"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1198 Esas, 2022/2019 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/94 Esas, 2021/170 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2625 ada 197 parsel sayılı taşınmazın hissedarı olduğunu, söz konusu taşınmazın ... Caddesi ve ... kısmına yol ve tretuvar yapımı nedeni ile kamulaştırma yapılmadan davalı ... tarafından fiilen el atıldığını, dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da kısmen yol alanında kaldığını, dava konusu taşınmaza fiilen el atma tarihinin 1983 sonrası olduğunu, ... Caddesinin ara arter olup davalı ... Başkanlığının sorumluluğunda olduğunu, belirlenecek tazminatın davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; 1930 tarihli pervititch haritası, 1982 yılına ait hava fotoğrafı, inşaat istikamet rölevesi, kot kesit, imar durum belgelerine göre Üsküdar Belediyesinin husumet ehliyetinin bulunmadığını, harita bilirkişisinin tespit ettiği fiilen el atılan alan ile mahkeme kararı ile hükmedilen alanın farklı olduğunu, dava konusu parselde davacının imar haklarını kullandığını, bu nedenle de kamulaştırmasız el atma nedeni ile uğrayacağı bir zarar bulunmadığını, aksi kabul anlamına gelmemekle eğer fiili ve hukuki el atma varsa sorumlusunun İstanbul Büyükşehir Belediyesi olduğunu, dava ile talep edilen tazminatın adli yargıda görülmesinin mümkün olmadığını, görevsizlik nedeni ile davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının karşılanmadığını, kamulaştırmasız el atıldığı iddia edilen alanın 1931 yılından beri yol olarak kullanıldığını, 221 sayılı Kanun uyarınca davanın reddi gerektiği gibi 1930 tarihli pervititch haritası, 1982 yılına ait hava fotoğrafı, inşaat istikamet rölevesi, kot kesit, imar durum belgelerine göre Üsküdar Belediyesinin husumet ehliyetinin bulunmadığını, sorumluluğun el atma ve ruhsat verme tarihi ile nazım imar planı bu kurum tarafından verildiğinden İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait olduğunu, el atıldığı iddia edilen alanın büyük bir kısmı şahsın kendi tasarrufunda ve kullanımında bulunduğunu dava konusu parselde yolda kalan kısımların bedelsiz olarak yola terk edildiğini hukuki el atma iddialarının idari yargıda görülmesi gerektiğini, uzlaşmanın dava şartı olmasına rağmen bu şart yerine getirilmeden davanın açıldığını, davacının taşınmazın fiili ve hukuki durumunu zaten bilerek satın aldığını, bilirkişi raporunda belirtilen bedelin fahiş bulunduğunu, el atma tarihindeki niteliklerine göre taşınmaza değer biçilmesi gerektiğini, objektif değer kaybı hesaplanıp bedelden düşülmesi gerektiğini, mukayese emsalinin özel amaçlı satış niteliğinde bulunduğunu, takyidatlar hesaplanıp bedele yansıtılmadığını, resen emsal alınarak taşınmaza değer biçilmesinin yerinde bulunmadığını, el atma 1983 yılı öncesi olduğundan maktu harç ve maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu İstanbul ili, Üsküdar ilçesi, ... Mahallesi 2625 ada 197 parsel sayılı sayılı taşınmaza emsal karşılaştırılması yapılmak suretiyle el atılan bölümlerin bedelinin belirlenmesinde ve bedeline hükmedilen bölümlerden arta kalan bölümünün yüzölçümü ve geometrik durumu nazara alınarak değer kayıp oranının belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve dosya kapsamına göre taşınmaza 1983 yılından sonra el atıldığı, rızai terk yapılmadığı, tapu kaydında takyidat bulunmadığı, objektif değer indirimi yapılması için yasal sebep bulunmadığı, davanın niteliğine göre adli yargının görevi içine girdiği, böylece mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'un (2942 sayılı Kanun) 11 ve 12 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu İstanbul ili, Üsküdar ilçesi, ... Mahallesi 2625 ada 197 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve fiilen el atmaya konu bölümler ile imar planında kamuya özgülü olan bölümlerin proje bütünlüğü gereği bedeline hükmedilmesinde ve kamulaştırmasız el atılan bölümlerden arta kalan bölümünün yüzölçümü ve geometrik durumu nazara alınarak bu bölümde değer azalışı uygulanmak suretiyle değer belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Dosyada bulunan delil ve belgeler ile Dairemizin 2020/11808 Esas sayılı dosyası ile denetiminden geçen dava konusu taşınmazın paydaşları tarafından açılan dava dosyası değerlendirildiğinde taşınmaza 1983 yılından sonra el atıldığı anlaşıldığından nispi harç ve nisbi vekâlet ücretine hükmedilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.