Logo

5. Hukuk Dairesi2023/4689 E. 2023/9926 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kat malikleri arasında, bağımsız bölümlerin arsa paylarının değerleriyle orantılı olup olmadığı ve düzeltilerek tapuya tescili talebiyle açılan davada, davanın reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazı sonradan iktisap etmiş olması ve uzun süre arsa paylarına itiraz etmeyerek taşınmazdan kaynaklanan yükümlülükleri mevcut arsa paylarına göre yerine getirmesi, dürüstlük kuralına aykırılık oluşturmadığı ve Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 3. maddesinde öngörülen arsa paylarının düzeltilmesi davası için herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/423 Esas, 2023/615 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırklareli Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/334 Esas, 2022/1640 Karar

Taraflar arasındaki bağımsız bölümlere özgülenen arsa paylarının düzeltilerek tapuya tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ana gayrimenkulde bulunan bağımsız bölümlere, değerleriyle doğru orantılı arsa payı verilmediği gerekçesiyle mahkemece yeni arsa paylarının belirlenerek tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin dürüstlük kuralına aykırı davranıldığına ilişkin yorumunun hatalı olduğunu, mevcut arsa payına göre satın alınan yerin arsa payının da kabul edildiğini göstermeyeceğini, iktisap tarihinden 11 yıl sonra dava açılmasının kötü niyet kabul edilemeyeceğini, arsa payı belirlenmesinin 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun'dan sonra ciddi önem taşıdığını, haklılığının bilirkişi raporu ile ispatlandığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa payları arasında orantısızlık olduğu hususunun ispat edilemediği, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın eksik araştırma ve inceleme neticesinde verildiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların kat maliki oldukları ana gayrimenkulde bağımsız bölümlerin arsa paylarının değerleriyle orantılı olup olmadığının tespiti ile yeni arsa paylarının tapu siciline tesciline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ana gayrimenkulde 1986 yılında kat mülkiyetinin tesis edildiği hususunda uyuşmazlık yoktur.

3. Taşınmaza ait kat mülkiyeti ve kat irtifakı tesisi belgeleri birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.10.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 3 üncü maddesi kat irtifakı ya da Kat Mülkiyeti’nin kurulduğu tarih itibarıyla Bağımsız Bölümlerin arsa paylarındaki orantısızlığın Bağımsız Bölüm maliklerince dava yoluyla giderilmesi halini düzenlemektedir.

Anılan maddede Bağımsız Bölüm malikinin bu hakkını kullanmasını engelleyen herhangi bir zamanaşamı ya da hak düşürücü süre öngörülmemiştir.

İlk Derece Mahkemesince "TMK 2 nci maddesi uyarınca herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, bir hakkında açıkça kötüye kullanılması hukuk düzeni korumaz hükmü çerçevesinde aradan uzunca bir zaman geçmesine rağmen mevcut arsa paylarına herhangi bir itiraz olmaksızın ana taşınmazdan kaynaklanan yükümlülüklere yıllarca (Davacının edinme tarihiden itibaren bu hususları da ayrıca kabulü ile) bu oran üzerinde ifa edildikten sonra iş bu davanın açılması gerekçesi ile Ret kararı verilmiş ve sayın çoğunlukta bu gerekçe ile Ret kararının Onanmasına karar vermişlerdir.

Sayın çoğunluğun bu gerekçeyi onaması görüşüne katılmamaktayım. Şöyle ki;

Ana taşınmazda Kat Mülkiyetine 1967 yılıhnda geçildiği davacının da 7 nolu Bağımsız Bölümü 1973 yılında aldığı dosya kapsamı ile sabittir.

Dava sonradan malik olduktan sonra açılmıştır. Davacı Kat irtifakını kuran ya da kat mülkiyetini tesis eden kişi olmadığı gibi onların halefide değildir. (Böyle olsa idi, Yargıtay uygulamalarıyla sabit olduğu üzere kuruluş Bağımsız Bölüm listesini kendi imzası ile veren kişiler için bu davayı açmakta iyi niyetli olmadıkları ileri sürülebilirdi.)

Kat mülkiyeti Kanunu'nun 3 üncü maddesinde sonradan malik olan Bağımsız Bölüm maliklerinin arsa paylarındaki varsa orantısızlığın giderilmesini her zaman Mahkemelerde dava yoluyla isteyebilecekleri açıkça düzenlenmiş olup, diğer bazı maddelerde düzenlenen zamanaşımı ya da hak düşürücü süre bu madde de öngörülmemiştir.

Davacının malik olduktan sonra dava açmasını MK2 Dürüstlük kuralına aykırı bulan yerel mahkemenin bu gerekçesi kanuna aykırı olup hak arama hürriyetini kısıtlayacak şekilde kullanılamaz. Hiç kimse kanunun verdiği hakkı kullandığı için kötü niyetli kabul edilemez.

Yeni malikin orantısızlığı fark ettiği anda arsa paylarının düzeltilmesini istemesi dürüstlük kuralına aykırı olmayıp bu nedenle kötü niyetli sayılması Kanun'un amacına aykırıdır.

Kanun amacı değişen durumlarda değil baştan mevcut olan arsa paylarındaki oransızlık hallerinin sonradan malik olanların aleyhine işletilmemesi açısından sonraki malik olan Bağımsız Bölüm sahiplerine orantısızlığın düzeltilmesini isteme hakkı sağlamaktır. Bu hakkın kullanılması kötü niyetli addedilemez. Yeni malik duruma vakıf olduğu her an bu davayı açabilir. Hiçbir hukukî engel yoktur.

Bu nedenle İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine ve bu gerekçeyi onaylayan sayın çoğunluğun görüşlerine katılmamaktayım.30.10.2023