"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1587 Esas, 2022/1217 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kulp Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/343 Esas, 2019/283 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili, davalı ..., davalı ... ve davalılar ... vd. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili ve davalılar ... vd. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 30.05.2022 tarihli ek karar ile bir kısım davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava miktarı dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz kanun yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.
Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 30.05.2022 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılması gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davalı ... vekili ve davalılar ... vd. vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Diyarbakır ili, Kulp ilçesi, ... Mahallesi 243 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı lehine tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar ... ve diğerleri vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kurumun yapmış olduğu değer tespit çalışmasında 2015 yılı verileri baz alınarak hesaplanma yapıldığını, oysaki 2016 yılında dava açılmakla 2016 yılı verileri baz alınarak değer tespiti yapılması gerektiğini, dava konusu taşınmazda var olan ağaçların eksik ve yaşlarının yanlış tespit edildiğini, dava konusu taşınmazların olduğu bölgede bu taşınmazların sulanması amacıyla damlama sulama sisteminin kurulmasına rağmen davacı kurum tarafından hesaplama yapılırken bunların hiç birinin hesaba katılmadığını, yörede ipek böceği koza üretiminin yapılmakta olduğunu ve dut ağaçlarının da bu özelliği dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, dut ağaçlarının yaşlarının çok küçük hesaplandığını ve sayı olarak da çok az sayıda dut ağacının hesaba katıldığını, davacı kurumca yapılan hesaplamada uygulanan kapitalizasyon faiz oranının en az %3 ve %4 olması gerektiğini, objektif değer artışının uygulanması gerektiğini, taşınmaz için hesaplanan değere doğrudan gelir desteği ödemelerinin de hesaba katılması gerektiğin beyan etmiştir.
2. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın sulu arazi vasfında olduğunu, % 4 kapitalizasyon faiz oranı uygulanacağını, taşınmazda uydu görüntülerinde görünmeyen yıllar öncesinde satılan ürünlere ilişkin fatura ve benzeri belgelerin tarafımızdan saklanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bir- iki yaşlarında bağ omcaları olduğunu, dört yaşında omcaların da verim vermeye başladığını, İl Tarım Müdürlüğünce keşif tarihinde mevcut olmayıp, geçmişe yönelik hazırlanan verilerin keşif tarihindeki tespite esas alınamayacağını ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara hisseleri oranında ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı lehine tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili, davalı ..., davalı ... vekili ve davalılar ... vd. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda kullanılan Kulp İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin Tarım ve Orman Bakanlığının Tarımsal Maliyet Sistemi (TAMSİS) veri tabanında yer almayan denetimden geçmemiş veriler olması nedeniyle mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, bu veriler ortalama değerleri içermediğinden yapılan hesaplama ile kamulaştırma bedelinin taşınmaz değerinden daha fazla hesaplandığını, 2016 yılı Kulp İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin geriye dönük son 5 yılın verilerinin ortalama üç kat üzerinde olduğunu, dava konusu taşınmaz büyük bir arazi olduğundan tamamında sebze ürünlerinin üretilmesi mümkün olmadığı gibi 500 metrekareden büyük arazilerde sebze münavebesinin uygulanabilmesi için hal faturalarının bulunması gerektiğini, taşınmazın kuru tarla vasfında olduğunu, bağ, badem ve dut gibi ürünler için sulu ve kuru olmak üzere iki farklı maliyet cetveli oluşturulması gerekirken, bu yönde herhangi bir ayrıma gidilmediğini, net gelir analizinde esas alınan verimlerde en az son üç ya da beş yılın ortalamasının alınması gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının % 8 alınması gerektiğini, kamu yararı kararının son ilan tarihindeki uydu fotoğraflarında görülmeyen ürün ve mütemmim cüzler için bilirkişilerce hesaplama yapıldığını, taşınmaz üzerindeki omca henüz verime yatma döneminde olduğundan, verim verme yaşına gelmeyen ağaçların değerlendirilmesinde kullanılan maliyet yönteminin kullanılması gerektiğini, yapı bedellerinin yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazın tamamı ekili olmadığı halde tamamının bağ ve bahçe olarak kabul edilmesinin bilimsel verilere ve mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu belirtmiştir.
2. Davalılar ... vd. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararının tebliğ edilmediğini, itiraz ve talepleriyle birlikte belgelerini sunma imkanlarının kısıtlandığını, üretim masraflarının brüt gelirinin 1/3 ünü aşacak şekilde hesap edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, üst seviyede verim esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, tütün ekiminin ve ipek böcekçiliği üretiminin bölgede yaygın olduğundan kamulaştırma bedeli hesaplanırken bu hususun göz önüne alınması gerektiğini, hesaplama yapılırken mısır ürünün münavebe planına alınması hatalı olduğu gibi mısır ürünün samanının hesaplamaya dahil edilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, münavebe ürünü olarak mısırın dahil edilmemesi gerektiğini, İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinin dosya içerisinde bulunan tarımsal ürünlere ilişkin veri cetvelindeki çelişki giderilip il ve ilçe verilerinin ortalamasının alınarak kamulaştırma bedeli hesaplanması gerektiğini, TAMSİS verileri kurumun talebi ile hazırlanan ve ilçe verileri dikkate alınmaksızın bilimsel verilerden uzak hazırlandığını, İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün hazırlamış olduğu TAMSİS verileri dava konusu yere göre değil de diğer ilçelerde ve de o ilçenin genel ortalaması baz alınarak girildiğinden ciddi haksızlığa sebebiyet verdiğini, dut ağaçlarında ipek böceği koza üretimi yapıldığını, dolayısıyla bu yerdeki dut ağaçlarının bu özelliği dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, dava konusu taşınmazın damlama sistemi kurularak sulandığını, bu uygulamanın normal salma sulamaya göre gideri azaldığı gibi veriminde de artışlar yaşandığı ve bunların hesaplamada dikkate alınmadığını, susuz bağ verilerinin esas alındığını, 2016 yılına ait sulu bağ verisinin olup olmadığı tespit edilmeli, olmadığının anlaşılması halinde buna ilişkin verilerin oluşturulmasının istenilmesini ve buna göre yeniden hesaplama yapılmasını, TAMSİS verilerinin davanın açılmasından ve keşiflerin yapılmış olmasından çok sonrasına ait 23.08.2017 tarihinde oluşturulduğunu, öncesinde buna ilişkin herhangi bir veri tabanının oluşturulmadığını ve keşiften sonraki tarihte hazırlanan verilerin baz alınmasının hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın özellikleri dikkate alınarak en az %50 objektif değer artışının uygulanması gerektiğini belirtmiştir.
3. Davalı ... istinaf dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararının tebliğ edilmediğinden savunma hakkının kısıtlandığını, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadan karar verildiğini, Kulp ilçesindeki arazilerin veriminin çok yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazlarda tütün ve ipek böceği yetiştiriciliği konusunda verim alınabildiğini Kulp İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü birim fiyatının geçerli olması gerektiğini, bağ verilerinin susuz bağ yerine sulu bağ olarak hesaplanmasını, İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinin dosya içerisinde bulunan tarımsal ürünlere ilişkin veri cetvelindeki çelişkinin giderilmesini, domates yetiştiriciliğinin de olduğunun dikkate alınmasını ve objektif değer artışının uygulanması gerektiğini beyan etmiştir.
4. Davalı ... istinaf dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararının tebliğ edilmediğinden savunma hakkının kısıtlandığını, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadan karar verildiğini, İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinin dosya içerisinde bulunan tarımsal ürünlere ilişkin veri cetvelindeki çelişki giderilip halen il ilçe verileri arasında büyük farklıklıklar var ise il ve ilçe verilerinin ortalaması alınarak kamulaştırma bedelinin hesaplanması gerektiğini, ilgili veri cetvelinde cevize ilişkin verilerin kurumun kendi verileri ile verim, birim fiyatı ve maliyetlerle ciddi çelişkiler taşıyor olması ve bu çelişkili verilerle hesaplama yapılmış olmasının hatalı olduğunu, Kulp ilçesi bağ ve ceviz verim miktarının il ortalamasının üstünde olduğunu, dava konusu taşınmazın özellikleri dikkate alınarak en az %50 objektif değer artışı uygulanması gerektiğini belirtmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sulu arazi olarak kabulü ile arazi yapısına uygun olarak buğday, buğday samanı, mısır ve sebze münavebesi alınarak, 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir yöntemine göre değer biçilip, Yargıtay içtihatlarına uygun olarak kapitalizasyon faiz oranının %4 olarak uygulanması suretiyle olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla metrekare bedelinin 29,86 TL olarak tespiti ile bu metrekare bedeline göre kamulaştırma değerinin belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalılar ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekili ve bir kısım davalılar vekilince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 30.05.2022 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davalı ... ve davalılar ... vd. vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve kanuna uygun olan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.