Logo

5. Hukuk Dairesi2023/4415 E. 2023/11061 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılara ait taşınmazda, davalı idarenin yaptığı baraj inşaatı çalışmaları nedeniyle meydana gelen zararın tazmini talebiyle açılan davanın görevli mahkemenin tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazına fiilen el atılmamış olması ve baraj inşaatı çalışmaları nedeniyle oluşan zararın tazmininin talep edilmesi nedeniyle, uyuşmazlığın idari işlemlerden kaynaklandığı ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi gereğince idari yargının görevli olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin adli yargının görevsizliğine ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/359 Esas, 2023/205 Karar

KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/46 Esas, 2020/378 Karar

Taraflar arasındaki maddi tazminat istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle yargı yolu caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılara ait Kars ili, Kağızman ilçesi, ... köyü, 189 ada, 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde değirmen ve evin bulunduğunu, Paslı çayının yakınında baraj inşaatı çalışmalarına başlandığını, baraj yapımı esnasında patlatılan dinamitler nedeniyle yapıların zarar gördüğünü, meydana gelen zararın davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; idareye husumet yöneltilemeyeceğini, idari yargının görevli olduğunu, kamulaştırmasız el atma şartlarının oluşmadığını, davanın reddinin gerektiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olduğunu, bedelin düşük olduğunu gerektiğini ileri sürmüştür.

2.Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; idareye husumet yöneltilemeyeceğini, idari yargının görevli olduğunu, yapılarda oluşan zararın hatalı hesaplandığını, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, kamulaştırmasız el atma şartlarının oluşmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamu kurumunun işlem ve eylemlerinin kamusal nitelik taşıdığı, somut olayda; davacının taşınmazına fiilen el atılmadığı, taşınmazın yakınında bulunan baraj inşaatı çalışması nedeniyle taşınmazda meydana gelen zararın tazmini nedeniyle bu davanın açıldığı 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (2577 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince idareye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerektiği, görev sorununun kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedene davalı idare yönünden yargı yolu bakımından Adli İlk Derece Mahkemesinin görevli olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle yargı yolu caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; adli yargının görevli olduğunu, davaya konu zarardan davalı idarenin sorumlu olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, uğranılan zararın davalı idareden tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2577 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.