Logo

5. Hukuk Dairesi2023/464 E. 2023/6680 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalıya ödenmesi davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ve hükmedilen vekalet ücretinin miktarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kuru tarım arazisi vasfındaki taşınmazın bedelinin bilimsel yöntemlerle hesaplanması gerektiği, taşınmaz üzerindeki yapının değerinin ise resmi birim fiyatları üzerinden hesaplanıp yıpranma payının düşülmesi gerektiği, ayrıca yeniden hüküm kurulan Bölge Adliye Mahkemesi kararında, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 179 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitini ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.10.2021 tarihli ve 2020/165 Esas, 2021/571 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalıya ödenmesine, fazla bedelin iadesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline, göl alanı olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; TÜRKSAT'tan alınan uydu görüntülerinde askı ilan tarihinde taşınmaz üzerinde herhangi bir muhdesatın bulunmadığı belirtilmesine rağmen, bilirkişilerce diğer dosyalarda kıymet takdir raporu esas alınmadığı halde, dava dosyasında idarenin kıymet takdir raporunda belirtilen 73 m²lik taş duvarın bedelinin hesaplanması ve yerel mahkemece bu raporun esas alınarak taş duvarın bedeline hükmedilmesi hukuka aykırı olduğunu, davada taraf olmayan TÜRKSAT'ın raporunun esas alınarak 5.168,40 TL'lik taş duvar bedeline hükmedilmesinin doğru olmadığını, yapının yaşının tam olarak belirlenemeden bedel hesabı yapıldığını, 73 m²lik duvar için %5 eksik imalat kesildiği ancak bu oranın kıymet takdir raporundaki gibi %71 oranında alınması gerektiğini, bilirkişilerce sonradan yapıldığı açık olan yapıların değerlerinin hesaplamalara dâhil edilmesi, yapıların sınıfının yüksek, yıpranma payı ve eksik imalat yüzdelerinin düşük gösterilmesi, kamulaştırma bedelinin yüksek hesaplanmasına ve kamu zararına neden olduğunu, iadesine karar verilen 4.177,20 TL'nin neması ile birlikte iadesine karar verilmesi gerekirken, sadece fazla bedelin iadesine karar verilmesi ve idare kendini vekille temsil ettirmesine rağmen lehine vekâlet ücretine karar verilmemesi nedeniyle kararı istinaf etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın üzerindeki yapının sınıfının 1A değil, 2A alınması gerektiğini, %40 amortisman payı kesilmesinin haksız olduğunu, dava konusu taşınmazın kapama meyve bahçesi olduğunu çünkü düzenli aralıklarla dikilmiş 6-7 yaşlarında 300 tane zeytin ve nar fidanları olduğunu, taş duvarın en az 400 metre uzunluğunda hesaplanması gerektiğini, hükme esas raporda alınan münavebenin yörede mutat olarak ekilen ürünler olması gerektiğini, Dicle Nehri’ne paralel konumda olup yüzölçümü fazla büyük olmayan taşınmaz için buğday yetiştiriciliği yerine tarla sebzeciliğinin münavebe ürünü olarak alınması gerektiğini, çiftçi kayıt sistemi ve keşifte yapılan gözlemde de mısır ürününün yetiştirildiğinin gözlemlendiği, bunun yanı sıra yılda çift ürün yetiştirildiğini, buğday samanı veriminin ve fiyatının resmi verilere uymadığını, kapitalizasyon faiz oranının yüksek, objektif değer artış oranının ise düşük hesaplandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin kararı ile dava konusu taşınmazın kuru tarım arazisi vasfında kabul edilerek buğday (saman), mercimek, karpuz münavebesinin uygulanarak, %6 oranında kapitalizasyon faiz oranı ve % 25 oranında objektif değer artışı uygulanarak metrekare birim değerinin tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak iadesine karar verilen bedele ilişkin varsa bankadan çekilmesine kadar işlemiş mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine, çekilmemişse davacı idareye iadesine, şeklinde hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, doğru görülmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek, yeni hüküm kurulduğundan karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 9.200,00 TL vekâlet ücreti yerine ilk karar tarihindeki 5.100,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi nedeniyle de kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Kuru tarım arazisi niteliğindeki Şırnak ili, Güçlükonak ilçesi, Dağyeli Mahallesi, 179 ada 2 parsel sayılı taşınmazın zemininin 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden, Dairemizin denetimizden geçen önceki kararlar ile uyumlu olarak bilimsel yolla değerinin; üzerindeki yapıya ise aynı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.

3. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin kaldırma kararı üzerine dosya arasına alınan 11.10.2013 tarihli TÜRKSAT A.Ş uydu görüntüsü kıymetlendirme teknik raporunda belirtildiği üzere dava konusu taşınmazın kadastro parsel sınırı içerisinde herhangi bir yapı bulunmadığı tespit edilmişse de, sular altında kalan dava konusu taşınmaza dair yapılan keşifte hata olabileceği belirtilerek kıymet takdir raporu üzerinden tespit edilen bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Buna karşın Bölge Adliye Mahkemesince yeniden esas hakkında hüküm kurulduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte olarn tarifeye göre maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.

Ne var ki; bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin tüm, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 8 inci bendinde yer alan "4080,00" sayısının hükümden çıkartılmasına, yerine "9200,00" sayısının yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.