Logo

5. Hukuk Dairesi2023/5579 E. 2024/2666 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar ile davalı idare arasında, kamulaştırmasız el konulan taşınmazların bedelinin tespiti ve ecrimisil istemi hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazların bir kısmının daha önce kamulaştırılmış olması, taşınmazların değerinin tespitinde net gelir metodunun kullanılmaması, taşınmazların arazi niteliğinde olmasına rağmen ecrimisil talebinin reddedilmesi gibi hususlarda eksik inceleme ve hatalı değerlendirme yapıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/4 Esas, 2022/68 Karar

KARAR : Kısmen kabul/Ret

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın tazminat istemi yönünden kısmen kabulüne, ecrimisil istemi yönünden ise reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Çankırı ili, Merkez ilçesi ... köyü 152 ada 210 ve 101 ada 910 parsel sayılı taşınmazlara fiilen el atıldığından taşınmazlar bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; uzlaşma usulünün dava şartı olduğunu, görevsizlik, yetkisizlik ve zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, 210 parselin 2.246,64 m²sinin, 910 parselin ise 4.184,68 m²sinin kamulaştırıldığını, ecrimisil ve faiz talebine itiraz ettiklerini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 16.02.2016 tarihli ve 2015/747 Esas, 2016/106 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesinde değişiklik yapan ve dava derdest iken 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun'un 21 nci maddesi ile getirilen "Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan talepler, bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulünün uygulanması dava şartıdır." şeklindeki düzenlemeyle Kanun'un yürürlük tarihi olan 11.06.2013 tarihinden sonra açılan ve 09.10.1956-04.11.1983 tarihleri arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlarla ilgili olan davalarda öncelikle uzlaşma usulünün dava şartı olduğu kabul edildiğini, bu nedenle taşınmazlara fiilen hangi tarihte el atıldığı yapılacak araştırma ile kesin olarak tespit edilip 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmış olduğunun tespiti halinde işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile davanın reddine karar verildiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın tazminat istemi yönünden kısmen kabulüne, ecrimisil istemi yönünden ise reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın özellikleri tam olarak değerlendirilmeden denetime elverişli olmayan bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulduğunu, eksik, hatalı ve hakkaniyete uygun olmayan tazminata hükmedildiğini, ağaç bedellerine hükmedilmediğini, ecrimisile hak kazanılmasına rağmen ecrimisil talebinin reddine karar verildiğini, toplam bedel üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazların arsa vasfında bulunmadıklarını, raporun denetime elverişli olmadığını, 2942 sayılı Kanun'a aykırı ve farazi tespitler içerdiğini, taşınmazların bir kısmının kamulaştırma korudorunda bulunduklarını, 210 parselin arta kalan alanının bedeline hükmedilemeyeceğini, davacılar adına olan tapu kaydının iptali ile terkinine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazların değerinin biçilmesi ve ecrimisil istemine istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanunun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragafların kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Dava konusu taşınmazların bir kısmının kamulaştırıldığı ve dava dışı ...’ya yapılan 05.11.1974 tarihli kamulaştırma işleminin tebliğinin geçerli olduğu ve kamulaştırma işleminin işbu malik yönünden adli ve idari yönden kesinleşmiş olduğu gözetildiğinde taşınmazların tapu kayıtlarının ilk tescilden itibaren tüm geldileri gittileri ve dayanak belgeleri ile birlikte (tapu defter örnekleri dahil) ilgili tapu müdürlüğünden getirtilerek, davacılar paylarının dava dışı ...’dan gelip gelmediği tespit edilerek sonucuna göre mahallinde keşif yapılıp, kamulaştırma krokisi mahalline uygulanarak karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.

4. Kabule göre de; Dava konusu taşınmazlar ilgili belediye başkanlığının cevabi yazısı gereğince, belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunmadıklarından arazi niteliğindedirler. Bu itibarla; mahallinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak taşınmazlara değerlendirme tarihi olan dava tarihi itibarıyla net gelir metoduna göre, üzerlerinde bulunan ve taşınmazlara kapama bahçe niteliği vermeyen ağaçlara ise değerlendirme tarihi olan dava tarihi itibarıyla yaş, cins ve sayılarına göre maktuen değer biçilmesi gerekirken, denetime elverişli olmayan rapora göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

5. Davalı idarenin davacılara ait tapulu taşınmazları hiç bir hakka dayalı olmaksızın kullandığı dosya kapsamı ile sabit olduğu taktirde, taşınmazlar arazi niteliğindeki olduklarından, net gelir metoduna göre bulunacak ecrimisil bedelinin davalı idareden tahsili gerekirken yasal olmayan gerekçelerle ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.