Logo

5. Hukuk Dairesi2023/4197 E. 2023/4610 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın Devletten tazmin edilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu memurunun resmi evrakta sahtecilik yaparak tapu işlemlerini usulsüz gerçekleştirmesi nedeniyle oluşan zarardan, 4721 sayılı TMK m. 1007 uyarınca Devletin sorumlu olduğu gözetilerek yerel mahkemenin ret kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 inci maddesine dayanan tazminat davasında yapılan yargılama sonucunda, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 46264 ada 1 parselde bulunan C blok 5 ve 25 numaralı bağımsız bölümleri 04.09.2003 tarihin de satın aldığını, Sincan Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/89 Esas ve 2009/105 Karar sayılı ilamı ile ... Yapı Kooperatifi yetkililerinin fiili katılımı ve haberi olmaksızın satışın yapıldığı öne sürerek tapu kayıtlarının iptal edildiği davacının satın aldığı bağımsız bölümlerin dava tarihi itibarıyla rayiç değerinin tespiti ile tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı def'inde ve husumet itirazında bulunarak davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

... Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.12.2015 tarihli ve 2015/195 Esas, 2015/342 Karar sayılı ilamı ile Sincan Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/89 Esas, 2009/105 Karar sayılı ilamında arsa sahibi kooperatif ile yüklenici ... İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 22.08.2001 tarihli ve 15254 yevmiye Nolu kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiği, bu feshin geriye etkili olması nedeni ile buna dayalı yapılan kat irtifakı ile yine bu kat irtifakına istinaden gerçekleştirilmiş olan tüm bağımsız bölüm satışlarının iptaline karar verildiği ve dolayısı ile dava konusu C Blok 5 nolu bağımsız bölüm ile C Blok 25 nolu bağımsız bölümlerin de tapu kayıtlarının iptali ile davacı kooperatif adına kayıt ve tesciline karar verildiği, bu durumda, 4721 sayılı Kanun'a 1007 nci maddesinde düzenlenen Devletin kusursuz sorumluluğunun söz konusu olamayacağı, davacının zararını ilgili şahıs ya da şirketten sebepsiz zenginleşmeye dayanarak açacağı dava sonucu tazmin edebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

... Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; eldeki davanın sahte kat irtifakı kurulmasını sağlayanlar ile aynı sahte vekaletname ile kooperatif adına sahte tapu düzenleyenlerin davanın açılmasına sebebiyet verdiğini kat irtifakı işlemlerinin tamamen sahte olduğunun Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü müfettişlerince de tespit edildiğini, aynı sebebe dayalı pek çok davanın kabul edildiğini, satış sözleşmesi sahte olduğundan taşınmazı satan kişiye gitme olanağı olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 rarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 46264 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan C blok 5 ve 25 numaralı bağımsız bölümlerin kat irtifakı yoluyla SS ... Konut Yapı Kooperatifi adına tapuya tescil edildiği, bilahare satış yoluyla 04.09.2003 tarihinde davacıya geçtiği, ancak arsa maliki kooperatif tarafından Sincan Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/89 Esas, 2009/105 Karar sayılı dosyasın da açılan tapu iptal ve tescil davası kabul edilerek, dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptaline ve kooperatif adına tescile karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, tazminat istemine konu taşınmazın satımına ilişkin resmi senet dayanağı olan ve arsa sahibi kooperatif temsilcileri tarafından Selim Çiftçi’ye verildiği belirtilen 15.08.2003 tarihli ve 12454 sayılı vekaletnamenin sahte olduğu dava dışı bağımsız bölüm maliklerinin müdahil olduğu ... Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/8 Esas sayılı dosyasında ve özellikle Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü müfettişlerince hazırlanan 09.08.2004 tarihli ön inceleme raporunda tespit edilmiş olup Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 1492 ve 1503 sayılı genelgelerine, Tapu Sicil Tüzüğünün 13 üncü maddesine uygun olarak tapuda resmi işlemlerin yapılmadığına, aksine tapu memuru tarafından resmi evrakta sahtecilik yapıldığına göre davalı Hazine 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca sorumludur.

3.Bu durumda tazminat istemine konu bağımsız bölümün bulunduğu 46264 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 30.06.2003 tarihinde kat irtifakı kurulduğundan, 46264 ada 1 parsel sayılı taşınmazın zemin (arsa) değerinin emsal incelemesi ve karşılaştırması yöntemiyle, üzerindeki yapıların ise değerlendirme tarihindeki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayımlanan resmi birim fiyatları ve yapı maliyetleri hesaplarını gösteren listelere göre 30.06.2003 tarihli kat irtifakının kurulması sırasında esas alınan mimari projede belirtilen özellikleri dikkate alınarak yapıların bedeli belirlenip, arsa bedeli ile yapı değerleri toplanıp tazminat istemine konu bağımsız bölümün tapu kaydında yazılı olan arsa payına oranlanmasıyla o bağımsız bölümün değerlendirme tarihindeki değerinin belirlenmesi gerektiğinden taraflara dava konusu taşınmaz ile aynı bölgeden, bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın tarihli satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse resen emsal getirtme yoluna gidilmesi, 46264 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kat irtifakının kurulduğu 30.06.2003 tarihinde esas alınan mimari projenin Belediye Başkanlığından getirtilmesi, açıklanan şekilde tazminat istemine konu bağımsız bölümün anılan mimari projedeki özellikleri, bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüler ve bağımsız bölümün inşa edilmemiş oluşu da gözetilerek davacının değerlendirme tarihi itibarıyla gerçek zararı tespit ettirilip taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da dikkate alınması gerektiğinden mahkemece verilen kararın bozulması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.