"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1201 Esas, 2023/285 Karar
KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/717 Esas, 2021/101 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idareler vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddi ile kamu düzeni gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 287 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tamamının davalı tarafından belirlenmiş nazım imar planında yol alanı olarak belirlendiğini, bu konuda müvekkilinin davalı idareye başvurduğunu; ancak davalı idare 04.03.2005 tarihli cevabında uyguladıkları 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planının 19.10.2004 tarihinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından onandığını belirttiğini, müvekkilinin taşınmazından faydalanamadığını belirterek belirlenecek tazminatın davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir. Yargılama devam ederken sunduğu beyan dilekçesi ile dava edilmek istenen parselin 1703 ada 7 parsel olduğunu, bu parsel üzerinde yargılamaya devam edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, dava konusu taşınmaza müvekkil belediyece fiilen el atılmadığını, ana arterde müvekkilin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın cephe aldığı yolların ana arter listesinde bulunmadığını, husumetin ... Belediyesine yönlendirilmesi ve müvekkil idare açısından husumet yokluğuna karar verilmesi gerektiğini, taşınmazın güncel tapu kaydında yapılan incelemede davacının dava konusu taşınmazın maliki veya hissedarı olmadığı görüldüğünden taraf ehliyeti yokluğuna karar verilmesini istediklerini, uzlaşma dava şartının yerine getirilmesinin dava şartı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarelerden tahsili ile bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile davalı idareler adına tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı ... Başkanlığı istinaf dilekçesinde özetle; karara esas alınan bilirkişi incelemesinde emsal incelemesinin hatalı ve çelişkili olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; 08.11.2004 tarihli protokole göre İstanbul ilinde bir kısım yolların müvekkil idareye devredildiğini, müvekkil idare ile ... arasında yapılan 01.06.2010 tarihli Protokol (Ek-2) uyarınca Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1703 ada 7 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırılması yapılmak suretiyle belirlenen bedelin davalı idarelerden tahsiline karar verilmesinin yerinde olduğu belirtilerek, davalı idareler vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile taşınmazın tapu kaydında yazılı olan yüzölçümü üzerinden hesaplama yapılması gerekirken hesaplanan alan üzerinden değer belirlenmesi doğru olmadığından,taşınmazın tapu kaydında yazılı yüzölçümü üzerinden yeniden hesaplama yapılmak suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir,
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... Belediyesi vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarla ve maktu harca hükmedilmesi gerektiğinden bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idarelerden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'un (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacı tarafından 287 ada 7 parsel sayılı taşınmaz için dava açılmış ise de, yargılama sırasında dava edilmek istenen parselin 1703 ada 7 parsel sayılı taşınmaz olduğu ve bu parsel üzerinden yargılamaya devam edildiği anlaşılmış olup dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1703 ada 7 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmek suretiyle alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idarelerden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduruyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... Başkanlığından peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.