Logo

5. Hukuk Dairesi2023/5457 E. 2023/11383 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, murislerine ait taşınmaza davalı idarelerce kamulaştırmasız el atıldığı iddiasıyla, taşınmaz bedelinin tahsili istenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın, davacıların murisi tarafından diğer parsellerine geçit sağlamak amacıyla yol olarak terkin edildiği, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca malikin muvafakati ile yol olarak terkin edilen alanlar için bedel talep edilemeyeceği gözetilerek, davanın reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/262 Esas, 2023/373 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/411 Esas, 2022/735 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi ... İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1633 ada 43 parsel sayılı taşınmazda malik olduğunu, davalı idare tarafından kamulaştırma işlemi yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle el atıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirlenecek tazminatın davalı idarelerden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu 301 ada 393 parselin davacıların murisi ... sahibi olduğu ... Mahallesi 301 ada 81 ve 82 parsellerin tevhid ve ifrazı ile oluşan 301 ada 377-392 parsellere (16 parsel) geçit mahalli vasfı ile tescil edildiğini, 377-392 parsellerin tamamının ... tarafından kooperatife satıldığını, davacıların satılan parseller için dava açma haklarının olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; uzlaşmanın dava şartı olduğunu, davacının el atıldığını ispat ile yükümlü olduğunu, el atma tarihinin belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müşterek methal vasıflı taşınmazda mülkiyet hakkından doğan hakların kök parsel malikine ait olduğunu, lehtar taşınmaz maliklerinin ise sadece geçit (mürur) haklarının olduğunu, mahkemece davacıların aktif husumetlerinin bulunmadığına dair ret gerekçesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile müşterek methal (geçit mahalli) vasıflı taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı iddiasına dayanılarak açılan eldeki davada mahkemece getirtilen tapu kayıtlarına göre tapuda 22.293.00 m² yüölçümlü olarak kayıtlı kök 603 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, kayıt maliki ... adına kayıtlı iken kızı davacıların murisi ...'ye intikal ettiği, muris ... tarafından da verilen vekâlete istinaden 42 parça taşınmaza yol sağlamak için ifraz edildiği, bu şekilde dava konusu taşınmazın 2.369,00 m² miktarlı dava konusu yerin ise geçit mahalli olarak diğer 42 parça taşınmaz lehine tescil edildiği, davacılar ya da davacıların murisleri adına yeni oluşan parsellerde malik kaydı bulunmadığı davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar verilmesini ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu belirtilerek davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; müşterek methali oluşturan kök parselin maliki davacıların kök murisi olup husumet nedeni ile red kararının hatalı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idareler arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 'un 11, 12 ve 35 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazın geldi parseli olan 22.293.00 m² yüzölçümlü kök 603 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davacıların kök murisi ... adına kayıtlı iken kızı ...'ye intikal ettiği, ... tarafından da verilen vekâlete istinaden 42 parça taşınmaza yol sağlamak için taşınmazın ifraz edildiği, taşınmazların ifrazına ilişkin 12.01.1960 tarihli akit tablosunda 2.369.00 m² yüzölçümlü eski 1633 ada 43 yeni 16765 ada 43 parsel sayılı taşınmazın diğer parseller yararına müşterek methal olarak tescil edildiği, bu durum devam ederken 15.02.2008 tarihli ve 1/1000 ölçekli Maltepe E-5 Güneyi Uygulama İmar planında taşınmazın yol olarak planlandığı ve Belediye Encümeninin 14.06.2016 tarihli kararı ile müşterek methal nitelikli taşınmazın 3194 sayılı Kanun’un 15 ve 16 ncı maddeleri uyarınca terkinine karar verildiği ve 20727 yevmiye No.lu işlemle de sicilden terkin edildiği anlaşıldığından, taşınmazın 1960 yılında malikleri tarafından ifraz edilen parsellerine geçit sağlamak için yol olarak bırakılması sebebiyle terkin edildiğinden, 2942 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi kapsamı doğrultusunda malikinin muvafakati ile yol, yeşil alan ve bunun gibi kamu hizmet ve tesislerine ayrılan alan için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamayacağı hususu da dikkate alındığında davacı tarafın dava konusu taşınmaz için tazminat istemelerinin mümkün olmadığından bahisle davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi sonucu itibari ile doğru olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesine,

21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.