"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1503 Esas, 2023/44 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/220 Esas, 2020/177 Karar (Birleştirilen Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/221 Esas, 2018/334 Karar sayılı dosya)
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda
İlk Derece Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Zonguldak ili, ..., ... Mahallesi 2059 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından enerji nakil hattı geçirilmek ve pilon dikilmek suretiyle kamulaştırmasız el atılması nedeniyle, irtifak, pilon yeri ve ecrimisil bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Birleştirilen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Zonguldak ili, ... ilçesi ... Mahallesi, 2272 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından enerji nakil hattı geçirilmek, pilon dikilmek suretiyle kamulaştırmasız el atılması nedeniyle, irtifak, pilon yeri ve ecrimisil bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının hak sahibi olup olmadığının belli olmadığını, bu nedenle dava konusu taşınmazın tapu kaydının istenilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaz başında keşif yapılmasına karar verilmesini, davacı tarafın uzlaşma şartını yerine getirmeden dava açtığından bu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaz üzerinde daha önce müvekkil kurum lehine kurulmuş irtifak hakkı mevcut ise kamulaştırmasız el atma bedelinden indirilmesi gerektiğini, Yargıtayın kamulaştırmasız el atma sebebine dayalı davaları, haksız fiil hükümlerine göre değerlendirildiğini, bu noktada üzerinde durulması gereken hususunda maddi zararın gerçekleşip gerçekleşmediği olduğunu, davacı tarafın öncelikle zararını ispatlaması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın 07.07.2020 tarihinde yenileninceye kadar işlemden kaldırıldığı, davaların aradan üç aylık süre geçtiği hâlde taraflarca yenilenmediği görülmekle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesinin beşinci fıkrası gereğince ayrı ayrı açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen karar ve gerekçesinin yerinde olmadığı gibi hukuka aykırı olduğunu, mazeret dilekçelerinin belgelendirildiğini, mazeret dilekçesinin davanın uzatılması amacını taşımadığını, mazeret dilekçesinde "gıyabımızda işlemlerin yapılmasını ve karar verilmesini" talep ettiklerini, dolayısıyla yerel mahkeme kararının hiçbir izahının bulunmadığını, UYAP sistemi üzerinden duruşmalarının olup olmadığının tespitinin mümkün iken mazeretlerinin belgelendirilmemiş olduğu gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin büyük mağduriyetler yaşamasına sebebiyet verdiğini, işbu dosyanın seri dosyalardan biri olduğunu, işbu dosyada karar veren mahkemenin 2018/237 Esas, 2018/240 Esas, 2019/334 Esas vb. dosyalarda verilen kararların tümünde mazeretlerinin kabul ettiğini ancak; işbu dosyada mazeretlerini reddine karar verilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmediğini kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yargılamaya devam olunması adına dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl ve birleştirilen dosyalarda ayrı ayrı davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, ancak her iki dosya için de kurumları lehine ayrı ayrı tam vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek usul ve kanuna aykırı yerel mahkeme kararının davalı müvekkili kurum lehine düzeltilerek onanmasını ve talepleri gibi davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin 27.06.2019, 17.09.2019, 15.10.2019, 03.12.2019, 25.02.2020, son olarak da 07.07.2020 tarihli celselere mazeret dilekçeleri gönderdiği, dilekçelerinde Şırnak ve Uludere Mahkemelerinde duruşmalarının olduğundan bahsettiği, ancak mazeretini belgelendirmediği ve duruşma gününü UYAP marifetiyle öğrenme talebinde bulunduğu, esasen mazeret dilekçesi sunan ve istinaf başvurusunda bulunan vekilin hiçbir celseye katılmadığı mahkemece 25.02.2020 tarihli celsede davacı vekilinin mazeretinin son kez kabul edildiği, pek çok mazeret dilekçesinde duruşma gününün uyap ortamından öğrenileceği belirtilmiş, esasen de öğrenilip devam eden celselere yeni mazeret dilekçeleri sunulduğu, mazeretin son kez kabul edildiği açıklamasını içeren 20.02.2020 tarihli duruşma tutanağının ve dosyanın işlemden kaldırılmasına ilşikin 07.07.2020 tarihli duruşma tutanağının UYAP'a kaydedildiği gözönünde bulundurulduğunda davacı vekilinin duruşma gününü UYAP'tan öğrenmesini beklemenin öngörülemez olduğu söylenemeyeceğinden, 3 aylık yenileme süresi içerisinde de dosya yenilenmediğinden İlk Derece Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, taraf vekillerinin istinaf istemi yerinde görülmediğinden esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; vekâlet ücreti verilmesi yönünden istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık temel olarak kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararı.
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1854/1 Esas, 1856/7 Karar sayılı kararı.
4. 6100 sayılı Kanun'un 150 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Somut olayda, davacı idare vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın yapılan yargılaması sırasında dava dosyası 07.07.2020 tarihinde taraflarca takip edilmediğinden yenileninceye kadar işlemden kaldırıldığı ve davanın süresinde yenilenmediği anlaşılmakla yukarıdaki değinilen kanunî düzenlemeler gereği önce işlemden kaldırılıp süresinde yenilenmeyince de açılmamış sayılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır.
3. Dava kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminat talebine ilişkin olup genel usul hükümlerine tabi bir tazminat davası olduğu gibi Bölge Adliye Mahkemesi kararı gerekçesinde belirtilen Anayasa Mahkemesi kararsı ise bireysel başvuru istemi neticesinde verilen bir ihlal kararı olup uyuşmazlığa özgü verildiği, ihlal konu olgunun herhangi bir somut norm denetimine konu olmadığı gözetildiğinde; açılmamış sayılmasına karar verilen davada davalı idare lehine karar tarihinde yürürlükte bulunanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme şekli ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi karara karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak "Davalı idare kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 2.725,00TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, " cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.