Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3537 E. 2023/8456 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazlar için belirlenen bedelin tespiti ve davacı idare adına tescili ile kamulaştırılan taşınmazın tapudan terkini davasına ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin kamulaştırma bedelini belirlerken net gelir yöntemini kullanmasının ve yörenin mutat tarım ürünlerini esas almasının isabetli olduğu, diğer temyiz itirazlarının da yerinde olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2337 Esas, 2023/238 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/633 Esas, 2021/597 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 Sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve davacı idare adına tescili ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle;İzmir ili Kemalpaşa ilçesi, ... mahallesi 76 ada, 6 parsel sayılı taşınmazın ... m² lik; ... Mahallesi, 76 ada, 64 parsel sayılı taşınmazın 573,30m² lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ile davacı idare adına tescili ve yol olarak terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırmaya ilişkin 2011/341 sayılı kamu yararı kararı alınmasından 8 sene sonra hangi kıstas ve ölçülere göre yapıldığı belli olmayan bir planlama ile iki ayrı taşınmazının parsel bütünlükleri bozulacak şekilde kamulaştırılmasına karar verildiğini, gerekli planlama yapılmadan idarenin keyfi işlemiyle gerçekleştirilen kamulaştırma işlemini kabul etmediğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.05.2021 tarihli ve 2019/633 Esas, 2021/597 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlar için tespit edilen ürün net gelirlerinin yüksek hesaplandığını, belirlenen bedelin bu sebeple hakkaniyete aykırı şekilde arttığını, yapılan hesaplamanın resmi verilerle örtüşmediğini, verim, fiyat ve gelir yüksek alınmışken, giderlerin oldukça düşük gösterildiğini, belirlenen bedelin kabulünün mümkün olmadığını, kıymet takdir kurulu raporu ile bilirkişi raporunda belirlenen birim fiyatları arasındaki fark oldukça fazla olup, bu durumun hukuk ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğunu, kararın bu yönü ile de kaldırılması gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların arsa vasfında olduğunun kabulünün gerektiğini, taşınmazlara ilişin ilk açılan kamulaştırma bedelinin tespiti davasında Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2017/22680 Esas, 2017/23658 Karar sayılı bozma ilamı ile objektif değer artışının %300 olması gerektiğini belirtmiş olmasına rağmen bu davada bilirkişi heyetinin %115 objektif değer artışını kabul etmiş olmasının açık bir takdir hatası olduğunu ve kabul edilemeyeceğini, dava konusu taşınmazların üzerinde ekili ürüne bakılmasızın o bölgede en çok yetiştirilen ürüne göre fiyat biçilmesinin hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre, arazi niteliğindeki taşınmazlara net gelir yöntemine göre değer tespitinde münavebeye esas alınan ürünlerin üretim masraflarının ekonomik tarım yapmaya engel olacak kadar yüksek alınması doğru olmadığı gibi brüt gelirinin 1/3 'ü oranından da az olmaması gerektiğinden; münavebeye esas alınan zeytin ürünü için üretim masrafının, brüt gelirinin 1/3'ünden az olamayacağının gözetilerek (Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2021/5596 Esas, 2021/12855 Karar, 2021/4272 Esas, 2021/12853 Karar) ve dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgeden, aynı kamulaştırma nedeniyle Yargıtay denetiminden geçen dosyalarda objektif değer artışının %300 olarak uygulandığı (Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2017/22680 Esas, 2017/23658 Karar) dikkate alınarak Dairece belirlenen kamulaştırma bedeli üzerinden davacı idarenin fark kamulaştırma bedelini depo etmesi sağlandıktan sonra İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedeli tespit edilirken gelir metoduna göre yapılan hesaplamanın hukuka aykırı olduğunu, münavebe ürünlerin hatalı seçildiğini, bunların yörenin mutat tarım ürünleri olmadığını, kapitalizasyon faiz oranının düşük alındığını, taşınmaz üzerindeki muhdesat bedellerinin de fahiş olarak hesaplandığını, kamulaştırma dışı kalan alanın sulama projesi ile sulu tarım arazisi niteliğini kazandığını, bu nedenle taşınmazdaki değer artışının kamulaştırma bedelinden mahsup edilmesi gerektiğini, taşınmaz tapu kaydı üzerinde haciz şerhi bulunmasına rağmen, Mahkemece bu yönde bir hüküm tesis edilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların ileride sanayi bölgesi olması muhtemel bir alanda bulunması nedeniyle arsa olarak değerlendirilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamanın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kapama Zeytin bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.