Logo

5. Hukuk Dairesi2023/4812 E. 2023/11307 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Orman tahdit sınırı içinde kalan ve mülkiyeti davacıya ait taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan gerçek zararın tazmini gerektiği, gerçek zararın ise taşınmazın değerleme tarihine göre belirlenecek değeri olduğu ve taşınmazın niteliğine göre net gelir metodu veya emsal satışlara göre değerinin hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1950 Esas, 2023/258 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen mülkiyeti davacıya ait taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Yalova ili, Çiftlikköy ilçesi, ... köyü, Soğuksu Mevkii, 144 ada 9 sayılı parselde kayıtlı tarlanın 5/12'şer hisselerinin sahipleri olduğunu, müvekkillerinin söz konusu taşınmazı 09.06.1995 tarihinde satın aldıklarını, Yalova Kadastro Mahkemesinin 2013/123 Esas sayılı dava dosyasının derdest olduğunu ve bilirkişi raporunda dava konusu yerin orman olduğu raporlarında ifade ettiği, davanın belirsiz alacak davası olduğu gözönüne alınarak müvekkillerin adına kayıtlı olup tapuları iptal edilen Yalova ili Çiftlikköy ilçesi ... köyü Soğuksu mevkiinde bulunan 144 ada 9 parselde kayıtlı bulunan tarlanın 10/12'şer hisse bedellerinin hesaplanarak dava tarihinden itibaren yasal faizleri ile beraber davalıdan alınarak müvekkillerine hisseleri oranında ödenmesine karar verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaza fiili veya hukuki el atılmadığını, taşınmazın davacıların adına kayıtlı olduğunu, husumetin Orman Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesini 10.10.2019 tarihli ve 2016/209 Esas 2019/489 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.09.2021 tarihli ve 2020/330 Esas, 2021/1851 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davacılar adına olan tapu kaydının henüz iptal edilmemesi ve dolayısıyla davacıların halen kaybettiği bir mülkiyet hakkının ve bir zararın da söz konusu olmaması, ancak ilerde açılacak bir tapu iptali ve tescil davasının davacılar aleyhine sonuçlanması halinde davacıların tazminat hakkının doğacak olması sebebiyle davanın kabulüne yönelik hüküm isabetli değildir. Şimdiden ileride bu hususta bir dava açılacağı ve ileride açılacak bu davanın davacı aleyhine sonuçlanacağı öngörülerek tazminat hakkının bu aşamada bulunduğunun farazi olarak kabulüne olanak bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesiyle sonucunda, dava konusu Yalova ili, Çiftlikköy ilçesi, ... köyü, 144 ada, 9 parsel sayılı 12.552,22 m² yüzölçümlü taşınmaz satış yolu ile davacı ... ’nun 09.06.1995, ...’nun ise 17.04.2006 tarihinde edindiği, davacıların satın aldığında taşınmaz üzerinde orman vasfında olduğuna dair kısıtlayıcı herhangi bir şerhin bulunmadığı, 19.03.2012 tarihinde taşınmazın orman tahdit sınırları içinde kaldığına dair şerh konulduğu dava konusu taşınmazın tapuda davacı adına kayıtlı olmakla beraber mülkiyet hakkının daimi şekilde kısıtlandığı anlaşılmıştır. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder" hükmü yer almakta olup, burada Devletin sorumluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Sicil tutma işleminden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Borçlar Kanunu'nun haksız fiile ilişkin kurallarının da uygulanacağı kuşkusuzdur. Davacının istemi 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan zarar olduğuna göre; istinaf incelemesinde taşınmazın niteliği ve zararın kapsamı değerlendirdirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi, doğru görülmeyerek Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa vasfında olduğunu, taşınmaza emsal taşınmazların m² değerlerinin 130 - 250 TL arasında olduğunu kabule göre de objektif değer artış oranının daha yüksek oranda belirlenmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranının hatalı olduğunu, taşınmazda objektif değer artışı sağlayacak hiç bir özelliğin mevcut olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2023. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.