"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/317 Esas, 2018/246 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/882 Esas, 2017/303 Karar
Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalılardan Orman İdaresi yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazine yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince, istinaf isteminin süresinde yapılmadığından talebin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı Hazine vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin maliki olduğu İstanbul ili, Üsküdar ilçesi, ... köyü, 3 sıra no, 03.03.1966 tarihli ve 8 sıra no, 08.05.1967 tarih ve 8 sıra tapulu taşınmaz üzerine Orman idaresince resen oluşturulan mükerrer tapu kaydının iptali, eğer bu mümkün olmaz ise 5658 sayılı Kanun kapsamında zabıt kayıtlarında halen müvekkiller adına kayıtlı bulunan davaya konu taşınmazın özel orman vasfı ile müvekkillere iadesine karar verilmesini, 02.10.2014 tarihli dilekçesi ile ise; davaya konu taşınmazın tapuda özel mülkiyet adına kayıtlı iken Orman İdaresince orman tahdit sınırları içine alındığı ve Tapu Sicil Müdürlüğü'nün 20.08.1971 tarihli ve 6153 sayılı yazısı ile mükerrer kayıt tesciline sebebiyet verildiğinin belirtildiği, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce bu yazı ile 1515 sayılı Kanun'un ikinci Tüzüğünün 12 ve 13 üncü maddelerinin uygulanması konusunda İstanbul Grubu Tapu Sicil Müdürlüğüne direktif verilerek mükerrer kaydın iptali için dava açılmasının istendiğini, ancak herhangi bir davanın açılmaması nedeni ile tapunun halen geçerliliğini koruduğunu, edinme tarihinden sonra Tapu Sicil Müdürlüğünce mükerrer tapu kaydı bulunduğu konusunda bildirimde bulunulduğu ve 1974 tarihinde tapu siciline orman şerhi işlendiğini, mahkememize sunulan 30.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda davaya konu taşınmazın 3116 orman tahdit sınırlan içinde olduğu ve 4785 sayılı kanunla bedel ödenmeksizin devletleştirilen taşınmazlardan olduğunun belirtildiğini, tapu kaydının iptalinin gerekmesi nedeni ile iş bu davayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 180 inci maddesi kapsamında fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik dava değeri üzerinden ve 4721 sayılı Kanun'un 1007 inci maddesi kapsamında ıslah ederek davalı Hazineden tazminat talebinde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, İstanbul ili, Üsküdar ilçesi, ... köyü, Kavaklı ve Kirazlı Mevkii'nde bulunan tapunun 1221 yevmiye, 176 cilt, 55 sahife ve 3 sıra no'lu taşınmaz ile 2712 yevmiye, 176 cilt, 84 sahife ve 8 sıra no'lu taşınmazın mevcut tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına tescilinin talep edildiğini, öncelikle bu taşınmazın orman olmasından dolayı, Orman Kadastro Komisyonun yapılan tespitle orman tahdit sınırları içerisine alınmasının usul ve kanuna uygun olduğunu, dava konusu taşınmazların orman olarak tahdit edilmesi işlemine karşı davacılar tarafından, 40-50 yıldan bu yana herhangi bir dava açılmadığını, eldeki bu davanın yaklaşık yarım asır sonra açılmasının düşündürücü olduğunu, bir hakkı olduğu düşünen kimsenin bu hakkını makul sayılabilecek bir süre içerisinde talep etmesi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını ve hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 12.10.2017 tarih ve 2013/882 Esas ve 2017/303 Karar sayılı ilamı ile davanın davalılardan Orman İdaresi yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı Hazine yönünden ise kabulüne karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun Mahkemenin 19.12.2017 tarihli ve 2013/882 Esas, 2017 /303 Karar sayılı ek kararı ile istinaf istemi süresinde olmadığından reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın tebliğ mazbatasında imzasını bulunmadığı gibi herhangi bir şekilde imza karşılığında da kararın tarafına ulaştırılmadığını, vekille takip edilen işlerde Tebligat Kanunu gereği tebligatın vekile çıkarılacağını, karardan 18.12.2017 tarihinde haberdar olması neticesinde süre başladığından ıttıla tarihi olan 18.12.2017 tarihinde başka bir ifadeyle süresinde kararı istinaf etmeleri nedeniyle belirttiği nedenlerden dolayı usulden ve esastan davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerekçeli kararın 29.11.2017 tarihinde usulüne uygun olarak evrak memuruna tebliğ edildiği, evrak memurunun görevli olmadığına dair herhangi bir hususun ileri sürülmediği, davalı Hazine vekilinin 2 haftalık istinaf süresinden sonra 18.12.2017 tarihinde istinaf yoluna başvurduğu, mahkemece süresinde yapılmayan istinaf talebinin reddine ilişkine kararın usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11, 12 ve 13 üncü maddeleri
4.Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 20 nci, 21 inci ve 29 uncu maddeleri
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyanın incelenmesinden, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının 29.11.2017 tarihinde daimi evrak memuru Yusuf Gürz’e tebliğ edildiği, ancak tebligat parçasında tebliğ yapılacak olan muhatap Avukat ...’ın hangi sebeple adresten ayrıldığının yazılmadığı anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na aykırı olarak muhatabın adreste bulunmama sebebi tebligat parçasına yazılmamış olması nedeniyle usulüne uygun bir tebligattan söz edilemez.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesinin 19.12.2017 tarihli ve 2013/882 Esas ve 2017 /303 Karar sayılı ek kararının BOZULMASINA,
Dosya istinaf incelemesi yapılması için Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.