Logo

5. Hukuk Dairesi2023/4052 E. 2023/10366 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıya ait taşınmazlara davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atıldığı iddiasıyla açılan tazminat davasında, el atmanın varlığı, kapsamı ve taşınmazın değerinin tespiti uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazlara el atmanın varlığı ve kapsamının yeterince araştırılmadan ve taşkın durumu, tarımsal kullanım imkanı gibi hususlar belirlenmeden eksik incelemeyle hüküm kurulduğu, ayrıca kamulaştırmasız el atılan kısmın davalı idare adına tescilinin de hüküm altına alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1531 Esas, 2023/182 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/382 Esas, 2022/88 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması halinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Ecrimisil bedeli olarak hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; davalı idare vekilinin ecrimisile ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Muş ili, ... ilçesi, Arakonak köyü 648 ve 656 parsel sayılı taşınmazların davacıya ait olduğunu, bitişiğinden geçen Acısu Deresi yatağının dolması sonucu, dava konusu taşınmazların tamamının dere yatağı haline geldiğini, davacı adına kayıtlı olan ve davalı kurumun el atmasından dolayı kullanılmaz hale gelen taşınmazların kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini ve ecrimisil bedelini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle;davanın süresinde açılmadığını ve zamanaşımı definde bulunduklarını, davada DSİ'nin davalı sıfatının bulunmadığını belirterek davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, parselde tamamen doğal sebeplerle aşınma ve kıyı oyulmaları sonucu oluşan toprak kayıplarından davalı idarenin sorumlu olmadığını, dava konusu taşınmazlara müvekkili idare tarafından el atılmadığını, ayrıca DSİ tarafından yapılan ve işletmeye açılan taşkın kontrol tesislerinin meydana gelen taşkınları tamamen önlemesinin de mümkün olmadığını, ecrimisil talepleri yönünden ise müvekkili kurumun dava konusu taşınmazlar üzerinde herhangi bir sahiplenme niyeti olmadığını, davalı idare bakımından ecrimisil şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatı ve ecrimisil bedelinin davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan karar verildiğini, dava konusu taşınmazların tapulandığında sulak alan olup olmadığının araştırılması gerektiğini, idarenin herhangi bir müdahalesi bulunmadığını, Şorgöl gölünün doğal göl olup, müvekkili idarenin sorumluluğunda bulunmadığını, bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, %10 objektif değer artışı uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranında aynı unsurların kullanıldığını, Tapu Kadastro bilgi sisteminde yapılan araştırmada komşu parsellerin çayır olduğunun görüldüğünü, bu nedenle dava konusu taşınmazların çayır olarak değerlendirilmesi gerektiğini, taşınmazlar ile ilgili toplulaştırma çalışması bulunduğunu, toplulaştırma çalışmasının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmazlara olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda uygulanan kapitalizasyon faiz oranının taşınmazların nitelik ve konumuna uygun düştüğü, belirlenen bedelin adil ve hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsil istemi hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki Muş ili, ... ilçesi, Arakanal köyü 648 ve 656 parsel sayılı dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Dava konusu taşınmazlara ait kök tapu ve kadastro tutanaklarının dosya arasına alınarak, dosyada mevcut 2018-2019-2020 ve 2021 tarihlerine ait çiftçi kayıt sistemi kayıtları birlikte değerlendirildirilerek dava konusu taşınmazın hangi mevsimlerde ne kadar süre ile taşkın altında kaldığı mevcut hali ile tarım yapılmasının mümkün olup olmadığı, taşkının sürekli olup olmadığı ve tarımsal olarak kullanılabilir hale getirilip getirilemeyeceği, taşınmazın el atıldığı tespit edilen kısmının taşınmazın ayrıntılı fotoğrafları da çekilerek, çekilen fotoğrafları üzerinden işaretlenip koordinatlarını gösterir rapor alınmak suretiyle el atmanın varlığı somut olarak araştırılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi hatalıdır.

5. Kabule göre de Kamulaştırılmadan el atıldığı tespit edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tescil edildikten sonra terkinine karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A.Davalı İdare Vekilinin Ecrimsil Bedeline İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

B.Davalı İdare Vekilinin Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat Bedele İlişkin Temyiz Yönünden;

1.Davalı idare vekilllince temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyayı İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.