasyon alanı olarak ayrıldığını, davacıların mülkiyet haklarının kısıtlandığını ileri sürerek belirlenecek tazminatın davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacılar vekili birleştirilen dosyaya ilişkin dava dilekçesinde özetle; davacıların Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 44744 ada 1 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduklarını, davalı idare tarafından taşınmaza idari sosyal tesisler, belediyeye ait eğlence alanları yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını, keza taşınmazın kentsel rekreasyon alanı olarak ayrılarak tapu kaydı üzerine kamulaştırılacak şerhi konulduğunu, bu durumun davacıların mülkiyet hakkını engellediğini ileri sürerek belirlenecek tazminatın davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekilinin asıl ve birleştirilen dosyaya ilişkin cevap dilekçesinde özetle; davanın çözüm yerinin idari yargı olduğunu, idarece yapılan işlemin imar mevzuatı ve yönetmelikler gereği yapıldığından davalı idare aleyhine husumet yöneltilemeyeceğini, kamu ortaklık paylarından oluşturulan alanlarda ilgili kurumlarca kamulaştırma yapılmadan fiili el atılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.11.2013 tarihli ve 2012/583 Esas, 2013/596 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davaların yargı yolu yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davanın usulden reddine dair mahkemece verilen karar, davacılar vekilinin temyizi üzerine onanmış, bu karara karşı davacılar vekilince karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine, Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/202 Esas, 2014/744 Karar sayılı dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporlarından dava konusu taşınmaza davalı idarece ağaçlandırma çalışması yapılarak fiilen el atıldığı anlaşıldığından işin esasına girilerek davacıların payları karşılığı bedele hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.04.2017 tarihli ve 2016/53 Esas, 2017/134 Karar sayılı ilamı ile asıl ve birleştirilen davaların ağaçların söküldüğünden bahisle yargı yolu yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın 18.08.2014 tarihli ve 38355 yevmiye numaralı işlem ile tescili yapılan imar uygulaması ile 44744 ada 12 ve 13 parsellere şuyulandırıldığı ve tapuya tescillerinin sağlandığı, dava konusu parsellerin bulunduğu alanda Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 11.06.2013 tarihli ve 1049 sayılı kararı ile 'rekreasyon alanı' iken 'ticari rekreasyon alanı' olarak kullanım değişikliğine gidildiği, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 14.01.2014 tarihli ve 52 sayılı kararı ile imar planı değişikliğinin onaylanması üzerine bir kısım malikler tarafından dava konusu taşınmazın 'rekreasyon alanından' 'ticari rekreasyon alanına' dönüştürülmesine ilişkin imar planı değişikliğinin iptali istemi ile açılan Ankara 2. İdare Mahkemesinin 2017 /1019 Esas, 2018/2057 Karar sayılı dosyası ile imar planı değişikliği işleminin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Bu itibarla; Ankara 2. İdare Mahkemesinin 2017 /1019 Esas, 2018/2057 Karar sayılı dosyasının kesinleşip kesinleşmediği mahkemesinden sorulup sonucuna göre, dava konusu taşınmazın imar planındaki konumu, kamuya özgülenmiş olma durumundan çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılıp, kamuya özgülenme durumunun devam ettiği anlaşıldığı takdirde, fiili el atmanın gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiği, aksi halde ise konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.11.2022 tarihli ve 2021/515 Esas, 2022/560 Karar sayılı ilamı ile asıl davanın kabulüne ve birleştirilen davada davacılar, Yakup Aksoy, ..., ...'nun uhdelerinde bulunan taşınmaz hisselerini devrettiği anlaşıldığından bu davacılar yönünden davanın aktif husumet nedeni ile reddine karar verilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı idare lehine vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın ticaret ve konut alanında kaldığını, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, maktu harca hükmedilmesi gerektiğini belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 6745 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek 1 inci maddesi ve 7421 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesiyle eklenen son cümle.
5. 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Yasanın 5 nci maddesi ile 2942 sayılı Kanuna eklenen Ek madde 4’ün son fıkrası.
6. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dairemizin denetiminden geçmek suretiyle kesinleşen dava konusu taşınmazın dava dışı paydaşları tarafından açılan 2021/4158 Esas, 2021/10347 Karar sayılı dava dosyasında yapılan inceleme neticesinde; Ankara 2. İdare Mahkemesinin 2017/1019 Esas, 2018/2057 Karar sayılı dosyası ile dava konusu taşınmazın imar planı değişikliği işleminin iptaline karar verildiği, öte yandan Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin12.05.2017 tarihli ve 1011 sayılı Belediye meclisi kararı ile de dava konusu taşınmazın da aralarında bulunduğu bir kısım taşınmazın Kentsel Gelişim Dönüşüm Proje Alan Sınır değişikliği yapılarak; ticaret alanı olan imar durumu konut ve ticaret alanı olarak ve kullanım amacı konut ve ticaret olarak değiştirilmesine yönelik yapılan imar değişikliğinin iptali istemiyle Ankara 9. İdare Mahkemesinin 2017/2150 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı yapılan yargılama sonucunda 16.10.2019 tarihli karar ile işlemin iptaline karar verildiği bu kararın 25.03.2021 tarihinde kesinleştiği bu durumda dava konusu taşınmazın imar planında kamuya özgülenme durumu devam ettiğinden fiili el atmanın gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiğinden bahisle hüküm kurulduğu ve davalı idarenin dava konusu taşınmazda paydaş haline geldiği anlaşıldığından eldeki davada taşınmaza el atıldığının kabulü ile karar verilmesi yerindedir.
3. Arsa niteliğindeki Ankara ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 44744 ada 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve hukukî el atmaya konu taşınmazın 6745 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 1 inci maddesi ve 7421 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesiyle eklenen son cümlesi uyarınca bedelinin alınan rapor uyarınca davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
4. Dava konusu taşınmazlara hukuken el atıldığı gözetilerek, 26.11.2022 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek madde 4 ile ''Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir’ hükmü uyarınca maktu harca hükmedilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmektedir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davacılar vekilinin tüm, davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının asıl davaya ilişkin harç ve yargılama giderlerine ilişkin (3) ve (4) numaralı bentlerinin tümüyle hükümden çıkartılmasına, yerlerine sırasıyla,
a) “Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan ve ıslah harcı olarak yatırılan harçtan mahsubu ile bakiye harcın talep halinde yatırana iadesine"
b) “Davacılar tarafından yapılan 170,80 TL keşif harcı, 1.713,55 TL bilirkişi ücreti ile çeşitli posta masrafları toplam 1.884.35 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,” cümlelerinin yazılması,
2. Hüküm fıkrasının birleştirilen davaya ilişkin harç ve yargılama giderlerine ilişkin (7) ve (8) numaralı bentlerinin tümüyle hükümden çıkartılmasına, yerlerine sırasıyla ,
c) “Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan ve ıslah harcı olarak yatırılan harçtan mahsubu ile bakiye harcın talep halinde yatırana iadesine"
d) “Davacılar tarafından yapılan 1.478.80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,” cümleleri yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.