"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/76 Esas, 2023/333 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çaycuma 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/345 Esas, 2021/1279 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazların irtifak hakkı ve pilon yeri karşılığının tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Zonguldak ili, Çaycuma ilçesi, .../... Mahallesi, 225 ada 38 parsel, 229 ada 9 parsel ile 230 ada 5 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmaksızın enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle fiilen el atıldığını, taşınmazların değer kaybına uğradığını ileri sürerek, irtifak hakkı karşılığının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı olarak dava açılmadan önce davacının idareye başvurup uzlaşma talebinde bulunması gerektiğini, dava şartı yerine getirilmeden açılan işbu davanın reddi gerektiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, enerji nakil hattı geçirilen alanda her türlü faaliyetin yapılmasının mümkün olduğunu, hattın herhangi bir tehlike arz etmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte haksız fiil hükümlerine göre davacının öncelikle zarara uğradığını ispatlaması gerektiğini, kaldı ki üstün nitelikte kamu hizmeti sunulması nedeniyle gerçekleştirilen eylemlerin hukuka aykırılık içermediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulü ile davaya konu taşınmazlardan geçen irtifak hakkı ve pilon yeri karşılığının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen irtifak hakkı ve pilon yerinin davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, hüküm altına alınan bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olmasının hatalı olduğunu, dava şartı olarak dava açılmadan önce davacının idareye başvurup uzlaşma talebinde bulunması gerekirken, dava şartı yerine getirilmeden açılan davanın bu sebeple reddi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, enerji nakil hattı geçirilen alanda her türlü faaliyetin yapılmasının mümkün olduğunu, hattın herhangi bir tehlike arz etmediğini, enerji nakil hattının güzergahı, taşınmazın yüzölçümü ve geometrik durumu nazara alındığında, geçirilen hattın taşınmazda tasarruflara engel olmadığını, tasarruf hakkını kısıtlamadığının sabit olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte haksız fiil hükümlerine göre davacının öncelikle zarara uğradığını ispatlaması gerektiğini, kaldı ki üstün nitelikte kamu hizmeti sunulması nedeniyle gerçekleştirilen eylemlerin hukuka aykırılık içermediğini, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, irtifak hakkı karşılığının fazla hesaplandığını, davanın kısmen reddi nedeniyle reddedilen kısım üzerinden davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu arsa vasfındaki taşınmazların zeminine emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak, üzerindeki yapılara ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yapılara ilişkin resmi birim fiyatları esas alınıp, yapı maliyet hesapları ile yıpranma payları da gözetilerek değer biçilmesinde ve taşınmazların niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirlenmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının hesaplanmasında, davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu 225 ada 38 parsel sayılı ve 229 ada 9 parsel sayılı taşınmazlarda davacının 3/4 oranında pay sahibi olduğunu, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında pilon yerine ilişkin olarak davacının payı oranında tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline, bedeline hükmedilen irtifak alanına ilişkin olarak ise davacının payı oranında davalı idare lehine daimi irtifak tesisine karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmediği, ancak söz konusu taşınmazların diğer paydaşları Dila Menteş ve Habiybe Menteş tarafından aynı taleple davalı idareye karşı açılan davalarda, bu şahısların pilon yerine dair paylarının iptaline, yine paylar üzerinde irtifak hakkı tesciline karar verildiği, bu nedenle eldeki davada davacının payı oranında karar verilmemiş olmasının sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, hesaplama yapılırken değer düşüklüğü oranının yasal değerlerin üzerinde uygulandığını, hesaplanan irtifak hakkı bedelinin, taşınmazların kamulaştırılması halinde hesap edilen bedelden fazla olduğunu, yine taşınmazların metrekare birim fiyatlarının yüksek belirlendiğini, öte yandan enerji nakil hattının güzergahı, taşınmazların yüzölçümü ve geometrik şekli nazara alındığında, geçirilen hattın tasarrufu kısıtlamadığının açık olduğunu, emsal taşınmazın değerlendirmeye esas alınamayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı idare tarafından enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle kamulaştırmasız el atılan taşınmazların irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeler
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 4 üncü ve 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazların zeminine 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki yapılara ise aynı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde ve aynı maddenin son bendi uyarınca taşınmazların niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve irtifak hakkına konu olan bölüm dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirlenmek suretiyle irtifak hakkı ve pilon yeri karşılığının davalı idareden tahsili ile bedeline hükmedilen irtifak hakkı ve pilon yerinin davalı idare adına tesciline karar verilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Davaya konu taşınmazların el atma tarihindeki niteliklerine göre değerinin belirlenmesi gerektiği, el atma tarihinden sonra yapılan binaların bedelinin, irtifak hakkı ve pilon yeri karşılığının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı gözetilerek, el atma tarihinde taşınmazlar üzerinde yapıların bulunup bulunmadığı, eş söyleyişle yapıların inşa edildiği tarih araştırılmadan, eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.