"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2531 Esas, 2023/417 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/522 Esas, 2022/787 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekilleri dava dilekçesinde; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 170, 173, 4565, 4763, 4787, 4788, 4793, 4794 ve 4871 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılması nedeniyle taşınmazların bedelinin davalı idarelerden yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlara fiili el atmanın söz konusu olmadığını, bu nedenle idari yargının görevli olduğunu, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu 4763 ve 2793 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise kamulaştırma işlemlerinin yapıldığını, bedelin bloke edildiğini, vekâlet ücreti ile yargılama giderinin davacı taraf yükletilmesini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı kurumlara karşı açtıkları kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davasının ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2015/179 Esas sayılı dosyasında daha önce görülen dosyasında bilirkişi raporu alındığını ve bilirkişi raporunda aktif husumet ehliyeti bulunmadığından, kendi mahkemesinden yeniden rapor almadan doğrudan "aktif husumet ehliyeti bulunmadığı" gerekçesi ile reddedildiğini, mahkemenin delilleri eksik toplamış olup, dava konusu uyuşmazlıktaki çelişki giderilmeden bilirkişi raporu almaya gerek duymadan diğer mahkemenin aldığı karar ile hüküm kurduğunu, farklı bilirkişiler arasında görüş ayrılıkları olması nedeniyle ...'nın nufüs kaydının celbedilmesini talep edildiğini, nüfus kaydında 1911 yılında (...'nın yaşadığı yıllarda) ... ilçesi, ... (...) Mahallesinde yaşayan sakinlerin tümünün nüfus kayıtlarının celbinin ile ... Nüfus Müdürlüğüne müzekkere yazılmasını ve yerleşim hanesinde ... olup/olmadığı ile nüfus kaydında ... olup olmadığının tespiti yapılmasını talep ettiklerini, şayet ... diye bir nüfus kaydı bulunamaz ise tapu da yanlış yazılmış olabileceğini, ...’nın nüfus kayıtlarına rastlanması halinde altsoylarını gösteren nüfus kaydının da celbini talep ettiklerini, ...’nın nüfus kayıtlarına rastlanması halinde altsoylarını gösteren nüfus kaydının da celbini talep etmemize rağmen taleplerinin dikkate alınmadığını, raporda muris ... ile tapu maliki ...'nın aynı kişi olduğuna dair delil bulunamadığı gerekçesiyle bunların aynı kişi olmadığı kanaatine varıldığını, tapu maliki ...'nın kendisinin murisi olduğu iddiasında bulunan kimsenin çıkmadığını, dosyadaki mirasçılık belgesinin geçerliliği hususunda bir uyuşmazlık da söz konusu olmadığını, mirasçılık belgesi aksi ispat edilene kadar geçerli olup aksinin ispatı için ise hak iddiasında bulunan kişi/kişilerin mirasçılık belgesinin iptali davası açması gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 17.06.2022 tarihli bilirkişi raporu kapsamına göre davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.