"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle tesis edilen ipotek karşılığının artırılması istemine ilişkin davada İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddi ile kamu düzeni gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi ...’ın hissedar olduğu ... ilçesi, ... Mahallesi 1175 ada 106 parselde kayıtlı arsa vasfındaki taşınmaza imar uygulaması yapıldığını, düzenleme ortaklık payı düşülmesi neticesi kalan 197,00 m² hissenin bedele dönüştürüldüğünü ileri sürerek bedelin artırılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; idarî yargının görevli olduğunu, bedelin ödendiğini, davacılara şuyunlandırma cetvelinde rastlanmadığını, zamanaşımının sona erdiğini, husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, imar uygulaması sonucu belirlenen bedelin 857.496,52 TL'ye çıkartılmasına, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacılara miras hisseleri oranında ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın idarî yargı yerinde görülmesi gerektiğini, bedelin 1995 yılında ... Bankasına bloke edildiğini, 10 yıldan fazla zaman geçtiği için bedelin ödenip ödenmediğinin ... Bankasından sorulması gerektiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, zamanaşımının sona erdiğini, tebligat zorunluluğunun olmadığını, husumetin kendilerine yöneltilmeyeceğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bedele dönüştürme işlemi ile ilgili usulüne tebligat yapılmadığı veya malik ferağ vermediği takdirde taşınmaz malikinin herhangi bir süreye tâbi olmaksızın imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen payına takdir edilen karşılığın artırılması istemiyle her zaman dava açma hakkı bulunduğunu, taşınmaz malikine usulüne uygun tebligat yapılmadığı, buna göre davacılar bakımından dava açma süresini başlatacak usulüne uygun bir tebligat işlemi bulunmadığı ve bu hâliyle zamanaşımı süresinin başlamadığını, imar uygulamasının tapuya tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi kabul edilerek emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle tespit edilen ipotek bedelinin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınıp dava tarihine güncellenerek imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen payın artırılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığını, idarece takdir edilen şuyulandırma bedelinin ödenmediği anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf nedenlerine de itibar edilmediğini, ancak, eldeki davanın niteliği itibarıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 12 nci maddesinin ikinci fıkrası yollamasıyla uygulanacak 2942 sayılı Kanun'un geçici 6 ncı maddesinin yedinci fıkrası hükmü gereğince yargılama harçları ve vekâlet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerekirken nispi harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı ise de anılan hususu davalı vekilinin istinaf nedeni yapmadığı, ancak harç hususunun kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle resen düzeltilebileceği, maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin istinaf nedeni yapılmaması nedeniyle yalnızca eleştirilmesiyle yetinilerek, nispi vekâlet ücretine ilişkin düzeltme yapılması olanağı bulunmadığı değerlendirilmek suretiyle, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak harca ilişkin düzeltme yapılarak yeniden hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca taşınmazın bulunduğu alan riskli alan ilan edildiğinden yetkinin ilgili Bakanlığa ait olduğunu, imar planın iptal edilmesine rağmen bu nedenle kök parsele dönme işleminin yapılamadığını, vekâlet ücretinin reddi ile maktu olarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen muris payı nedeniyle tesis edilen ipotek karşılığının artırılması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 359 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 6745 sayılı Kanun ile değişik geçici 12 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu 1175 ada 105 ve 106 parsel sayılı taşınmazlarda, imar uygulaması yapıldığı ve murisin bedele dönüştürülen toplam 198,00 m²lik payının bedelinin ödenmediği ...Plan ve Proje Müdürlüğünün 13.05.2016 tarihli ve 2530068 sayılı yazısından anlaşıldığından, arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12 nci maddesi uyarınca uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosuna göre dava tarihine güncellenmesi suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Adlî yargının görevli olması nedeniyle davalı idare vekilinin yargı yerine ilişkin temyiz itirazı doğru olmadığı gibi, ilgilisine yapılmış bir tebligat bulunmadığından, davanın süre yönünden reddine ilişkin temyiz itirazı da yerinde görülmemiştir.
4. Vekâlet ücretine ilişkin olarak istinaf talebinde bulunulmadığından, vekâlet ücretinin maktu hesaplanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazı yerinde görülmemiştir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.