Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3922 E. 2023/10199 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili istemine ilişkin davada, mahkeme harçlarının maktu mu yoksa nispi mi olarak hesaplanması gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar için kamulaştırmasız el atma davalarında mahkeme ve icra harçları ile vekâlet ücretlerinin nispi olarak uygulanması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının harçlara ilişkin kısmı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1912 Esas, 2023/195 Karar

DAVA TARİHİ : 03.01.2020

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/8 Esas, 2021/372 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 27794 ada 6 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece fiilen el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atmaya dayalı taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; imar planında "Özel Spor Alanı" kullanımında olan dava konusu taşınmazın kamu ortaklık paylarından oluştuğunu ve alanının da 21.544,4 m² olduğunu, dava konusu alanda gecekonduların bulunduğunu, vatandaşların rahatlıkla alana ulaşabildiklerini, gecekondulara ait ağaçların bulunduğunu, müvekkil idarece gecekonduların alandan kaldırılmamış olması sebebiyle 27794 ada 6 parsele herhangi bir fiili müdahalenin de bulunulmadığını, dava konusu taşınmaz malikleri tarafından idare aleyhine açılan ve ... 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/100 Esas sayılı dosyasında görülen kamulaştırmasız el atma davasında yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiğini, hukuki el atmaların düzenlenmesini de kapsayan 6745 sayılı Kanun ile değişen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Ek-1 ve Geçici 11. Madde hükümleri doğrultusunda davanın reddi gerektiğini usul ve yasaya aykırı açılan davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın taleple bağlı kalınarak kabulüne ve taşınmazın tapusunun iptali ve davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tespit edilen bedelin çok düşük olduğunu, mahkemece taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verildiğini, ancak davacının tüm taşınmazdaki payının iptal edilmesinin uygun olmadığını ileri sürmüştür.

2.Davalı idare istinaf dilekçesinde özetle; fiilen el atmanın söz konusu olmadığını, bu nedenle idari yargının görevli olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu ... ilçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan arsa vasıflı 21.544,40 m2 yüzölçümlü 27794 ada 6 parsel üzerinde davacı hissesinin bulunduğu, dava konusu 6 parselin 27794 ada 4 parsel de yapılan parselasyon planı sonucu (5 ve 6) ortaya çıkmış olduğu, 4 ve 5 parsellerin park ve rekreasyon alanı olarak düzenlenmiş bulunduğu, dava konusu taşınmazında öncesinde imar planında aynı kulanım amacına özgülenmiş iken 2015 yılında onanan revizyon imar planı ile "Özel Spor Alanı " kullanımına ayrıldığı, bununla birlikte ... Vadisi Rekrasyon Alanı içinde kaldığı ve Kamu Ortaklık Payı parsellerinden oluştuğu, ... Vadisi Rekreasyon alanı yapım işinin bir bütün olduğu ve tüm vadiyi kapsadığı, vadide futbol sahası, idari binalar, park alanları ve ağaçlandırmalar yapılmış olup, düzenleme çalışmalarının devam ettiği, parsel üzerinde bazı gecekonduların yıkıldığı, davacı hissedarların parsel üzerine yapı yapma imkanının kısıtlanmış olduğu ve belediyenin uygulamaya koyduğu plan ve proje bütünlüğü göz önüne alındığında fiilen el atma olgusunun gerçekleştiği kabul edilerek arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilmesinde yöntem itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; dava konusu taşınmazın paydaşları tarafından açılan davada Ekim 2016 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen 2.260,00TL /m² birim değerinin Dairenin 2019/2961 esas sayılı ilamı ile ve Haziran 2015 değerlendirme tarihi itibariyle tespit edilen 2.070,00TL m² birim bedelinin Dairenin 2019/1051 Esas sayılı ilamı ile uygun görüldüğünden güçlü delil niteliğindeki bu bedellerin dava değerlendirme tarihine eskale edilmek suretiyle aradan geçen uzun süreçte bölgede değişiklik olup olmadığı, değeri sonradan artıracak bögesel emsallerde dikkate alınmak suretiyle taşınmaz bedelinin yeniden tespiti için bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış, bilirkişi kurulunca ek raporda dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan Ocak 2020 tarihi itibarıyla metrekare birim değerinin 4.100,00 TL olduğu tespit edilerek toplam tazminat bedelinin ek rapora göre 282.900,00 TL olduğu ancak davacının talebi ile bağlı kalınarak fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulması gerektiği anlaşılmış ayrıca 2942 sayılı Kanun'a eklenen 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında kabul edilen hükümle 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinden hükmün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4.2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının (4) numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına yerine ''Alınması gerekli 1.024,65 TL harçtan peşin alınan 256,17 TL ve 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile bakiye 714,08 TL'nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacının yatırmış olduğu 54,40 TL başvurma harcı, 256,17 TL peşin harç toplamı 310,57 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,'' cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.