"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2008/513 Esas, 2009/780 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Şanlıurfa ili, ... ilçesi, Karakeçi köyü, 233 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın gerçek bedelinin tespit edilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın 2. sınıf kuru tarla olmasına rağmen 1.sınıf olarak kabul edildiğini, kapitalizasyon faiz oranının hatalı alındığını, değer düşüklüğü oranının yüksek belirlendiğini, bedelin fahiş olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın daha yüksek değere sahip olduğunu, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilip davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
3. Davalılardan ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın daha yüksek değere sahip olduğunu, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilip davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare vekili ile davalı tapu malikleri arasındaki irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ve 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının ilgili bölümleri
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi ve aynı maddenin son bendi uyarınca taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve irtifak hakkına konu olan bölüm dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı ve pilon yeri karşılığının adil ve hakkaniyete uygun olarak tespiti ile tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesi ve dava konusu irtifak hakkının ve pilon yerinin idare adına tesciline karar verilmesi yerindedir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin tüm, davalılar vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi; davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirmelerine rağmen vekâlet ücretine hükmedilmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin tüm, davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 8 numaralı bendinin hükümden çıkartılmasına, "Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 575 TL maktu vekâlet ücretinin davacı idareden tahsili ile kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine," cümlesinin yazılmasına, hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan harcın Hazineye irat kaydedilmesine, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.