"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3006 Esas, 2023/406 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Seydişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/99 Esas, 2022/216 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Konya ili, Seydişehir ilçesi, ... mahallesi 2997 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Seydişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/213 Esas, 2020/374 Karar sayılı kararıyla açılan davanın usulden reddine karar verildiğini davanın yeniden açılmasının hakkın kötüye kullanılması anlamı taşıdığını belirterek taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırma bedelinin verilen süreler içerisinde depo edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; 2942 sayılı Kanun uyarınca kamulaştırma bedelinin yatırılması için verilen süreler kesin olmadığı gibi verilen süre içerisinde bedelin depo edilememesi durumunda davanın reddedileceğine dair de Kanunda bir hüküm bulunmadığını, ayrıca kamulaştırma davalarında bedelin yatırılması için iki defadan fazla süre verilmesinin önünde de herhangi bir engel bulunmadığını, bedelin yatırılamaması davayı uzatmak veya sonucunu geciktirmek amaçlı olmayıp, tamamen ekonomik koşulların olumsuz geliştiği bir döneme denk gelmesinden kaynaklandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesinin tespit edilen bedelin depo edilmesi için davacı idareye 08.04.2022 ve 17.05.2022 tarihlerinde 15 gün süre verdiği ancak bedelin depo edilmediği, verilen sürelerin 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin 8 inci fıkrasına uygun olduğu bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin yatırıldığına dair bedel istinaf aşamasında dosyaya sunulduğu halde, ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasında kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un "Kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili" kenar başlıklı 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:
"... Tarafların bedelde anlaşamamaları halinde gerektiğinde hâkim tarafından onbeş gün içinde sonuçlandırılmak üzere yeni bir bilirkişi kurulu tayin edilir ve hâkim, tarafların ve bilirkişilerin rapor veya raporları ile beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespit eder. Mahkemece tespit edilen bu bedel, taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkının kamulaştırılma bedelidir. Tarafların anlaşması halinde kamulaştırma bedeli olarak anlaşılan miktar peşin ve nakit olarak, hak sahibi adına bankaya yatırılır. Tarafların anlaşamaması halinde hâkim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen bedelin (…) mahkemece belirlenecek banka hesabına yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. (...) Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir. İdarece, kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına yatırıldığına, hâkim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen bedelin (…) veya hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere bloke edildiğine dair makbuzun ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir ve bu karar, tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. ..." .
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemesinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 363 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer olan sebeplerden birinin verildiği halinde mümkündür.
2. Bozma sonrası tespit edilen fark kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen süreler içerisinde kamulaştırma bedeli depo edilmemiş ise de, sunulan banka dekontuna göre davacı idarenin İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden sonra 09.09.2022 tarihinde depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, usul ekonomisi gözetilerek davalı tarafın işin esasına girilerek karar verilmesini isteyip istemediği yönünde beyanı da alınmak alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA,
27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.