Logo

5. Hukuk Dairesi2023/4192 E. 2023/11965 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan kısmi davada, ilk davada hüküm altına alınmayan bakiye alacağın tahsili talep edilebilir mi?

Gerekçe ve Sonuç: Kısmi dava açılması, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmediği gözetilerek, ilk davada hüküm altına alınmayan bakiye alacağın tahsiline karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1593 Esas, 2022/2658 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/27 Esas, 2021/647 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin ilk davada saklı tutulan bölümlerin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idareler vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idareler vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili Alanya ilçesi ... Mahallesi 1958 parsel sayılı taşınmazda müvekkilinin zilyetlik hakkı nedeni ile kamulaştırmasız el atma tazminatı talepli dava açıldığını, mahkemece müvekkilinin tapu maliki olmaması sebebi ile davanın reddine dair verilen 2014/677 Esas, 2016/87 Karar sayılı ilamına karşı temyiz yoluna gidildiğini, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2017/12082 Esas, 2018/3264 Karar sayılı ilamı ile bozulduğunu, bozma ilamında dava konusu yerin kamuya özgülendiği tarih olan 22.06.1996 gününden önce ... yönünden zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu, zilyetliği devralan ...'nın kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açma ehliyetinin bulunduğunun belirtildiğini, karar düzeltme talebinin de reddedildiğini, bozma üzerine Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/5 Esas, sayılı dosyasında görülen davada dava konusu taşınmazın kamulaştırmasız el atma bedelinin 5.044.878,00 TL olarak tespit edildiğini, ancak davanın 20.000,00 TL üzerinden açılması nedeni ile taleple bağlı kalınarak 20.000,00 TL kamulaştırmasız el atma tazminatına hükmedildiğini, kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine yargısal denetimlerden geçerek kesinleştiğini, taşınmaz ... adına kayıtlı ve Akdeniz Üniversitesine tahsis edilmiş iken Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğünün taşınmaz üzerine su deposu, fakülte binası ve üniversite yerleşkesi gibi yapılar inşa ederek fiili şekilde el attığını, ilk davanın karar tarihinde ve hali hazırda ise Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Rektörülüğü tarafından fiilen kullanıldığını, bu sebeple davada pasif husumet ehliyetinin ..., ... ve Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Rektörülüğü üzerinde olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.024.878,00 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının ilk dava tarihi olan 26.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ... Mahallesi 1958 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin 16.06.1995 tarihli ve 3225 yevmiye ile ... adına ihdasen tescil edildiğini, Milli Emlak Müdürlüğünün 22.06.1995 tarihli yazıları ile 96.806,24 m²lik tarla vasıflı taşınmazın müvekkili üniversiteye tahsil edildiğini, tahsis tarihinde kütüğün üzerinde herhangi bir belirtme ve şerh bulunmadığını, tapu kütüğünden de anlaşılacağı üzere beyanlara belirtme 25.12.2013 tarihli ve 34430 yevmiye ile konulduğunu, Akdeniz Üniversitesi Tapu siciline güven çerçevesinde bu taşınmazı tahsis ederek 2008 yılında 10200 m²lik Alanya İşletme Fakültesi, 2009 yılında 1500 m² lik ek binanın yapımını tamamlandığını, tapu kütüğünde binaların yapımı tamamlandığı zaman bile herhangi bir belirtme ihtiyati tedbir şerhi vb bulunmadığını, dava konusu taşınmazın ... adına ihdasen tescil edildiğini, müvekkili idareye taşınmazın mülkiyetinin devredilmediğini sadece tahsis işlemi yapıldığını, dolayısıyla kendisine Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından tahsis edilen araziyi kullanan müvekkil üniversitenin davacıya karşı sorumluluğu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davanın reddinin gerektiğini, zamanaşımı nedeniyle de davanın reddi gerektiğini, söz konusu taşınmazın mülkiyeti müvekkil kuruma ait olmayıp Maliye Hazinesine ait olduğunu, bu nedenle müvekkil kuruma husumet yöneltilemeyeceğini, söz konusu parsellerde müvekkili kurumun herhangi bir tasarrufu veya fiilen el atmasının söz konusu olmadığını, taşınmazda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün sulama kanalı bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/5 Esas sayılı dosyasının kesin hüküm oluşturduğunu, davanın tarafları ve konusunun aynı olduğunu, davacı dava açılırken de devamında fazlaya dair haklarını saklı tutmadığını, dava devam ederken ıslah hakkını kullanabileceği halde bu yola başvurmadığını, 1958 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin ... adına ihdasen tescil edildiğini, Milli Emlak Müdürlüğünce de taşınmazın Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğüne tahsis edildiğini, Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/329 Esas sayılı dosyası ile 1958 parselin 5110,30 m²si hükmen ifraz suretiyle oluşan 2218 parselin de ... adına tescil edildiğini, dava konusu 1958 parsel üzerindeki zilyetliğin 2014 tarihinde ...’ya sözleşme ile devredildiğinin anlaşıldığını, tapuda ... adına tescili olduğu düşünüldüğünde durumun muvazaalı olduğunun açık olduğunu bu nedenle davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın müvekkili açısından husumetten reddi gerektiğini belirterek resen gözetilecek sebeplerle de kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; zamanaşımı defi ve kesin hüküm itirazı hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, taşınmazın mülkiyetinin 16.06.1995 tarihli ve 3225 yevmiye ile ... adına ihdasen tescil edildiğini, Milli Emlak Genel Müdürlüğünün 22/06/1995 tarihli ...07.0.MEG.012/ 3121 - 72476 - 21974 sayılı yazıları ile 96.806,24 m²lik tarla vasıflı taşınmazın Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğüne tahsis edildiğini, Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.07.2001 tarihli ve 2001/329 Esas, 2001/516 Karar sayılı kararı ve değişiklik beyannamesine istinaden 1958 parselin 5110,30 m²’sinin, hükmen ifraz suretiyle oluşan 2218 parselde ... adına 02.05.2002 tarihli ve 2818 yevmiye ile tescil edildiğini, zilyetliğin bir hak değil hukuki durum olduğunu, mülkiyetten oldukça farklı olduğunu, davanın husumetten reddi gerektiğini, ...’nin 1958 parsel üzerindeki zilyetliğini 30.05.2014 tarihinde ...’ya sözleşme ile devrettiğini, davacıya zilyetlik devri yapıldığında taşınmazın üzerinde Alanya İşletme Fakültesi ve Ek binasının zaten mevcut olduğunu, davacının mevcut durumu bilerek satın aldığını, Alanya 5. Noterliğinin 30.05.2014 tarihli ve 21551 sayılı zilyetlik devir sözleşmesinden anlaşıldığı üzere emsal emlak beyan değeri 8.667,00 TL olan taşınmazın zilyetlik hakkını 1.000,000 TL’ye aldığının belirtildiğini, emsal değer ile sözleşme yapılan miktar arasındaki fahiş fark bulunduğunu arazinin tapuda ... adına tescilli olduğu düşünüldüğünde durumun muvazaalı olduğunu, hak sahibi olmayan davacının açtığı davanın reddi gerektiğini, zilyetlik hakkı sahibi olduğunu iddia eden davacının kamulaştırmasız el atma davasında aktif dava ehliyetine sahip olamayacağını, kamulaştırmasız el atma davasının davacısının mülkiyet hakkı sahibi olan kişi olduğunu, zilyetliğin tespitine ilişkin kararda mülkiyet hakkının tespitine hükmolunmadığından bu kararın kamulaştırmasız el atma davası açmaya dayanak teşkil edemeyeceğini, hukuken korunan bir kayıt olduğu düşünülse dahi bu hakkın zilyetliğin devri yolu ile temlik edilemeyeceğini, ayni hakka bağlı olan kamulaştırmasız el atma dava hakkının tamamen mülkiyet hakkı sahibi olan kişiye ait olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte; kamulaştırmasız el atma tazminatının faiz başlangıç tarihi olarak ilk davanın açılış tarihi olan 26.12.2014 olarak belirtildiğini, faiz başlangıç tarihi olarak son davanın açılış tarihinin belirlenmesi gerektiğini, belirterek resen görülecek diğer sebeplerle de kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davanın reddi gerektiğini, zamanaşımı nedeniyle de davanın reddi gerektiğini, söz konusu taşınmazın mülkiyeti müvekkil kuruma ait olmayıp Maliye Hazinesine ait olduğunu, ... tarafından Akdeniz Üniversitesine tahsis edildiğini, müvekkili üniversitenin kurulmasını müteakip 26.11.2015 tarihinde müvekkili kuruma kesin tahsisinin yapıldığını, bu nedenle müvekkil kuruma husumet yöneltilemeyeceğini, söz konusu parsellerde müvekkili kurumun herhangi bir tasarrufu veya fiilen el atmasının söz konusu olmadığını, taşınmazda müvekkiline kesin tahsis yapılmasından sonra parsel içerisinden sulama kanalı geçirilmesi nedeni ile ifraz edilerek 2496, 2497 ve 2498 parsellere ayrıldığını, 2497 nolu parselin Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün sulama kanalı bulunan parsel olduğunu, 2496 parselin ise bir kısmının 23.01.2019 tarihinde Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne 2496 parselin bir kısmı ile 2498 parselin tamamının ise 29.04.2020 tarihinde müvekkili kuruma tahsis olduğunu, B-3 ile gösterilen taşınmazın kısmen 2496, kısmen 2497 ve kısmen 2498 parsellerde kaldığını taşınmazın ... adına tescilli olması sebebi ile herhangi bir kamulaştırmanın söz konusu olmadığını, taşınmazda keşif yapılarak hangi kısmın hangi kurumun kullanımında olduğunun tespiti ve bu kurumlara husumet yöneltilmesi gerektiğini, davacının malik olmadığını zilyetliği de usulüne göre devralmadığını, zilyetlikle kazanma şartlarının oluşmadığını, davacının Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/5 Esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığını, dava devam ederken ıslah yoluna da başvurmadığını, bu durumda 20.000 TL dışındaki alacak hakkından feragat ettiğini, bakiye kısmın ek dava ile talep edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek müvekkilinin davacıya karşı sorumluluğu bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya arasında bulunan Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/5 Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacının eldeki dosyanın davacısı ..., davalısının ise ..., ... ve ... olduğu, davanın ise Alanya ilçesi ... Mahallesi 1958 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat istemine ilişkin olduğu, anılan dava dosyasında mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda davaya konu taşınmazın davacının zilyetliğindeki B-3 harfi ile gösterilen 17.396,13 m² yüzölçümündeki kısmının dava tarihi olan 26.12.2014 tarihi itibarıyla değerinin 5.044.878,00 TL olarak belirlendiği, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen 27.03.2019 tarihli ve 2019/5 Esas, 2019/176 Karar sayılı ilamı ile taleple bağlı kalınarak 20.000,00 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, verilen karara karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 06.02.2020 tarihli ve 2019/8432 Esas, 2020/1733 Karar sayılı ilamı ile dava konusu 1958 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği belirtilerek kararın onanmasına karar verildiği, karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 16.12.2020 tarihli ve 2020/5352 Esas, 2020/11300 Karar sayılı ilamı ile gerekçeli karar başlığındaki dava tarihinin 26.12.2014 olarak düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile onanmasına karar verildiği, kararın bu şekilde 16.12.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından davacı vekili tarafından 12.01.2021 tarihinde açılan eldeki davada talep edilen ise Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/5 Esas sayılı dosyasında bilirkişi raporu ile belirlenen 5.044.878,00 TL tazminat tutarından önceki davada talep edilmeyen kısmı olan 5.024.878,00 TL olduğu, her ne kadar davalı vekili tarafından asıl davada talep edilmeyen kısmın ek dava ile istenemeyeceği ileri sürülmüş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen "Dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında kısmi dava açılması talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez." hükmü uyarınca, fazlaya dair hak saklı tutulmasa dahi, davacı tarafından açıkça feragat edilmedikçe ek davada talep edilen miktarın da kabulüne karar verilmesi gerektiği, nitekim benzer bir uyuşmazlık hakkındaki Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 19/02/2020 tarihli ve 2019/5563 Esas, 2020/2784 Karar sayılı ilamının da aynı yönde olduğu, davalılar vekilleri tarafından istinaf dilekçesinde ileri sürülen diğer hususların Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/5 Esas sayılı dosyasında gerek yargılama sırasında gerekse kanun yolu aşamasında ileri sürülerek reddedildiği, ilk derece mahkemesince taraflar arasında daha önce görülüp kesinleşen önceki davada tespit edilen bedel esas alınmak suretiyle davanın kabulüne dair yazılı şekilde karar verilmiş olmasında usul ve Kanuna aykırılığın bulunmadığı, davalılar tarafından Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/5 Esas sayılı dosyasında belirlenen tazminat miktarının davacıya ödendiğine dair herhangi bir iddianın da ileri sürülmediği, Yüksek Mahkemenin konu hakkındaki yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere ek davada hükmedilen bedele ilk dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince bu yönde verilen kararda da bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davalılar vekilleri tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikİ ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun’un “Kısmî Dava” kenar başlıklı 109 uncu maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.”

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/5 Esas, 2019/176 Karar sayılı dosyasında; dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı iddiasıyla fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 20.000,00 TL tazminatın davalı idarelerden tahsilinin talep edildiği, 26.12.2014 değerlendirme tarihi itibarıyla davacı payına düşen kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeli 5.044.878,00 TL olarak tespit edilerek ıslah yapılmadığından davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL bedelin yasal faizi ile birlikte davalı idarelerden tahsiline karar verildiği, kararın Dairemizin 16.12.2016 tarihli 2020/5352 Esas, 2020/11300 Karar sayılı karar düzeltme ilâmı ile karar başlığı yönüyle düzeltilerek onandığı ve kesinleştiği anlaşıldığından, iş bu davada bakiye alacağın davalı idarelerden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idareler vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareler harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.