Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3908 E. 2023/11100 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedeli ödenmiş bir taşınmazın, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun mülga 17. maddesi uyarınca idare adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı mirasçılardan birine yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu ve davacı idarenin bu hususta kazanılmış hak sahibi bulunduğu, ayrıca davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmeyerek, mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/696 Esas, 2023/19 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun’un (2942 sayılı Kanun) mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın ... yönünden kabulüne diğer davalılar yönünden reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararının davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; davaya konu taşınmazın ... ve diğer mirasçıları adlarına kayıtlı olduğunu ve Anadolu Üniversitesi tarafından bu kişilere ait yerlerde dahil olmak üzere parselin tamamının kamulaştırıldığını, bedellerinin 16.02.1976 tarihli ve 911 sayılı dekont ile 4.196.628,25 TL olarak Emlak Bankasına yatırıldığını, kamulaştırma bedelleri ödendiği hâlde, mirasçılarının tapuda ferağ vermediklerini belirterek davaya konu taşınmazın davacı üniversite adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde; kamulaştırmanın usulüne uygun yapılmadığı gibi, tebligatların usulsüz olduğunu, müvekkillerinin kamulaştırma bedellerini almadıklarını belirterek ödemeye ilişkin dekontlar sunulmadığı için, ödeme ve tebligat olguları ispatlanamadığı için davanın reddini istemişlerdir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemenin 08.09.2015 tarihli ve 2015/42 Esas, 2015/784 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne taşınmazın davalılar adına kayıtlı bulunan tapusunun iptali ile davacı idare adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 08.09.2015 tarihli ve 2015/42 Esas, 2015/784 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av.Yusuf Bilgehan temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 20.06.2019 tarihli ve 2019/883 Esas, 2019/12158 Karar sayılı kararı ile Eskişehir ili, Odunpazarı ilçesi, Yıldıztepe Mahallesi 1535 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 28.706,00 m²lik kısmının Anadolu Üniversitesi Senatosunun 03.12.1975 tarihli ve 1975/3 sayılı kamu yararı kararı uyarınca kamulaştırılmasına karar verildiği, kamulaştırma tarihinde malik olanlardan davalı ...’e hem kendi hissesi hem de kamulaştırmadan önce vefat eden anneleri ...’ten intikal eden payı için ayrı ayrı çıkartılan noter tebligatlarının 20.01.1976 tarihinde “kendisine” usule uygun olarak tebliğ edildiği (7 Ocak 1976 tarihli, 644 ve 710 yevmiye numaralı noter tebligatları) anlaşıldığından adı geçen davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığı, bir kısım davalılar vekili Av. ...’in temyizine gelince; kamulaştırma tarihinde malik olan davalılardan ... ile diğer davalılar murisleri ..., ... ve ...’e anneleri ...’ten intikal eden ve davanın konusunu oluşturan paylar için çıkartılan noter tebligatlarından ... adına çıkartılanın 20.01.1976 tarihinde “birlikte bulunduğu yeğeni ...” imzasına (7 ocak 1976 tarihli 711 yevmiye nolu), ... adına çıkartılanın 20.01.1976 tarihinden “kardeşi ...” imzasına, (7 Ocak 1976 tarihli ve 707 yevmiye nolu), ... adına çıkartılanın 17.01.1976 tarihinde “birlikte oturduğu eşi ...” imzasına (7 ocak 1976 tarihli 708 yevmiye nolu), ... adına çıkartılanın ise 17.01.1976 tarihinde “birlikte oturduğu ehil oğlu ...” imzasına (7 ocak 1976 tarihli 709 yevmiye nolu) tebliğ edildiğinden davalı vekili tarafından noter tebligatlarında davalılar murislerinden ... ile adına tebligatı alan kardeşi ...’in birlikte oturduklarına dair bir açıklama bulunmadığı, ... adına tebligatı imzalayan eşi ...’in okuma yazma bilmediğinden imza atmasının mümkün olmadığı, ... adına tebligatı alan oğlu İbrahim’in tebligatın yapıldığı tarihte Gaziemir Hava Teknik Okullar Komutanlığı Hava Astsubay okulu öğrencisi olması sebebiyle Eskişehir’de olmadığı, ... adına tebligatı alan yeğeni ...’ın birlikte oturduklarına dair bir açıklama bulunmadığı belirtilerek tebligatların usulsüz olduğu ileri sürüldüğünden 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na göre tebligatın aynı konutta birlikte oturan kişiye yapılması gerektiği dikkate alınarak davalı ... ile bir kısım davalı murisleri ... ve ...’in tebligatın yapıldığı tarihte bu kişiler adına tebligatı alan kişilerle birlikte oturup oturmadıkları, bir kısım davalı murisi ... adına tebligatı alan eşi ...’in tebligatın yapıldığı tarihte okuma yazma bilip bilmediği, imzasına itiraz edilenler yönünden gerekirse imza incelemesi de yapılmak ve taraflardan delilleri sorulmak suretiyle vakıa olarak incelenerek sonucuna göre tebligatın geçerli olduğunun tespiti halinde davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 02.11.2021 tarihli ve 2020/262 Esas, 2021/499 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 02.11.2021 tarihli ve 2020/262 Esas, 2021/499 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda 27.09.2022 tarihli ve 2022/2046 Esas, 2022/12776 Karar ile tüm dosya kapsamından Tebligatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 16 ncı maddesi “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan aile efradından veya hizmetçilerinden birine yapılır.” şeklinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre tebligatın üzerinde muhatabın adreste bulunmama nedeninin yazılması gerekli olup, kamulaştırma tarihinde malik olan davalılardan ... ile diğer davalılar murisleri ..., ... ve ...’e anneleri ...’ten intikal eden ve davanın konusunu oluşturan paylar için çıkartılan tebligatlarda, muhatapların adreste bulunmama nedeninin tebligatların üzerine yazılmadığı anlaşıldığından, adı geçenlere yapılan tebligatlar geçersiz olup, adı geçen davalı ile davalılar murislerinden intikal eden paylar yönünden davanın reddine karar verilmesinde sonucu itibarıyla bir isabetsizlik görülmediği ancak; Mahkemece verilen ilk karar davalı ... ile bir kısım davalılar vekillerince temyiz edilmiş olup, Dairemizin uyulmasına karar verilen 20.06.2019 tarihli ve 2019/883 Esas, 2019/12158 Karar sayılı bozma kararında, kararı temyiz eden davalı ...’e hem kendi hissesi hem de kamulaştırmadan önce vefat eden annesi ...’ten intikal eden payı için ayrı ayrı çıkartılan noter tebligatlarının 20.01.1976 tarihinde “kendisine” usule uygun olarak tebliğ edildiği (7 Ocak 1976 tarihli, 644 ve 710 yevmiye numaralı noter tebligatları) anlaşıldığından adı geçen davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği belirtildiği halde, bozma kararı sonrasında davacı idarenin usulü kazanılmış hakkı gözetilerek adı geçen davalı yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde, davanın tümüyle reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın ... yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; davaya konu taşınmazın usulünce kamulaştırıldığını kamulaştırma tarihindeki mevzuat hükümlerine göre tebligatların tamamlandığını, davanın tüm davalılar yönünden kabul edilmesi gerektiğini ve idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesi.

3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "taşınmaz mülkiyetinin kazanılması" başlıklı 705 inci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

''Mahkeme kararı, cebr-i icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde mülkiyet tescilden önce kazanılır"

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı da gözetilerek aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Dava kısmen kabul edildiğinden davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekâlet ücreti verilmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davacı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak "Davacı idare kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre takdir ve tayin olunan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalı ...'ten alınarak davacı idareye verilmesine", cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

16.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.