"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1073 Esas, 2022/3527 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/267 Esas, 2021/60 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Malatya ili, Battalgazi ilçesi, ... Mahallesi 178 ada 8 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece el atıldığından taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini; zira dava konusu yerle ilgili olarak Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/370 Esas, 2013/413 Karar sayılı dosyası ile verilen kararın henüz kesinleşmediğini, dolayısıyla dava konusu yer ile ilgili olarak açılmış mevcut bir dava nedeniyle derdestlik itirazında bulunduklarını, öncelikle derdest bir davanın bulunması nedeniyle eldeki davanın usulden reddine karar verilmesini, yine idare tarafından fiili bir el atma olmaması nedeniyle eldeki davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Malatya ili, Battalgazi ilçesi, ... Mahallesi 178 ada 8 parsel nolu taşınmazın bir kısmının düzenlenen imar planında yol ve park alanı olarak düzenlendiğini, ancak park alanı olarak düzenlenen alanın ilçe belediyesinin mi yoksa büyükşehir belediyesinin mi sorumluluk alanında kaldığının henüz belli olmadığını, diğer kısmının ise tünel girişi olması nedeniyle bu kısmının da tünel girişini yapacak idarenin sorumluluğunda olduğunu, el atılan kısmın büyükşehir belediyesinin yol ağında bulunmadığını, dolayısıyla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı idare aleyhine açılan davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı paylarının tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın uygulama imar planında sorumluluğu henüz Büyükşehir Belediye Meclisince belirlenmeyen park alanında kaldığı ve diğer kısmı ise Mekansal Planlar Detay Katalogların da gösterildiği üzere ‘Tünel Giriş’ kısmında kaldığını ve buranın sorumluluğunun da tünel yapımını gerçekleştirecek olan ilgili idarenin yetki ve sorumluluğunda olduğunu, dava konusu taşınmazın bedeli, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak kabul edildiğini, bu konudaki itirazlarımız dikkate alınmadığını, bilirkişilerce emsal olarak alınan parselin, dava konusu parsele emsal alınabilecek eşdeğer bir parsel olmadığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, incelenen emsallerin bedellerinin gerçek değerini yansıtmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı idare tarafından el atılan taşınmazın arsa olarak değerlendirilip bedelinin tespit edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği ancak kamu düzeni gereği yapılan incelemede 26.11.2022 tarihli Resmî Gazete yayımlanan aynı tarihte yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'la 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek madde 4 ile mahkeme harçlarının maktu olarak belirlenmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı dikkate alınarak; harç yönünden düzeltme yapılması gerektiği ve İlk Derece Mahkemesince verilen 23.05.2018 tarihli ilk karara karşı yalnızca davalı idare tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, bu itibarla sonraki kurulacak hükümde davalı idare lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın gözetilmesi gerektiği, ilk karara dayanak yapılan raporda dava konusu taşınmaz arsa olarak değerlendirilmiş ve tazminat bedeli olarak 463.424,80 TL alacak belirlenmiş, Dairemizin kaldırma kararından sonra ise tazminat bedeli 579.182,41 TL belirlenmesine karşın davalı idarenin usulü kazanılmış haklar karşısında tazminat bedelinin artırılamayacağı bu hatanın düzeltilmesi gerektiğinden davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mülkiyet hakkının kısıtlandığını, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hallerde usuli kazanılmış hak durumunun kural olmaktan çıktığını,Bölge Adliye Mahkemesinin iade kararı sonrası dosyanın yeni esas aldığını ve yeni bir durumun ortaya çıktığını, yargılamanın yeniden yapıldığını usuli kazanılmış hak ihlalinin olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir
2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı ... maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemineilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakmeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
5. 7421 sayılı Kanun'la 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek madde 4
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu Malatya ili, Battalgazi ilçesi, ... Mahallesi 178 ada 8 parsel ( yeni 178 ada 30 parsel) sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince verilen 23.01.2018 tarihli ilk karara karşı yalnızca davalı idare tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, bu itibarla sonraki kurulacak hükümde davacının talebi ve idare lehine oluşan usuli kazanılmış hakkı gözetilerek karar verilmesi yerindedir.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinden Bölge Adliyesi Mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Taraf vekillerinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinin hükümden çıkartılmasına yerine "Harçlar Kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 31.656,55 TL harçtan daha önceden ödenen toplam 7.946,80 TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 23.709,75 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.