"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2792 Esas, 2023/561 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/1102 Esas, 2021/350 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 756 ada 46 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı idare tarafından usulüne uygun bir kamulaştırma işlemi yapılmadığını, gerek taşınmazın vasfı gerekse emsal taşınmazlar arasındaki kıyas değerlendirildiğinde belirlenen bedelden çok daha fazlasına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalılara ödenmesine, fazladan yatırılan bedelin davacı idareye iadesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle taşınmazın arsa mı arazi mi olduğunun belirlenmesi gerektiğini, emsal taşınmaz ile karşılaştırmanın doğru şekilde yapılmadığını, taşınmaz üzerindeki yapıların ve yıpranma paylarının hatalı hesaplandığını, aşınma paylarına ilişkin oranları gösteren cetvelden yararlanılmadığını ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın arta kalan kısmında otoyola ulaşımın imkansızlaştığını ve taşınmazın yolsuz kalmış olması nedeniyle ekonomik olarak çok fazla değer kaybettiğini, kamulaştırma sebebiyle zayi olan ağaç bedelleri ile mahrum kalınan gelirin de hesaplanması gerektiğini, davalı taraf dava açılmasına sebebiyet vermediğinden davacı kurum lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına ve kararın dayandığı gerekçelere göre, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, emsal olarak alınan İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 434 ada 6 parsel sayılı taşınmazın, aynı kamulaştırma kapsamında daireye istinaf incelemesi için gelen başka dosyalarda da uygulanmış olması nedeniyle değerlendirmede birlik sağlayacağından uygun bulunduğu, dosyada bulunan 02.10.2020 tarihli bilirkişi kurulu kök ve 15.07.2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunun 2942 sayılı Kanun'un değer belirlemeye esas düzenlemelerine teknik olarak uygun olduğu, İlk Derece Mahkemesinin ilk kararına yönelik, davalılar vekilinin istinaf başvurusu bulunmadığından, istinafa gelen davacı idare lehine usulî kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının zemin bedeli 827.657,19TL kamulaştırılan kısım üzerinde bulunan yapı bedeli 78.452,58TL ve kamulaştırılan kısım üzerinde bulunan ağaç bedeli 5.060,00TL olmak üzere toplam kamulaştırma bedelinin 911.169,77TL olduğunun kabulü ile davacı idare tarafından fazla yatırılan 541.210,31TL bedelin davacı idareye iadesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi gerektiği, dava konusu; İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 756 ada 46 parsel sayılı 8.787,00 m² miktarlı taşınmazın, ifrazından oluşan, 756 ada, 420 parsel sayılı, 4.468,75 m² miktarlı taşınmazın dava konusu olduğu dolayısıyla 756 ada 420 parsel sayılı taşınmaz yönünden hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddütlere neden olacak şekilde eski 756 ada 46 parsel sayılı 8.787,00 m² miktarlı taşınmaz yönünden hüküm kurulması, 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile 2942 sayılı Kanun'a 7139 sayılı Kanun ile eklenen 10/8 maddesinin 4 ve 7 nci cümleleri kısmen iptal edildiği gözetilerek, kıymet takdir komisyonunca belirlenen ve ilk derece mahkemesinin ilk kararı ile birlikte davalılara ödenmesine karar verilen bedelin farkı olan ve üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılan bedelin de neması ile birlikte davalılara ödenmesine karar verilmemiş olması doğru görülmediğinden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olmadığını, taşınmazın arsa mı arazi mi olduğunun öncelikle tespitinin gerektiğini, emsal taşınmaz ile karşılaştırmanın doğru şekilde yapılmadığını, bilirkişi raporlarındaki çelişkilerin giderilmediğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 756 ada 420 (eski 756 ada 46) parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.