"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2792 Esas, 2022/2914 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/1050 Esas, 2020/636 Karar
Taraflar arasındaki müdahalenin önlenmesi, eski hale getirme ve hakimin müdahalesi davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 127 pafta, 1134 ada 148 parselde tapuya kayıtlı taşınmazda 4 numaralı bağımsız bölümün maliki olduğunu, aynı taşınmazda 6 nolu bağımsız bölümün malikinin davalı ... olduğunu, davalının maliki olduğu bağımsız bölümde onaylı mimari projeye aykırı tadilat ve değişiklikler yaptığını, ön balkonun kapatıldığını, bu bölümde mutfak yapıldığını, arka taraftaki yatak odasına ebeveyn banyosu yapıldığını, yapılan bu tadilatlar sonucunda su tesisatında sorunlar olduğunu ve 2008-2018 yılları arasında davacının evine onlarca kez su baskını olduğunu, son su basma olayının 18.01.2018 tarihinde olduğunu, kombi kaçağı nedeniyle 6 nolu bağımsız bölümden 4 nolu bağımsız bölüme su geldiğini, arızanın davalı tarafa bildirilmesine rağmen 5 gün boyunca onarım yapılmadığını, yukarda açıklanan nedenlerle bağımsız bölümde oluşan hasar bedelinin ve onarım süresinin tespitini ve mimari projeye aykırı olarak yapılan tadilatların eski haline getirilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; su baskınına ilişkin sorunun binanın genel tesisatından kaynaklandığını, müvekkilin dairesinden olduğuna ilişkin delil olmadığını, müvekkilin daireyi 2012 yılında satın aldığını, su baskınlarının bu tarihten önce 2008 yılından beri tekrar etmesinin binanın ortak tesisatından olduğunu ispat ettiğini, müvekkilin 2012 yılında daireyi mevcut haliyle satın aldığını, sonradan tadilat ve değişiklik yapmadığını, davanın zarar veren eylemi gerçekleştiren kişiye açılması gerektiğini, davacının sigorta şirketinden zararını tazmin ettiğini, aynı zarar için iki kez bedel isteyemeyeceğini, ortak alan kapsamında olan su tesisatının müvekkil tarafından onarıldığını, eski haline getirme talebinin reddedilmesi gerektiğini, davacının hasar tutarını kalemler halinde ve faturalarla ispat etmesi gerektiğini, davalı müvekkilin de evini su basması nedeniyle ilgisiz davranmasının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; binada 20'den fazla su baskını yaşandığını, binanın 45 yılı aşkın süredir kullanıldığını, ortak alan kapsamındaki ana tesisat hatlarında kullanılan eski malzemelerin kullanım ömrünü tamamladığı ve olayın ana tesisat sistemi sebebiyle vuku bulduğunu, 6 nolu dairenin müvekkili tarafından 2012 yılında alındığını, daireyi bugünkü kullanım şekliyle satın alındığını, mutfak vs düzenlemelerin 2006 yılında yapıldığını, dava konusu su sorunun apartmanın ortak su tesisatından kaynaklandığını, sadece davacının değil, aynı şekilde müvekkilinin maliki olduğu 6 numaralı dairede de dış cepheden ve binanın ortak temiz su tesisatındaki kaçaktan kaynaklanan rutubetlenmelerin bilirkişilerce gerçekleştirilen yerinde incelemeler sonucunda görüldüğünü meydana gelen zararda kusur sorumluluğu bulunmadığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 730 uncu maddesi kapsamında tazminat davası mülkiyet hakkının ... kullanılması sebebiyle meydana gelen zararın tazmini için zararı veren malike karşı davanın açılması gerektiğini, zarar verici taşkınlıktan sonra malik değişmişse yeni malikin bundan sorumlu tutulamayacağını, “...Kat Mülkiyeti Kanunun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasında da kat maliklerinden birinin anagayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesis yapması diğer kat maliklerinin rızasının bulunması koşuluna bağlanmış, kendi bağımsız bölümlerinde ise anayapıya zarar vermemek kaydı ile diğer kat maliklerinin rızasına gerek olmadan onarım, tesis ve değişiklik yapması mümkün kılınmıştır...”(Y. 20. H. D. 2017/3323 E. 2018/8286 K.) bağımsız bölümde plana aykırı olarak yapılan tadilat varsayımında dahi anayapıya zarar vermesi durumundan müvekkili değil, dairenin eski malikinin sorumluluğu bulunduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan imalatların ana gayrimenkulün mimari projesine aykırı olduğunun tespit edildiği böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulduğunu, istinaf taleplerinin incelenmediğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların kat maliki oldukları ana gayrimenkulde mimari projeye aykırı imalatların eski hale getirilmesi ve müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) 19 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ana gayrimenkulde mimari projeye aykırı imalatlar dolayısı ile ortak alana müdahalede bulunulduğu, yapılan müdahaleye ilişkin herhangi bir tadilat projesi yahut kat maliklerinin muvafakat verdiğine ilişkin belgenin dosyaya sunulamadığı anlaşılmaktadır.
3. 634 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi uyarınca her kat maliki ana gayrimenkulün mimari durum ve güzelliğini korumaya mecbur olup, dosya kapsamı ile aksinin ispatlanamadığı ve yapılan müdahalenin ortak alanlardaki kat maliklerinin mülkiyet hakkı aleyhine olduğu gözetildiğinde mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.
4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.