Logo

5. Hukuk Dairesi2023/421 E. 2023/7538 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaza ilişkin ecrimisil bedelinin hangi alan üzerinden hesaplanması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın önceki bozma kararında fiilen el atılan alan üzerinden ecrimisil hesaplanması gerektiği belirtilmesine rağmen, mahkemece uygulama imar planında yol olarak görünen alan üzerinden ecrimisil hesaplaması yapılması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/293 Esas, 2022/482 Karar

KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına/Kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı ... Başkanlığına karşı açılan asıl davanın tazminat yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, ecrimisil yönünden kabulüne, davalı ... aleyhine açılan birleştirilen davanın tazminat yönünden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil yönünden ise kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idareler vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, ... ilçesi, ... köyü 3302 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisilin davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Asıl dosyada davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın idari yargı mercilerinde görülmesi gerektiğinden görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu'nun 7 nci maddesinin (g) bendi uyarınca Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisinin 17.02.2005 tarihli ve 432 sayılı karar aldığını, bu karara göre 14,50 metre ve üzeri olan imar yollarının Büyükşehir Belediyesinin yetki ve sorumluluğu altında kaldığını, dava konusu taşınmaz üzerinden geçen yol genişliğinin 15 metre olduğunu, bu nedenle davacılara ait taşınmaz üzerinden geçen yol nedeniyle müvekkili idarenin sorumluluğunun bulunmadığını, husumetin Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltilmesi gerektiğini, müvekkili idare yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, ayrıca davacının ecrimisil talebinin fahiş olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleştirilen dosyada davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın usul ve Kanuna aykırı olduğunu, davayı kabul etmediklerini, davanın müvekkili idare yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.05.2016 tarihli ve 2013/280 Esas, 2016/220 Karar sayılı kararı ile davalı ... Başkanlığına karşı açılan asıl davanın tazminat ve ecrimisil yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı ... aleyhine açılan birleştirilen davanın tazminat yönünden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil yönünden ise kabulüne verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 25.05.2016 tarihli ve 2013/280 Esas, 2016/220 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 18.04.2018 tarihli ve 2016/24968 Esas, 2018/7658 Karar sayılı kararı ile idarece fiilen el atılan dava konusu taşınmazın yargılama sırasında imar uygulaması görerek başka parsellere şuyulandırıldığı ve bu parsellere fiilen el atma olmadığından bahisle davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak arsa niteliğindeki taşınmaza ecrimisil belirlenirken taşınmazın bulunduğu mahalde benzer taşınmazların ne şekilde kullanıldığı ve kiraya verilip verilmeyeceği kiraya verilecekse ne olarak kiralanacağı ve kira gelirine ilişkin var ise çevresindeki taşınmazlara ait emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek elde edilecek kiranın somut bulgularla tespit edilmesi gerektiğinden, davacı tarafa, var ise çevredeki boş arsalara ilişkin emsal kira sözleşmelerini ibraz etmesi için süre verilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken gerekli inceleme ve araştırmalar yapılıp deliller toplanmadan denetime elverişli olmayan ve soyut şekilde düzenlenen bilirkişi kurulu raporu esas alınarak hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 19.11.2020 tarihli ve 2018/334 Esas, 2020/227 Karar sayılı kararı ile davalı ... Başkanlığına karşı açılan asıl davanın tazminat yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, ecrimisil yönünden kabulüne, davalı ... aleyhine açılan birleştirilen davanın tazminat yönünden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil yönünden ise kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 19.11.2020 tarihli ve 2018/334 Esas, 2020/227 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 10.06.2021 tarihli ve 2021/584 Esas, 2021/8749 Karar sayılı kararı ile bozma öncesinde alınan 23.10.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın 294,80 m²lik kısmının 15 metrelik imar yolunda kaldığının belirtildiği, üç farklı bilirkişi heyetinden alınan raporlardan 31.10.2013 tarihli raporda 420 m²lik dava konusu taşınmazın tamamı üzerinden ecrimisil bedelinin hesaplandığı, 04.08.2014 tarihli bilirkişi raporunda “dava konusu taşınmazın 294,80 m²sine kamulaştırmasız el atıldığından” bahisle bu kısım için ecrimisil bedelinin hesaplandığı, nihayet hükme esas alınan 11.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda ise “420 m² yüzölçümlü taşınmazın 294,80 m²lik kısmı üzerinde zeminde yol yapılarak fiilen el atılmış olduğu tespit edilmiştir” denilerek yine bu kısım için ecrimisil bedelinin hesaplandığı, taraflarca itiraz edilmeyen bu hususun bozmaya konu edilmediği, ancak bozma sonrasında alınan 08.04.2020 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazda fiilen el atılan alanın 45,62 m² olduğu kanaatine varılarak, bu kısım için ecrimisil hesabının yapıldığının anlaşıldığı, ecrimisil bedeli tayin edilebilmesi için davalının taşınmazı haksız olarak kullanması gerekli ve yeterli olduğu, bu kapsamda dava konusu taşınmazda fiilen el atılarak haksız olarak kullanılan kısma ilişkin dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderildikten sonra dava konusu taşınmazın fiilen el atıldığı tespit edilen bölümü yönünden ecrimisil bedelinin hesaplanması gerektiğinin düşünülmemesi, mahkemece uyulan bozma kararı maddi hataya dayalı olup, maddi hataya dayalı bozma kararı taraflar lehine usulî kazanılmış hak teşkil etmeyeceğinden, davalı ... Başkanlığına bağlanan Kullar Belediye Meclisinin 04.02.2009 tarihli ve 5 sayılı kararı, Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisinin 13.03.2009 tarihli ve 158-450 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli revizyon imar planı ile dava konusu taşınmazın 15 metre genişliğinde imar yolu haline geldiği, bu tarih öncesinde 12 metre genişliğinde imar yolu olması sebebiyle davalı ... sorumluluğunda bulunan taşınmazın taleple bağlı olarak 27.02.2008 ile 04.04.2009 tarihleri arasına ilişkin ecrimisil bedelinden davalı ... Başkanlığının sorumlu olacağı, talep edilen diğer dönemlerde husumet yokluğundan asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği, birleştirilen davada ise davalı ... Başkanlığının taleple bağlı kalınarak 09.12.2015 ile 09.12.2010 tarihleri arasına ilişkin ecrimisil bedelinden sorumlu olacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması, kabule göre de; davacılar vekilince asıl davada ıslah talebinde bulunulmadığı dikkate alındığında talep aşılmak suretiyle hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... Başkanlığına karşı açılan asıl davanın tazminat yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, ecrimisil yönünden kabulüne, davalı ... aleyhine açılan birleştirilen davanın tazminat yönünden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil yönünden ise kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Asıl dosyada davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamında müvekkili Başiskele Belediyesi bakımından verilen usulden ret kararına hiç değinilmediğini, bozma ilamının sadece ecrimisil hesabının yanlış yapıldığı hususuyla ilgili olduğunu, müvekkili idare yönünden yerel mahkemece verilen usulden ret kararı hukuka uygun olup, Yargıtay denetiminden geçtiğini, Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisinin 17.02.2005 tarihli ve 432 sayılı kararında “14,50 metre ve üzeri olan imar yolları Büyükşehir Belediyesinin yetki ve sorumluluğundadır” şeklinde karar alındığını, buna göre taşınmazın kamulaştırma sorumluluğunun Kocaeli Büyükşehir Belediyesinde olduğunu, davacının talep ettiği ecrimisilden de bu idarenin sorumlu kabul edilmesini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için müvekkili idareden ecrimisil talep edilebileceği düşünülse bile, belirlenen ecrimisil miktarının fahiş olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Birleştirilen dosyada davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza müvekkili idare tarafından herhangi bir şekilde el atılmadığını, ecrimisile hükmedilmesini gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını, imar planlarında yer alan 15 metrelik imar yolunun zeminde henüz açılmadığını, bilirkişi raporunda belirtilen şekilde 294,8 m²lik alana fiilen el atılmadığını, dava konusu taşınmazın yaklaşık 45,62 m²lik kısmından yol geçmekte olduğunu, parselin geri kalan kısmının kullanılabilir durumda bulunduğunu, ecrimisil talep edilebilmesi için haksız zilyetlik, kötüniyet ve hak sahibinin bundan zarara uğraması gibi şartların bir arada bulunmasını gerektiğini, bu şartların oluşmadığını ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaza ilişkin ecrimisil bedelinin hesaplanması ve tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idareler vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Mahkemece uyulan bozma kararında dava konusu taşınmazda fiilen el atılarak haksız olarak kullanılan kısma ilişkin dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu, bu çelişkinin giderilmesi için dava konusu taşınmaza yol yapılmak suretiyle fiilen el atılan kısmın yüzölçümünün tespit edilmesi ve bu alan yönünden ecrimisil bedelinin hesaplanması gerektiği belirtilmesine rağmen, bozma sonrasında alınan 31.08.2022 havale tarihli fen bilirkişisi ... tarafından hazırlanan raporda "ecrimisil hesabının yapıldığı 294,80 m² taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planına göre imar yolunda kalan kısmıdır" sonucu doğrultusunda fiilen el atılan alan tespit edilmeksizin uygulama imar planında yol olarak planlanan alan üzerinden ecrimisil hesaplaması yapan bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda hüküm kurulması bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı idareler vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davalı idarelerden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.