Logo

5. Hukuk Dairesi2023/5446 E. 2024/227 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmaz üzerindeki muhdesatın bedeli ile ilgili uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Daire, mahkemenin bozma kararına uyularak verilen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/310 Esas, 2020/112 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan zemini Hazineye ait olan taşınmaz üzerinde bulunan davalıya ait muhdesatın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Diyarbakır ili, Sur ilçesi, ... köyü sınırları dâhilinde bulunan 136 parsel sayılı taşınmaz 139.456,00 m² yüzölçümlü olup, taşınmazın baraj göl alanına isabet eden 133.914.63 m²lik kısmı için kamulaştırma kararı alındığını, müvekkili idare tarafından yapılan incelemelerde; taşınmazın üçüncü şahıslara hububat tarımı yapılmak amacıyla Hazinece kiraya verildiği, bu şahıslarında taşımaz üzerine yapı yaptıkları ve ağaç diktiklerinin tespit edildiğini belirterek kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu 136 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek 5.541,37 m² alanlı 160 parsel sayılı taşınmaz ile 133.914.63 m² yüzölçümlü 161 parsel sayılı taşınmazların oluştuğunu, Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğünün 01.03.2006 tarihli tespit tutanağında diğer davalı ...'a ait 286.54 m²lik ev, ahır ve depo bulunduğu, 46.199,00 m²lik alanın bağ yeri olarak kullanıldığı ve bu işgaller için 01.01.1999 - 30.12.2005 tarihleri arası ...’a ecrimisil ihbarnamesi gönderildiğini, 12.05.2011 tarihinde mahallinde yapılan tespitte ise ... tarafından yapılan 290,00 m²lik 2 katlı Betonarme ev, 35.00 m²lik havuz, 61.00 m²lik ahır ve 17,00 m²lik tandır yeri, ayrıca yine ... tarafından ekildiği tespit edilen 12.580,00 m²1ik bahçe, 11.500.00 m²lik de bağ ve badem yeri tespit edildiğini, söz konusu 17,00 m²lik tandır yerinin 19.07.2003 tarihinden sonra yapıldığından 4706 sayılı Kanun'un 5 nci maddesinin son fıkrasına göre Hazineye intikali gerektiğini, geri kalan 129.750.00 m²lik kısmın ise tarımsal amaçlı olarak kullanıldığının tespit edildiğini, 4706 sayılı kanuna istinaden taşınmaz üzerindeki yapılar ve her türlü ağaçların Hazineye intikalinin zorunlu olduğunu belirterek kamulaştırma bedelinin Hazineye ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 14.04.2016 tarihli ve 2012/28 Esas, 2016/337 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; değerlendirmede esas alınan üzüm ve karışık meyve bahçesinin değerlendirme tarihi itibari ile ortalama üretim miktarı, hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatı ve üretim masraflarının İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile diğer resmi kurumlardan getirtilip, bilirkişi raporunun denetlendikten sonra, resmi veriler ile uyumsuzluk bulunması durumunda resmi verilere göre bedel tespiti için bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden ve 2942 sayılı Kanun'un 10 ncu maddesine, 6459 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi ile eklenen hüküm uyarınca dava 4 aylık süre içinde sonuçlandırılmadığından 12.05.2012 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için faiz yürütülmemesi, kabule göre de hükme esas alınan bilirkişi raporunda; taşınmazın karışık meyve bahçesi niteliğindeki kısmının net gelir hesaplamasında, üretim masraflarının Türkiye ortalaması dikkate alındığında, brüt gelirin 1/3'ünden az olamayacağı gözetilmeden, bu masrafların daha az alınması sureti ile fazla bedel tespiti doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda verimin yüksek olmadığını, meyve ağacı sayısının fazla alındığını, bedelin yüksek hesaplandığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Mahkeme kararının ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.