"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1572 Esas, 2022/2123 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/482 Esas, 2021/194 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 27.02.2023 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.
Ek karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiş ise de; Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekiline posta yoluyla tebliğ edilmiş olup, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun (7201 sayılı Kanun) 7 nci maddesinin (a) fıkrası ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği düzenlemeleri gereğince davacı idareye ait elektronik tebligat adresine elektronik tebligat yapılmasının zorunlu olduğu, ancak zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde 7201 sayılı Kanun'da belirtilen diğer usullerle tebligat yapılabileceği gözetildiğinde temyiz dilekçesinin süreden reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla, 27.02.2023 tarihli ek kararın ortadan kaldırılması gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davacılar vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, Tuzla ilçesi, ... Mahallesi 40/A parsel sayılı taşınmaza yol yapılmak suretiyle davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atıldığından taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tamamının idarelerince Anadolu Otoyolu Çamlıca-Gebze kesimi Sabiha Gökçen Havaalanı kavşağı-otoyolu, havaalanı kavşağı bağlantı yolu kapsamında 26.09.2000 tarihli ve 2000/110 sayılı kamu kararı ile kamulaştırmaya tabi tutulduğunu, davanın haklı görülmesi halinde müvekkili idare lehine terkini/tescili gerekeceğinden taşınmaza tedbir konulmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne, taşınmazda asıl ve birleştirilen davacıların payına düşen kısımların bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara verilmesine, bedeline hükmedilen asıl ve birleştirilen davacılar payının tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bedelin yüksek olduğunu, emsal seçiminin hatalı olduğunu, taşınmazın arsa vasfında olmadığını ve el atma tarihindeki niteliklerinin esas alınması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve Kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre bedelinin uygun olduğu anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; temyiz dilekçesinden 27.02.2023 tarihinde haberdar olduğunu, 7201 sayılı Kanun'un17 nci maddesi uyarınca yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, tebliğ tarihinde Karayolları 1. Bölge Müdürlüğünde bulunduğu halde tebliğin tarafına yapılması gerekirken başka bir memura yapıldığını, ayrıca elektronik tebligat adresi bulunduğu hâlde, Bölge Adliye Mahkemesi kararının posta yoluyla tebliğe çıkartıldığını, temyiz dilekçesinin reddine dair kararın ise elektronik tebligat adresine tebliğ edildiğini ileri sürerek temyiz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiş ve esasa ilişkin olarak istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikileri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “...Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
5. 7201 sayılı Kanun'un 7/A maddesi ile 17 nci maddesi ve 32 nci maddesi.
6. Elektronik Tebligat Yönetmeliği
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesi ve dava konusu taşınmazın asıl ve birleştirilen davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin 27.02.2023 tarihli ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesinin 27.12.2022 tarihli kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.