"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/397 Esas, 2019/562 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, ... Mahallesi 3205 ada 39 parsel sayılı taşınmazın 4 numaralı bağımsız bölümünde malik olduklarını, kamulaştırma yapılmaksızın taşınmazın bir kısmına 1995 yılında yapılan yol genişletme ve kaldırım çalışmaları sırasında fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, dava konusu yerin parsel malikleri tarafından iskan ruhsatı alınırken istikamet rölevesi gereği yola terk edildiğini, uzlaşma başvurusunda bulunulması gerektiğini, şayet el atma var ise rayiç bedelin belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 20.12.2012 tarihli ve 2011/432 Esas, 2012/676 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının davalı taraftan tahsil edilerek davacılara ödenmesine ve dava konusu 3205 ada, 39 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporu ve ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 38,55 m² yüzölçümündeki kısmının davacının arsa payına isabet eden bölümünün yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 20.12.2012 tarihli ve 2011/432 Esas, 2012/676 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı idare vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine Dairemizin onama ilâmı kaldırılarak davacı ...'in dava konusu taşınmazdaki bağımsız bölüme ilişkin hissesini 02.05.2013 tarihinde dava dışı ...'e sattığı ve taşınmazda hissedar olmadığı, bu yönüyle hükmün infazının mümkün bulunmadığı dikkate alınarak, dava dışı ...'in davaya dahil edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği anlaşıldığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 19.01.2016 tarihli ve 2015/410 Esas, 2016/10 Karar sayılı kararı ile davaya konu taşınmazın ilk karar ile belirtilen 38,55 m² yüzölçümündeki kısmının, davacı tarafın sahibi bulunduğu ve sonradan sattığı 4 numaralı bağımsız bölümün arsa payına isabet eden kısmının ifraz edildiği ve yol olarak tapuda tescilinin yapıldığı gerekçesiyle tescil yönünden davanın konusu kalmadığı gibi davacı vekilinin beyanı ile bozma öncesi tüm bedellerin tahsil edildiği anlaşıldığından, her iki talep yönünden davanın konusu kalmadığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve istenmediğinden davacı yararına yargılama gideri ile vekâlet ücreti verilmemesine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 19.01.2016 tarihli ve 2015/410 Esas, 2016/10 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dava dışı tapu maliki ... davaya dahil edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak temlik alacaklısı ...'e verilmesine, dava konusu taşınmazın 38,55 m² yüzölçümündeki kısmının Mahkeme kararı uyarınca yol olarak terkinine karar verildiği, karar üzerine 17.06.2014 tarihinde sonradan taşınmazı satın alan davacı ... payının Mahkeme kararı uyarınca terkininin sağlandığı anlaşıldığından, terkin konusunda yeniden karar oluşturulmasına yer olmadığına ve istenmediğinden davacı yararına yargılama gideri ile vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; talep ettikleri halde yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma öncesi kararda temlik eden tapu maliki ... payının terkinine karar verilip tapuda işlem yaptırılmış ise de temlik alan ... payına ilişkin yeniden terkin hükmü kurulması gerektiğini, 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası uyarınca maktu harca hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanunun 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacılar vekilinin tüm, davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir. ” şeklinde düzenlenmiştir. Eldeki dava 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkin olup 04.11.1983 tarihinden sonra kamulaştırma yapılmaksızın el konulan taşınmazlar hakkında açılan davalara ilişkin 2942 sayılı Kanun’da yasal düzenleme bulunmadığı, bu davaların kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas. 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı nazara alındığında nispi harca hükmedilmesi yerindedir.
3. Mahkemenin 19.01.2016 tarihli ve 2015/410 Esas, 2016/10 Karar sayılı ilamı ile istenmediğinden davacılar yararına yargılama gideri ile vekâlet ücreti verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve davacılar vekilince temyiz edilmediği dikkate alındığında temyize konu kararda da davacılar yararına yargılama gideri ile vekâlet ücreti verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi yerindedir.
4. Buna karşın, Mahkemece verilen tescil hükmünün Dairemiz bozma ilâmı ile ortadan kalktığı gözetilmeksizin bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar vekilinin tüm, davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı idare vekilinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendi hükümden tümüyle çıkartılarak yerine “davacı ... tarafından 02.05.2013 tarihinde dahili davacı ...’e satılan İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, ... Mahallesi 3205 ada 39 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el atılan ve fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 38,55 m²’lik kısmının 60/510 arsa payı oranında tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine,” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
20.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.