Logo

5. Hukuk Dairesi2023/4116 E. 2023/11029 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedeli ödenmiş taşınmazın tapuda ferağ işleminin yapılmaması nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davasında vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen davayı kabul ettiğini beyan etmediği ve tapuda ferağ işlemini de gerçekleştirmediği için davalı tarafın davaya sebebiyet verdiği gözetilerek davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru bulunmuş ve direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1254 Esas, 2023/249 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/267 Esas, 2020/289 Karar

Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) mülga 17 nci maddesine dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, ... Mahallesi 614 parsel sayılı taşınmazın usulüne uygun olarak kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedellerinin banka hesabına yatırılarak noter tebligatlarının yapıldığını, davalı tarafından idare aleyhine Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/112 Esas, 1999/197 Karar sayılı dosyasında tezyidi bedel davası açıldığını ve hükmedilen bedelin müvekkili idarece ödendiğini, böylece kamulaştırma işleminin kesinleştiğini, buna karşılık davalı tarafça tapuda ferağ verilmediğini, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verildiğini, ancak müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini, müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesine gerekçe olarak gösterilen Yüksek Mahkeme kararlarının 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davalarına ilişkin olduğunu, oysa eldeki davanın 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesine dayanan tapu iptal ve tescil davası olduğunu, davalı tarafın yıllar önce kamulaştırma bedelini almasına karşın müvekkili idare lehine ferağ vermediğini, dolayısıyla bu davanın açılmasına sebebiyet verdikleri, müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığını, tescil hükmünün her türlü takyidattan ari olarak kurulmamasının hükmün infazı aşamasında sıkıntı oluşturabileceğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2942 sayılı Kanun'a göre açılan tescil davalarında, davalıya yargılama giderinin yükletilmemesinin davalının cevap lahiyasında veya en geç ilk oturumda hazır bulunarak davayı kabul ettiğini beyan etmesi halinde mümkün olacağını, dosya içindeki belgelerden tapu kaydı maliki olan davalının davadan önce tapuda ferağ için davet edilmediği, ancak davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edildiği halde davayı kabul ettiğine dair beyanda bulunmadığı gibi tapuda tescil için de ferağ vermediği anlaşıldığından, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davayı kabul etmeyen davalı yönünden davacı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesinin doğru görülmediği gerekçesiyle davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına kendi davranışlarıyla sebep olmadığını, davacı idare tarafından bedelin düşük belirlenmesi üzerine müvekkilinin tezyidi bedel davası açmak zorunda kaldığını, kamulaştırma işleminin en başında usulüne uygun tebligat yapılmış olsaydı taşınmazın davacı idare adına tescilinin sağlanacağını, bu nedenle yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı idareye yüklenilmesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 2942 sayılı Kanun'un mülga 17 nci maddesine dayanan tapu iptal ve tescili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un mülga 17 nci maddesi ile 24.04.2001 tarihli 4650 sayılı Kanun’un 21 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen ana kanuna işlenemeyen geçici 1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.