Logo

5. Hukuk Dairesi2023/5255 E. 2023/11308 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idarenin tapu kaydındaki hacizleri bedele yansıtmaması hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza gelir metoduyla değer biçilmesinde ve davalı idareden tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik görülmemekle birlikte, taşınmazın tapu kaydındaki hacizlerin bedele yansıtılması gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/376 Esas, 2022/504 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/152 Esas, 2020/341 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tazminat isteminin kabulüne, ecrimisil isteminin reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Diyarbakı ili, Sur ilçesi, ... köyü 551 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça 02.01.2017 tarihli dilekçe ile müracaat edildiğini, davaya konu parselde kıyı oyulmalarının engellenmesine dönük idareye herhangi bir müracaatlarının bulunmadığını, bu yüzden de herhangi bir kıyı koruma faaliyeti gerçekleştirilmediğini, dava konusu taşınmazın 1/25000 ölçekli (2005-1986-1958 yılı) haritalarda kısmen veya tamamen Dicle Nehri doğal yatağı içerisinde yer aldığını, Dicle Nehrinde mevsimsel koşullara bağlı olarak zaman zaman seviye değişimi ve yön değişikliği yaşandığını, bu doğal akış içerisinde olabilecek aşınmalarda ve toprak kazanımlarında idarelerinin bir kusur ve ihmalinin bulunmadığını, nehir akış hareketlerinin doğal seyir içerisinde gerçekleştiğini, anılan parsellerin tapulanmasında Başbakanlık Dere Yatakları ve Taşkınlar Konulu genelgesine aykırı bir şekilde muvazaalı tapulama yapıldığını, dava konusu taşınmaza idare tarafından el atılmadığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını, uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiğini, dava konusu olay ile ilgili olarak idareye bir müracaat yapılmadığını, dava konusu taşınmazın aşırı sular nedeniyle zarar görmesinden müvekkili idarenin sorumlu olmadığını, usul ve kanuna aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tazminat isteminin kabulüne, ecrimisil isteminin reddine ve el atma tazminatının davalı taraftan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın hukuki ve objektif dayanaklardan yoksun olup eksik incelemeye dayandığını, davanın hak düşürücü ve zamanaşımı süreleri içinde açılıp açılmadığının değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunun hükme esas almaya yeter ve elverişli olmadığını, davacının ecrimisil talebinin reddine rağmen davanın tam kabul edildiğini ve redddilen kısım için vekâlet ücretine hükmedilmediğini, ürün verim miktarları ve fiyatları resmi verilerin aksine yüksek alındığını, üretim masrafları ile kapitalizasyon faiz oranı düşük alınmak suretiyle dava konusu taşınmazların m² bedellerinin suni olarak yükseltildiğini, dava konusu taşınmazın değeri tespit edilirken münavebeye nadasın da dahil edilmesi gerektiğini, taşınmaz kuru sulu vasfının yeterli araştırma ve gözlem yapılmadan belirlendiğini, DSİ sulama kanalı ile sulama yapılması nedeni ile kamulaştırmadan kaynaklı değer artışının gözetilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atılan arazi niteliğindeki taşınmaza, net gelir metodu uygulanarak değer biçen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak ecrimisil tazminatı yönünden davanın reddine karar verildiği halde, vekille temsil edilen davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi ve dava dilekçesinde ayrıca kısmi tespit istemi içermediği gibi, ıslah ile talep sonucuna dahil edilmeyen kısımlar hakkında ayrıca tespit istemi (kısmi tespit davası) bulunmadığından mahkemece bu kısım hakkında tespit hükmü kurulması doğru görülmeyerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak belirtilen hususlar düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazların değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde, üzerinde bulunan yapılara yapı yaklaşık birim maliyetleri esas alınıp yıpranma payı da düşülerek, ağaçlara ise yaş, cins ve miktarına göre maktuen değer biçilmesinde ve davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4. Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan hacizlerin bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı idare vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak " Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan hacizlerin bedele yansıtılmasına" cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.