"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2023/247 Esas, 2023/303 Karar
I. YARGI YERİ BELİRLENMESİNE KONU KARARLAR
A. Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.01.2023 Tarihli ve 2022/1155 Esas, 2023/39 Karar Sayılı Kararı
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın dayanağının 02.03.2020 tarihli güvenlik hizmet sözleşmesi olduğu, bu sözleşmenin 8 inci maddesiyle yetki şartı konulduğu ve sözleşmenin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılındığı, davalı tarafın süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile yetki sözleşmesine dayanarak yetki itirazında bulunduğu, yetki şartının bulunması halinde süresinde sunulacak cevap dilekçesiyle itirazda bulunmak koşuluyla bu durumun nazara alınması ve kesin yetki kuralı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu halde davanın yetki şartında belirlenen yer mahkemesinde görülmesi gerektiğinden davaya bakmaya yetki şartında bildirilen İstanbul (Nöbetçi) Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu, davalı vekili her ne kadar usulüne uygun icra takibi bulunmadığından davanın bu nedenle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmişse de, icra dosyasının incelenmesinde davalı/borçlunun cevap dilekçesinin aksine icra takibine itiraz dilekçesinde ileri sürüldüğünde kesin yetki halini alan yetki sözleşmesine dayanarak değil, genel yetki kuralına dayanarak icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğinin görüldüğü, o halde alacağın sözleşmeye dayalı olması nedeniyle davacı/alacaklının genel yetkili yer dışında sözleşmeden doğan uyuşmazlıklara ilişkin özel yetkili yer icra dairesinde de takip yapabilme imkanı bulunduğu, davacı/alacaklı bu durumda para borçlarında ifa yeri olan kendi yerleşim yerini seçtiği ve takip başlattığı, davalı/borçlu ileri sürüldüğünde kesin yetki halini alan yetki sözleşmesine dayanarak değil, genel yetki kuralına dayanarak itirazda bulunduğundan seçimlik olarak özel yetki kuralı da bulunması nedeniyle itirazında haksız olduğu, bu suretle itirazda bulunduğu tarihten sonra icra dairesinin yetkili hale geldiği, icra takibinin yetki sözleşmesinde belirtilen yer dışında başlatılmasına rağmen bu husus icra takibine itiraz dilekçesinde açıkça ileri sürülmediğinden ve resen dikkate alınamayacağından usulüne uygun bir icra takibi bulunduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
B. İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.04.2023 Tarihli ve 2023/247 Esas, 2023/303 Karar Sayılı Kararı
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ile birlikte İstanbul Anadolu Adliyesi Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğuna ilişkin yetki ilk itirazında bulunulmuş olduğu, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşme kapsamında belirlenmiş olan İstanbul Adliyesini yetkili olarak göstermemiş olduğu, seçimlik hakkını İstanbul Anadolu Adliyesinden yana kullanmış olmasına rağmen Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından taraflarca ileri sürülmeyen ve kesin yetkinin olmadığı işbu dosyada İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine yönelik olarak usulüne aykırı şekilde yetkisizlik kararının verilmiş olduğu, mahkemelerin yetkisizlik kararında yetkili mahkeme olarak yalnızca davalının yetki itirazında bildirdiği mahkemeyi gösterebileceği, davalının yetki itirazında bildirdiği mahkeme gerçekten yetkili değilse mahkemenin, yetkisiz olsa bile yetki itirazını reddetmesi gerektiği, buna karşılık yetki itirazında bildirilen mahkeme gerçekten yetkili ise ve davanın açıldığı mahkeme de gerçekten yetkili değilse mahkemenin yetkisizlik kararında yalnız yetki itirazında bildirilen mahkemeyi yetkili olarak göstebileceği ve dava dosyasının o mahkemeye gönderilmesine karar verebileceği, yetki itirazında bildirilenden başka genel veya özel yetkili bir veya birkaç mahkeme daha bulunsa bile yetkisizlik kararında yetki itirazında bildirilmemiş olan o mahkemenin yetkili olduğuna ve dosyanın o mahkemeye gönderilmesine karar verilemeyeceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
II. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık
Uyuşmazlık, güvenlik hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasında yetkili mahkemenin neresi olacağına ilişkindir.
B. İlgili Hukuk
1. Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir.
2. 6100 sayılı Kanun'un “Genel yetkili mahkeme” başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”
3. 6100 sayılı Kanun'un “Davalının birden fazla olması hâlinde yetki” başlıklı 7 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.”
4. 6100 sayılı Kanun'un “Sözleşmeden doğan davalarda yetki” başlıklı 10 uncu maddesi şöyledir:
“Sözleşmeden doğan davalar, ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.”
5. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun)“İfa yeri” başlıklı 89 uncu maddesi şöyledir:
“Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır;
1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,
2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde,
3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.”
6. 6100 sayılı Kanun'un “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19 uncu maddesi şöyledir:
“(1) Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir.
(2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.
(3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir.
(4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.”
C. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesine göre bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanun'un 10 uncu maddesine göre ise sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca 6098 sayılı Kanun'un 89 uncu maddesine göre para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir.
2. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de 2004 sayılı Kanun'un 50 nci maddesinin yollaması ile 6100 sayılı Kanun'un genel hükümlerine göre belirlenecektir. 6100 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Yine aynı Kanun’un 16 ncı maddesine göre ise haksız fiilden doğan uyuşmazlıklarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi icra dairesi de yetkilidir. Aynı Kanun’un 10 uncu maddesine göre ise sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmış olup, bu sebeple sözleşmeden doğan para borcunun tahsili için başlatılan takipte, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda, 6098 sayılı Kanun'un 89 uncu maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir.
2. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
3. 6100 sayılı Kanun'un 17 nci maddesine göre tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.
4. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan Güvenlik Hizmet Sözleşmesinin 8 inci maddesinde sözleşmeden doğacak anlaşmazlılarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmıştır. Dava, 6100 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra, 02.11.2022 tarihinde açılmış olup, sözleşmedeki yetki şartının geçerli olup olmadığı 6100 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlenecektir. Sözkonusu Kanun'un Yetki Sözleşmesi başlıklı 17 nci maddesinde "tacirler ve kamu tüzel kişilerinin" sözleşme ile yetkili mahkemeyi belirleyebilecekleri öngörülmüştür. Düzenleme ile gerçek kişilerin korunması amaçlanmış, tacirler veya kamu tüzel kişileri dışındaki gerçek kişilerin, kendi aralarında yetki sözleşmesi yapmaları kabul edilmemiştir. Somut olayda, dosya kapsamından tarafların ikisinin de tacir olduğu anlaşıldığından sözleşmedeki yetkiye ilişkin düzenlemenin geçerli olduğu anlaşılmaktadır.
5. Dosya kapsamından, takibin konusunun sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğu, tarafların tacir olup sözleşmedeki yetkiye ilişkin düzenlemenin geçerli olduğu, 6100 sayılı Kanun'un 17 nci maddesine göre taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılabilecek ve takip sadece sözleşmeyle belirlenen bu yerlerde başlatılabilecekse de davalı borçlunun alacaklı davacının yerleşim yerinde takip başlatmasına 6100 sayılı Kanun'un 17 nci maddesine dayanarak itiraz etmediği, böylelikle sözleşmeden kaynaklı para borcuna ilişkin takipte alacaklının yerleşim yeri icra dairelerinin yetkili hale geldiği anlaşılmaktadır.
6. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesinin o yerdeki mahkemeyi itirazın iptali yönünden yetkili hale getirmezse de, taraflar arasındaki sözleşmeye göre İstanbul Mahkemelerinin yetkisinin kabul edildiği ancak cevap dilekçesi ile birlikte İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetkili mahkemeyi göstermezse, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle geleceğinden bu durumda, uyuşmazlığın Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
6100 sayılı Kanun’un 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
23.10.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.