"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1769 Esas, 2023/195 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/171 Esas, 2021/293 Karar
Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun’un (2942 sayılı Kanun) mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar ... vd. vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, ... Mahallesi, 428 parsel sayılı taşınmazın tamamının usulüne uygun olarak kamulaştırıldığını, tapu malikleri tarafından kamulaştırma bedelinin artırılması davası açıldığını, kamulaştırmanın kesinleştiğini; ancak davalılar tarafından tapuda ferağ verilmediğini, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; aradan uzun yıllar geçtiği için davalıların hangi taşınmazlarının kamulaştırıldığını hatırlayamadıklarını, davacı tarafın 2942 sayılı Kanun'un mülga 17 nci maddesine göre tescil talep ettiğini ifade ettiğini, ancak, mülga 17 nci madde uyarınca müvekkillerinin ferağ vermeye davet edilmediklerini, idare tarafından işlemlerin usulüne uygun olarak yerine getirilmediğinden, ödeme ve tescil işlemleri birlikte yapılmadığından, aradan 25 yıl geçtikten sonra dava açıldığını, yargılama gideri ve vekâlet ücreti talep ettiğini, davanın açılmasına sebebiyet verenin müvekkilleri olmadığını, bu nedenle bu talebin reddinin gerektiğini, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgenin Kanal İstanbul güzergahı üzerinde olup, kamulaştırma amacının ortadan kalktığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davaya bir itirazının olmadığını, davayı kabul ettiğini, kamulaştırma bedelinin tarafına ödendiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne taşınmazın davalılar adına kayıtlı bulunan tapusunun iptali ile davacı idare adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 sayılı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan kararı gerekçe göstererek idare lehine vekâlet ücreti hükmedilmemiş ise de söz konusu kararlar kamulaştırma bedelinin tespit ve tescili davalarına ilişkin olduğunu, iş bu davanın kamulaştırma bedelinin tespiti davası olmayıp 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesine dayalı tescil davası olduğunu, 1990'lı yıllarda yapılan kamulaştırmalar sonrasında davalılar veya murisleri tarafından kamulaştırma bedellerini almış olmalarına ve aradan yıllar geçmiş olmasına karşın tapuda DSİ lehine ferağ verilmediğinden taşınmazın DSİ adına tescilinin mümkün olmadığını, dolayısıyla davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiğini belirterek davalı lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi hukuka aykırı olup, müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tapu kaydı maliki mirasçıları olan dahili davalıların davadan önce tapuda ferağ için davet edilmedikleri, ancak davalılardan ...'ın ilk duruşmadan önce dilekçe ibraz ederek davayı kabul ettiğini bildirdiği, bu davalı yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 312 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olduğu sonucuna varılmakla adı geçen davalılar yönünden davacı idare vekilinin istinaf istemi yerinde olmadığı, ancak diğer davalılar yönünden usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup, davayı kabul ettiklerine dair beyanda bulunmadıkları gibi tapuda tescil için ferağ da vermediklerinden; davayı kabul etmeyen bu davalılar aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile vekâlet ücretine hükmedilmemiş olması, kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine vekâlet ücreti verilmemesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru bulunmadığından yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... vd. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; 2942 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı idare üzerinde bırakılacağını vekâlet ücreti de yargılama giderlerinden olduğundan, ayrıca Anayasa Mahkemesinin bu husustaki kararları dikkate alınarak dava açılmasında kusuru bulunmayan ve kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davacı idare idare lehine hükmedilen vekâlet ücretinin kaldırılarak Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanunu’nun mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkin davanın kabulüne dair verilen kararda, davayı kabul etmeyen davalılar aleyhine, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinde ve kendisini vekil ile temsil eden davalılar lehine ise vekâlet ücreti takdir edilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar ... vd. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalılar ... vd'den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.