Logo

5. Hukuk Dairesi2023/4255 E. 2023/11147 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Enerji nakil hattı irtifak hakkı için kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti davasında, tespit edilen bedelin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazlar ve taşınmazın özellikleri göz önünde bulundurularak yapılan değer tespitinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararları uyarınca davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2034 Esas, 2023/170 Karar

KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/155 Esas, 2020/254 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Zonguldak ili, Karadeniz Ereğli ilçesi, ... köyü 115 ada 45 parsel sayılı taşınmazdan geçen irtifak hakkı bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usul ve kanuna aykırı olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı idarece yapılan işlemlerin usule aykırı olduğunu, irtifak kamulaştırması yapılması işleminde kamu yarının bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazı için takdir edilen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını, müvekkilinin ciddi şekilde hak kaybına uğrayarak mağdur olacağını, haksız ve kötüniyetli davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin; acele kamulaştırma dosyasında belirlenen kısmının mahsubuyla bankaya depo edilen bakiye fark bedele 21.12.2019 tarihinden 14.10.2020 tarihine kadar yasal faiz işletilerek karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmesine, 10.02.2020 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide IR1 harfi ile gösterilen 697,56 m²lik kısmının TEİAŞ lehine irtifak hakkı tesisine ve tapuya kayıt tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme tarafından tespit edilen kamulaştırma bedelinin fahiş bir bedel olduğunu, Kıymet Takdir Komisyonunun rayiçlere uygun olarak belirlediği bedel ile arasında çok fazla fark bulunduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli bilimsel araştırma yapılmaksızın düzenlendiğini ve geçersiz olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde tesis edilen enerji nakil hattının taşınmazın olduğu gibi kullanılmasını engellemeyecek konumda ve yükseklikte olduğunu, bu sebeple taşınmazda değer düşüklüğüne yol açmayacağını, mahkemece enerji nakli hattının taşınmazda değer düşüklüğüne yola açtığından bahsedildiğini ve bu durumun kabul edilmediğini, taşınmazın m² birim fiyatının fahiş olarak hesaplandığını, emsal olarak kabul edilen taşınmazların farklı özelliklerde olması sebebiyle dava konusu taşınmaza kıyasen uygulanmasının söz konusu olamayacağını, Kıymet Takdir Komisyonu tarafından tespit edilen ve davalıya teklif edilen bedel arasındaki farkın gerekçeli olarak açıklanmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın bedel yönünden reddine karar verilmesine, bunun mümkün olmaması halinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bedel tespiti ve tescil davalarında davacı kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın emsal taşınmaza kıyasen daha değerli olduğunu, bulunduğu konum, taşınmazın cinsi ve taşıdığı özellikler birlikte değerlendirildiğine m² birim fiyatının 90,00 TL'nin çok daha üstünde olması gerektiğini, tespit edilen değerin kabul edilmediğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini, davacı kurum lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal olarak alınan taşınmazın dava konusu parsele yakın bir bölgede yer aldığı gibi 2017 tarihinde yapılan satış akdi nazara alındığında uygun bir emsal olduğu, dava konusu taşınmazın somut emsale nazaran 1,33 kat daha değerli olduğunun belirlendiği, tespit edilen 90,00 TL m² birim fiyatının aynı bölgeden daha evvel incelenen dosyalardaki parseller için belirlenen birim fiyatlarla uyumlu olduğu ve davaya konu taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığı bedelinin tespit edilmesinde ve irtifak hakkının davalı idare adına tapuya tesciline dair kararda, herhangi bir isabetsizlik görülmeyip dosya kapsamına, Yargıtay içtihatlarına ve kanuna uygun olup, belirlenen kamulaştırmasız el atma irtifak bedeli dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu; ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 başvuru numaralı ve 23.10.2018 tarihli kararı, Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı ve 09.05.2019 tarihli kararı dikkate alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesine ilişkin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu irtifak hakkı bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki Zonguldak ili, Karadeniz Ereğli ilçesi, ... köyü, 115 ada 45 sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi, davalı vekili lehine karar tarihindeki tarifeye göre vekâlet ücretine hükmedilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.