"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/251 Esas, 2023/485 Karar
KARAR : Esastan ret/ Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/52 Esas, 2020/260 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Uludağ Organize Sanayi Bölges adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 117 ada 51 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa vasfında olmadığını, gelir metodunun uygulanması gerektiğini, emsal değerlendirmesinin hatalı olduğunu, idare lehine vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; piyasa rayicinin altında belirlenmiş olan kamulaştırma bedelini kabul etmediklerini, 15.09.2019 tarihli ek raporda belirlenen arsa değeri, yapı değeri ve ağaç değeri olmak üzere toplam 4.231.285,75 TL olarak tespit edilen bedele neden hükmedilmediğinin izah edilmediğini, bu bedele hükedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin doğru olduğu; aynı yöreden Bölge Adliye Mahkmesine intikal eden dava dosyalarında benimsenen m² birim bedeli ile uyumluluk sağlaması bakımından dosya içerisinde mevcut bulunan 15.09.2019 tarihli ek bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak eass hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; emsal incelenmesinde hatalı değerlendirme yapıldığını, faiz ödeme tarihlerinin ve faiz türünün paranın alım gücünü koruyacak nitelikte olmadığını, az bedele hükmedildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 117 ada 51 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Anayasa Mahkemesinin 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
5. Buna karşın,10.11.2016 tarihli 6758 sayılı Kanun ile 3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinde yapılan düzenleme ile Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığının valiliğe bağlı olarak tüzel kişiliği haiz ve özel bütçeli olduğuna dair yasal hüküm getirildiğinden, davacı idare harca tabi olduğu hâlde, yazılı şekilde harçtan muaf olduğuna hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,
2. Kamu düzeni uyarınca temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; (7) numaralı bendinin hükümden tümüyle çıkartılarak yerine “Alınması gereken 80.70 TL karar ve ilam harcının davacı idareden tahsili ile Hazineye gelir kaydına,” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davacı idareden 1.330,20 TL temyize başvurma harcının alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.11.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
Karşı Oy
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest davalara uygulanacağına dair bizim de iştirak ettiğimiz kabulü nazara alınarak; davalı tarafın açıkça, “Yasal Faiz”in dışında bir “Faiz”in uygulanmasına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26/1 inci maddesinde düzenlenen “Taleple bağlılık ilkesi” kapsamında değerlendirilebilecek bir temyiz talebi de bulunmadığından, sonucu itibarıyla katıldığım, Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen kararın, “Değerlendirme” bölümünün 3 No’lu bendlerinde yazılı olan gerekçesine açıkladığım nedenlerle katılmıyorum. 14.11.2023