"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/29 Esas, 2022/138 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Mersin ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 473 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan kamulaştırma işlemine itiraz etmediklerini, bedele itiraz ettiklerini belirtmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.04.2015 tarihli ve 2014/424 Esas, 2015/251 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, 153.749,40 TL tespit edilen kamulaştırma bedelinin davalıya ödenmesine, tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 07.04.2015 tarihli ve 2014/424 Esas, 2015/251 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporun hüküm kurmaya yeterli olmadığını, bilirkişi kurulunca emsal alınan Kale Mahallesi 370 ada (70 ada) 12 parselde kayıtlı 55 m² taşınmazın üzerindeki 52 m² dükkan ile birlikte satıldığı, dükkanın büyüklüğünün neredeyse arsanın tamamını kaplamış olması nedeniyle satışın uygun ve isabetli emsal olduğundan söz edilemeyeceği dikkate alındığında bu taşınmazın emsal olacak nitelikte olmadığı ve gerçekçi olmayan yanıltıcı sonuçlara götüreceği kuşkusuzdur. Bu nedenle; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgeden, benzer yüzölçümlü ve yakın tarihli satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi ve yukarıda belirtilen eksikliklerin tamamlanmasından sonra ek bilirkişi raporu alınıp hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,dava konusu taşınmazın 2850 m² olduğu ve 659,52 m²sinin kamulaştırıldığı geriye 2.190,48 m² kaldığı, kamulaştırılan alan dışında kalan bölümün gerek yüzölçümü gerekse konumu ve geometrik durumu itibarıyla arta kalan kısımda değer düşüklüğü oluşmayacağından değer düşüklüğüne hükmedilmemesi gerekirken, %10 değer kaybı hesaplayan rapora göre hüküm kurulması doğru görüldüğünden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 14.09.2018 tarihli ve 2017/50 Esas, 2018/545 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, 141.796,80 TL kamulaştırma bedelinin tespitine, tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 14.09.2018 tarihli ve 2017/50 Esas, 2018/545 Karar sayılı sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiş ve arsa niteliğindeki ... Mahallesi 1969 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesi yöntem olarak doğru olduğu; ancak mahkemece verilen ilk kararda taşınmazın metrekare birim bedeli olarak 175,00 TL belirlendiği ve bu kararın sadece davacı idare vekilince temyiz edildiği gözetildiğinde bozma sonrası davacı idare yararına oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek taşınmazın metrekare birim bedeli olarak 215,00 TL kabul edilerek fazlaya hükmedilmesi doğru olmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 27.04.2022 tarihli ve 2021/29 Esas, 2022/138 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, 115.416,00 TL tespitine, tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece bilirkişi raporunun denetlenmesi gerekirken raporlar hiçbir incelemeye tabi tutulmaksızın hükme esas alındığını, bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 rarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ve 12 nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.