Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3951 E. 2023/11103 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırılan taşınmazın, kamulaştırma amacına uygun kullanılmaması nedeniyle davacılar tarafından geri alınması talebi.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 23. maddesi uyarınca, birden fazla taşınmazın birlikte kamulaştırılması halinde geri alma hakkının tüm taşınmazlar birlikte değerlendirilerek belirlenmesi ve davacılardan birinin taşınmazın kamulaştırıldığı tarihte malik olmaması nedeniyle dava açma hakkının bulunmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/135 Esas, 2023/334 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aydın 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/153 Esas, 2021/319 Karar

Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 23 üncü maddesine dayanan taşınmazın geri alımı ile tapusunun iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekillerinin hissedarı bulunduğu, Aydın ili, Efeler ilçesi, ... Mahallesi, 385 parsel sayılı, 11.172,00 m² miktarlı taşınmazın, davalı idarenin aldığı kamulaştırma kararına istinaden 6.174,17 m²lik kısmının kamulaştırıldığı, davalı idarenin, bedel tespit ve tescil istemli açtığı dava üzerine, Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/147 Esas, 2013/8 Karar sayılı kararı ile taşınmazın kamulaştırılan kısmının bedelinin tespiti ile taşınmazın kamulaştırılan kısmının davacı idare adına tesciline karar verildiğini, verilen kararın Yargıtay denetiminden de geçmek suretiyle 03.06.2013 tarihinde kesinleştiğini, buna rağmen davalı idarece beş yıllık süre içinde kamulaştırma amacına uygun olarak inşaat faaliyetinin yapılmadığı gibi taşınmazın atıl olarak bırakıldığını, müvekkillerinin bu şekilde kamulaştırılan taşınmazının, 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi uyarınca müvekkillerine iadesine, tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; 2942 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi uyarınca 5+1 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle davanın reddi gerektiğini, aksi takdirde müvekkilinin davacılar adına yatırdığı bedelin yatırıldığı tarih olan 10.08.2010 tarihinden itibaren TEFE/TÜFE oranında artan faiziyle birlikte yatırılması hususunda depo kararı verilmesi gerektiğini, taşınmazın kamulaştırılmasının Aydın garının şehir içinde kalması nedeniyle yükleme boşaltma hizmetlerinin ASTİM Organize Sanayi Bölgesi yakınına kaydırılması amacıyla alınan projenin ürünü olarak yapıldığını belirterek davanın hak düşürücü süre, dava şartı yokluğu ve esastan reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulüne kamulaştırma bedelinin güncel değeri olan 586.389,63 TL bedelin karar kesinleştiğinde davalıya nemalarıyla ödenmesine, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın "Aydın garının şehir dışına taşınması amacıyla Devlet Demir Yolları Yük İstasyonu" olarak alınan kamulaştırma kararına istinaden kamulaştırıldığını, açılan bedel tespit ve tescil davası üzerine de taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespit edilerek taşınmazın kamulaştırılan kısmının müvekkili idare adına tesciline karar verildiğini, kararın 03.06.2013 tarihinde kesinleştiğini, kesinleştiği tarih itibarıyla davanın açıldığı tarihe kadar hak düşürücü sürenin fazlasıyla dolduğu, bu nedenle davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiği, dava konusu taşınmazın 385 parselin ifrazından oluşan 759 parsel sayılı taşınmaz iken hükümde eski parsel numarasının 285 olarak yazıldığını, bu husustaki tashih taleplerinin bulunduğunu, hesap bilirkişi raporu ile ana para 363.476,64TL ve işlemiş faiz 22.792,66TL olmak üzere, toplam 386.269,30TL olarak belirlendiğini, hüküm fıkrasında ise, 586.389,63TL olarak karar verildiğini, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, acele el koyma dosyasında yatırılan bedele uygulanacak faizin bedel tespit ve tescil davasında uygulanacak faizin başlangıcından farklı olması gerektiğini, dava konusu taşınmazla birlikte birden fazla taşınmazın kamulaştırmasının yapıldığını, aynı proje kapsamında kamulaştırma işleminin yapıldığı gözetilerek davanın reddi yönünde karar verilmesi gerekirken eksik ve hatalı değerlendirme ile kabul kararı verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların hissedarı bulunduğu, Aydın ili, Efeler ilçesi, Yılmazköy Mahallesi, 385 parsel sayılı, 11.172,00 m² miktarlı taşınmazın, "Aydın garının şehir dışına taşınması amacıyla Devlet Demir Yolları Yük İstasyonu" için davalı idare tarafından alınan kamulaştırma kararına istinaden 6.174,17 m²lik kısmının kamulaştırıldığı, davalı idare tarafından bedel tespit ve tescil istemli açılan dava üzerine de, Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15.01.2013 tarihli ve 2011/147 Esas, 2013/8 Karar sayılı kararı ile özetle, "385 parsel sayılı taşınmazın, 6.174,17 m²lik kısmının, davacı idare lehine kamulaştırma nedeniyle, 363.476,65TL bedel karşılığında, davacı idare adına tapuya kayıt ve tesciline" karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 08.04.2013 tarihli ve 2013/4624 Esas, 2013/5743 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verildiği, Yargıtay ilamına yönelik süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunulmaması üzerine de, kararın 03.06.2013 tarihinde kesinleşmiş olduğu, dava konusu 385 parsel sayılı taşınmazın, Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.01.2013 tarihli ve 2011/147 Esas, 2013/8 Karar sayılı kararına istinaden ifraz edilerek, taşınmazın kamulaştırmaya konu 6.174,17 m²lik kısmı, "Demiryolu Alanı" vasfı ile, 759 parsel numarası ile davalı ... İşletmesi Genel Müdürlüğü adına kalan 4.997,83 m²lik kısmı ise, "İncir Bahçesi" vasfı ile malikleri (1/4) payı Salih Zeki oğlu, ..., (1/2) payı Mehmet kızı, ... ve (1/4) payı Süleyman kızı, Vesile Ünal adına tescili yapıldıktan sonra hissedar Vesile Ünal'ın taşınmazdaki (1/4) payını 25.04.2019 tarihli ve 9557 yevmiye sayılı resmi senet ile Salih Zeki kızı, ...'a satmış olduğu, 2942 sayılı Kanunu'nun 23 üncü maddesinde "Kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırmayı yapan idarece veya 22 nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca devir veya tahsis yapılan idarece; kamulaştırma ve devir amacına uygun hiç bir işlem veya tesisat yapılmaz veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılırsa, mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte ödeyerek, taşınmaz malını geri alabilir. Doğmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmayan geri alma hakkı düşer. Aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz mal birlikte kamulaştırıldığı takdirde bu taşınmaz malların durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek yukarıdaki fıkralar buna göre uygulanır." hükmü düzenlendiği, dava konusu taşınmazın, mahallinde yapılan keşifler ve yapılan saptamalara göre, davalı idare tarafından dava konusu taşınmaz hakkında aldığı kamulaştırma kararına istinaden, kamulaştırma bedelinin kesinleştiği 03.06.2013 tarihinden itibaren 5 yıllık süre içerisinde, kamulaştırma amacına uygun hiçbir işlem ve tesisat yapmadığının anlaşıldığı ve davacılar tarafından da 5 yıllık sürenin dolumundan itibaren 1 yıl içerisinde 08.05.2019 tarihinde eldeki davalarını açtıkları, dolayısıyla, davanın davacılar tarafından hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmış, davacıların kamulaştırma bedelini (363.476,65TL) aldıkları günden itibaren yasal faizinin tespitine yönelik ayrıntısı 16.11.2020 tarihli Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Hakan Kaya tarafından düzenlenen raporda, 222.792,66TL olmak üzere, davacılar tarafından iade edilmesi gereken toplam bedelin 586.269,30TL olduğu, davacılar tarafından ise, bu bedele karşılık anaparanın faiziyle birlikte yatırıldığı 22.10.2021 tarihi itibarıyla davalı idare adına açılan banka hesabına 586.389,63TL yatırıldığı ve davalı idare tarafından alınan kamulaştırma kararına istinaden, davacıların hissedarı bulunduğu taşınmazın kamulaştırılan kısmına ilişkin kamulaştırma bedelinin kesinleşme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde kamulaştırma amacına uygun olarak taşınmaz üzerinde herhangi bir işlem veya tesisat yapmadığı, kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmediği, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı ve davacılar tarafından kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek faizi ile birlikte bankaya depo edildiği anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesince kabulü yönünde verilen kararda usul ve kanuna aykırılık görülmemiş; ancak dava konusu taşınmazın 385 parselin ifrazından oluşan 759 parsel sayılı taşınmaz olduğu halde infazda tereddütlere neden olacak şekilde 285 parselde kayıtlı 6.174,17 m² miktarlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile, davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi, kamulaştırmadan arta kalan 760 parsel sayılı taşınmazda, davacılar Salih Zeki oğlu, ... (1/4) paya, Mehmet kızı, ... (1/2) paya ve Salih Zeki kızı, ... (1/4) paya sahip oldukları gözetilerek, dava konusu 385 parselin ifrazından oluşan 759 parselin davalı idare adına olan tapu kaydının iptali ile bu oranlar dahilinde davacılar adına tesciline karar verilmesi gerekirken davacılar adına tesciline karar verilmesi, davalı idare harçtan muaf olmadığı halde, davalı idarenin harçtan muaf olduğu kabul edilerek, harç alınmadığı gibi davacılar tarafından yatırılan harçların karar kesinleştiğinde davacılara iadesine karar verilmiş olması doğru görülmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş, ayrıca 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi koşullarının oluşmadığını, öncelikle maddede sadece tesisat yapılması şartı bulunmadığı, dolayısıyla projeye yönelik yapılan yazışma vs. her türlü işleminin davacının iddiasını dayanaksız hale getirdiğini, bu süreçte gerekli fizibilite çalışması yapılmış, keşif özeti çıkarılmış ve tüm ekleri hazırlanarak 24.01.2022 tarihli ve 27388 sayılı yazıyla ödenek talebinde bulunulduğu, bununla birlikte, maddenin 3 üncü fıkrasında "birden fazla taşınmaz mal birlikte kamulaştırıldığı takdirde bu taşınmaz malların durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek" denildiğinden, proje kapsamında kamulaştırılan 17 adet parselin (toplam 70.233,00 m²) içindeki tek bir parsele ilişkin olan 8.818 m²lik kısmının geri alımının mümkün olmadığı, proje güzergahında kamulaştırılan tüm parsellerin içinden bir tanesinin geri alınmasının, projenin tamamını uygulanamaz hale getireceğinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı önceki tapu maliki ile davalı idare arasındaki amacına uygun kullanılmayan kamulaştırılan taşınmazın iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi uyarınca; kamulaştırılan taşınmazın geri alınabilmesi için kamulaştırma bedelinin kesinleşme tarihinden itibaren 5 yıl içinde kamulaştırmayı yapan idarece kamulaştırma ve devir amacına uygun hiçbir işlem ve tesisat yapılmamış olması ve kamu amacına yönelik hiçbir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz malın olduğu gibi bırakılması gerekir. Geri alma hakkının doğmasından itibaren 1 yıl içinde kullanılmayan hak düşer. Aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz birlikte kamulaştırıldığı takdirde bu taşınmazların durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek geri alma hakkının doğumu taşınmazların tümüne göre belirlenir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre, aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz birlikte kamulaştırıldığı takdirde bu taşınmazların durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek geri alma hakkının doğumu taşınmazların tümüne göre belirleneceğinden, dava konusu taşınmazla birlikte aynı Kamulaştırma kapsamında kamulaştırılan taşınmazların listesi ve bu taşınmazların kamulaştırma bedellerinin kesinleştiği son tarihin davalı idareden sorulup araştırılması ve Kamulaştırma kapsamında kalan son parselin kamulaştırma bedelinin kesinleşmesinde itibaren 5 yıl içinde kamulaştırmaya yönelik herhangi bir iş yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiği gibi mahallinde keşif yapılarak bu taşınmazlar üzerinde herhangi tesisat yapılıp yapılmadığı tespit edilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması, yerinde değildir.

5. Davacılardan ... yönünden yapılan incelemede (1/4) pay Süleyman kızı, Vesile Ünal adına tescilli iken 24.04.2019 tarihinde ...'a satmış olduğu anlaşıldığından taşınmazın kamulaştırıldığı dönemde malik sıfatı bulunmadığı, 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesine göre dava açma hakkı bulunmadığından bu davacı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.