"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2282 Esas, 2022/2233 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/322 Esas, 2022/178 Karar
Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçesinde özetle; davacının 27.04.2007 tarihinde 210.000,00 TL ödeyerek 7 parça taşınmaz satın aldığını, metrekare hesabı ile bedelini ödediğini, taşınmazların bütün halinde toplamının 70 dönüm gelmeyebileceği uyarısı ile ölçüm yapıldığında Yaycı köyü hudutlarında kalan 102 ada 76 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında yüzölçümü 40.500.00 m² yazılı olduğu halde gerçekte 19.210,90 m² olduğunun tespit edildiğini, yüz ölçüm olarak kaybın 21.289.10.m² olduğunu, bu yanlışlık üzerine Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan önceki 40.500.00.m² yazılı yüzölçüm hanesinin 19.210.90.m² olarak değiştirilerek aynı parsel ile yeni tapu verildiğini, tapu kütüğünün doğru tutulduğuna inanan ve güvenen müvekkilinin büyük bir zarara uğradığını, bu nedenle 25.000.TL maddi tazminatın davalı idareden alınarak davacıya ödenmesini bakiye hakların saklı tutulmasını dava ettiklerini yapılan yargılama neticesinde 09.12.2009 tarihli ve 2008/318 Esas, 2009/565 Karar sayılı karar ile davanın kabulüne karar verildiğini; ancak Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2010/1168 Esas ve 13277 sayılı kararı ile kararın bozulduğunu yeniden yapılan yargılama sonucu 27.06.2011 tarihli ve 2011/328 Esas, 2011/339 Karar sayılı karar ile davanın reddine karar verildiğini, kararın Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 24.10.2011 tarihli ve 2011/12969 Esas, 2011/11007 Karar sayılı kararı ile onandığını, kararının kesinleşmesinden sonra 06.06.2012 tarihli dilekçe ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvurduklarını, 50523/12 numara ile kayıt yapıldığını, insan Haklarının ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına Dair Sözleşmenin Ek-1 Protokolü uyarınca mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilerek 1.250 Euro manevi tazminatın davalı hükümetten alınarak davacıya ödenmesine karar verildiğini, maddi tazminat için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 375 inci maddesi gereği davanın yenilenmesi şartları oluştuğundan yargılamanın yenilenmesini birleştirilen dosya dava dilekçesinde ise yargılamanın yenilenmesi ile ilgili davanın Gaziantep 13.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/322 esasında devam ettiğini, iş bu dosya ile 2008 yılı değerleri ile 127.564.29 TL toplam zarar olduğu belirlendiğinden kalan 102.564.00,TL zararın yasal faizi ile talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın sınırları sabit olup herhangi bir yer değişikliğine uğramadığını, plan ile zemin arasında uyumsuzluk sınırlandırma hatası bulunmadığını, taşınmazın sınırlarında eylemli bir değişiklik olmadığı, davacının kullandığı alanda herhangi bir daralma olmadığını, davacının herhangi bir hak kaybının söz konusu olmadığını, davacı taşınmazı satın alırken yüzölçümünü her zaman bilebilecek durumda olduğunu, bu itibarla davacının açtığı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, dava zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, AİHM kararı ile davalı mülkiyet hakkının karşılığını tazminat olarak alındığını, ayrıca uyuşmazlığın dostane çözüm yoluyla giderilip giderilmediği, AİHM kararının kesinleşip kesinleşmediği, mahkemenin mülkiyet hakkının ihlaline yönelik uyuşmazlığın esasına girip girmediği gibi hususların araştırılmasını talep ettiğini, davaya konu taşınmazın sınırları sabit olup herhangi bir yer değişikliğine uğramadığını, plan ile zemin arasında uyumsuzluk sınırlandırma hatası bulunmadığını, taşınmazın sınırlarında eylemli bir değişiklik olmadığını, Yargıtay ve AİHM kararlarında belirtildiği üzere 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca devletin sorumluluğunun sınırsız olmadığını, davacının kullandığı alanda herhangi bir daralma olmadığını, davacı taşınmazı satın alırken yüzölçümünü her zaman bilebilecek durumda olduğu, açılan davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, taşınmazın sınırlarında bir değişiklik olmadığını, sorumluluklarının bulunmadığını, dava konusu yerin ne kadar olduğunun çap örneğinden bilebilecek durumda olduğunu, oluşan zarar ile tapu memurlarının eylemleri arasında illiyet bağının bulunmadığını, bu nedenle yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile idarenin işlemi ile dava tarihi arasında 10 yıllık zamanaşımı dolmadığından davalının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davalarında Hazinenin objektif (kusursuz) sorumluluğu bulunduğundan davalı idarenin oluşan zarardan sorumlu olduğu, davalı idarenin istinaf dilekçesinde bilirkişi raporuna ve tazminat miktarına karşı açıkça istinaf yoluna başvurmadığından bilirkişi raporlarının dosya kapsamına göre yerinde olduğu, mahkemenin esasa yönelik kararında bir hatanın bulunmadığı, ancak davanın Tapu Kadastro Müdürlüğüne açıldığı, davayı Hazine vekilinin takip ettiği, davacı temsilcide yanılma sonucu davayı Hazine yerine Tapu Kadastro Müdürlüğüne yöneltmiş ancak doğru hasım olan Hazine vekili tarafından dava takip edilmiş olduğundan gerekçeli karar başlığında davalı olarak Hazine yerine Tapu Kadastro Müdürlüğü gösterilmesi doğru değil ise de belirtilen bu hususlar yeniden yargılama yapılmaksızın düzletilebileceğinden davalı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddi ile ilk derece mahkemesi kararının başlık kısmında davalı ismini gösteren bölümden "Tapu Kadastro Müdürlüğü" ibaresinin çıkartılarak yerine "Hazine" kelimesinin yazılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamından, davacının 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca zararının tazminine ilişkin açtığı davada yapılan yargılama sonrasında verilen ret kararının kesinleşmesinden sonra AİHM'e yaptığı başvuru sonucunda tek taraflı deklarasyon sonucunda dosyanın kayıttan düşürülmesine karar verildiği, 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesinin (i) bendi uyarınca yargılamanın yenilenmesi şartının oluştuğu kabul edilerek asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.