Logo

5. Hukuk Dairesi2023/4869 E. 2023/11437 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan bir taşınmaz üzerindeki muhdesatın bedelinin tespiti ve davacı idareye taşınmaza girme izni verilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın zemin bedeli ile muhdesat bedelinin tespitinde ve davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1167 Esas, 2023/112 Karar

KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Erdemli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/198 Esas, 2020/9 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan muhdesat kamulaştırma bedelinin tespiti davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davacı idare vekili yönünden esastan reddine, davalı vekili yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, Erdemli ilçesi, ... Mahallesi 101 ada 4782 parsel sayılı Hazinenin malik olduğu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaza girmek üzere davacı idareye izin verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idarece teklif edilen bedelin çok düşük olduğunu, hesaplama yapılırken yörede ekimi ve dikimi yapılan ürünlerin münavebeye esas alınması ve taşınmazın değerini etkileyen objektif değer artırıcı unsurların dikkate alınması gerektiğini savunarak, taşınmazın gerçek değerinin tespitini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulüne ve muhdesat kamulaştırma bedelinin tespiti ile işbu bedelden ilk kararla hüküm altına alınan bedele davanın dört ay içinde sonuçlandırılamadığı gözetilerek 11.04.2016 tarihinden ilk karar tarihi olan 13.10.2017 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, son kararla tespit ve depo edilen fark kamulaştırma bedeline ise 11.04.2016 tarihinden karar tarihi olan 09.01.2020 tarihine kadar yasal faiz işletilerek üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılıp karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın boş tarla değerinin çok yüksek hesaplandığını, bilirkişi raporunun hükme esas alınmayacağını, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, son karar ile tespit edilip hüküm altına alınan fark bedel olan 2.232,26 TL'ye kararın kesinleşmesine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiğini, nitekim işbu bedelin kararın kesinleşmesiyle birlikte davalı tarafa ödenmesine karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamanın hatalı yapıldığını, kapitalizasyon faiz oranının % 8-9 olarak uygulanması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sulu tarım arazisi (kapama şeftali bahçesi) niteliğindeki taşınmaza % 4 oranında kapitalizasyon faiz oranı uygulanmak suretiyle resmi verilere göre şeftali bahçesi birim değerinin 73,94 TL, tarla birim değerinin 58,83 TL, kaim birim değerinin ise 15,11 TL olarak tespit edilip, böylece muhdesat kamulaştırma bedelinin 68.992,26 TL olarak hesaplanmasında bir isabetsizlik görülmediği, ancak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken vekâlet ücreti hükmedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu, Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak, tespit edilen kamulaştırma bedelinin tamamının kararın kesinleşmesi beklenmeksizin davalı hak sahibine derhal ödenmesi gerektiği, harçtan muaf olan davacı idarenin başlangıçta yatırmış olduğu yargılama harçları ile istinaf harçlarının kendisine iadesi gerektiği gerekçesiyle, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın değeri tespit edilirken verim miktarı ve ürün fiyatının yüksek, üretim masraflarının ise düşük alındığını, kapitalizasyon faiz oranının % 6-7 olarak uygulanması gerektiğini, münavebeye esas alınan ürünlerin hatalı seçildiğini, faiz başlangıç tarihinin idare aleyhine olacak şekilde geriye yürütüldüğünü, muhdesatın davalıya ait olduğuna dair tapu kaydına konulan şerhin de terkinine karar verilmesi gerektiğini, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi ile 19 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Zemini Hazineye ait olan kapama şeftali bahçesi niteliğindeki davaya konu taşınmazın sulu arazi net gelirine göre belirlenen zemin bedelinin, kapama meyve net gelirine göre belirlenen bedelden mahsup edilmesi suretiyle ağaçlara değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı göz önüne alındığında, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.