"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/304 Esas, 2021/426 Karar
KARAR : Direnme
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya direnme kararı verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin direnme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna sunulmuş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu direnme kararının yerinde olduğunu belirterek, diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar vermiştir.
Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, .... ilçesi, ... Mahallesi 744 ada 4 ve 5 parsel (eski 744 ada 1 parsel) sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atıldığını ileri sürerek taşınmazların bedelinin davalı idareden yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, talebini ıslah ile artırmıştır.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlara idarelerince el atılmadığını, uzlaşmanın dava şartı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.02.2018 tarihli ve 2016/342 Esas, 2018/78 Karar sayılı kararıyla; İstanbul ili ... ilçesi, ... Mahallesi, 744 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ifraz edilerek 744 ada 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, 744 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 486/11605 hissesi, 5 parsel sayılı taşınmazın 486/11605 hissesinin ... adına kayıtlı olduğu, 744 ada 3 parsel sayılı taşınmazda davacı hissesine rastlanılmadığı, 744 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde Mescidi Selam Camiinin ve bahçesinin, 744 ada 5 parsel nolu taşınmaz üzerinde de Mescidi Selam Camii Külliyesi içinde kısmen bahçe kısmen de camii lojmanının bulunduğu, dava konusu taşınmazların arsa vasfında olduğu, fiilen Mescidi Selam Camii, cami bahçesi ve lojmanı olarak el atılan yerde davacının payına düşen el atma bedelinin 898.130,00 TL olarak belirlendiği, davacının bu değer üzerinden davasını ıslah ettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, 744 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ifrazından oluşan 744 ada 4 parsel sayılı taşınmazda davacının hissesine düşen 327,47 m²lik kısmın kamulaştırmasız el atma bedelinin 884.196,00 TL, 744 ada 5 parsel sayılı taşınmazda davacının hissesine düşen 6,07 m²lik kısmın kamulaştırmasız el atma bedelinin 13.961,00 TL olmak üzere toplam kamulaştırmasız el atma bedelinin 898.130,00 TL olduğunun tespitine, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine, takyidat var ise bedele yansıtılmasına, 744 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ifrazından oluşan 744 ada 4 parsel sayılı taşınmazda davacının hissesine düşen 327,47 m²lik kısmın ve 744 ada 5 parsel sayılı taşınmazda davacının hissesine düşen 6,07 m²lik kısmın tapu kaydının iptali ile her türlü takyidattan ari olarak davalı ... adına tesciline, fen bilirkişi raporunun hükmün eki sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.02.2020 tarihli ve 2018/1677 Esas, 2020/183 Karar sayılı kararıyla; davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemize yapılan inceleme sonucunda; 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun Büyükşehir ilçe ve ilk kademe belediyelerinin görev ve sorumluluklarına ilişkin 7 nci maddesinde 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı kanun ile yapılan düzenleme uyarınca "mabedlerin" yapım, bakım ve onarım görevi ilçe Belediyelerine ait olduğundan, dava konusu taşınmaz üzerindeki cami ve eklentilerine ilişkin davada büyükşehir belediyesine sorumluluk yüklenemeyeceğinden davalı hakkında açılan davanın pasif husumetten reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun büyükşehir, ilçe ve ilk kademe belediyelerinin görev ve sorumluluklarına ilişkin 7 nci maddesinde 12.11.2012 tarihli ve 6360 sayılı Kanun ile yapılan düzenleme uyarınca "mabetlerin" yapım, bakım ve onarım görevinin hem büyükşehir belediyelerine, hem de ilçe belediyelerine verildiği, mabetlerin, Kanunun 7 nci maddesinin n bendinde büyükşehir belediyelerinin, 7 nci maddenin ilçe belediyelerinin görev ve sorumluluklarını belirleyen alt başlıklı (d) bendinde ise ilçe belediyelerinin sorumluluğunda olduğunun açıkça belirtildiği, dava konusu taşınmazın kök parseli olan 744 ada 1 parsel sayılı taşınmaza mezarlık yapılmak sureti ile ... tarafından el atıldığı iddiası ile başka paydaşlarca açılan davada yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesince onandığı, anılan karara benzer başka kararların da mevcut olduğu, davacının dava konusu taşınmazla ilgili anılan içtihatlara güvenip, meşru beklenti içerisine girerek eldeki davayı açtığı, dava konusu taşınmazla ilgili Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına aykırı olarak verilen bozma kararına uyulması ve davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi durumunda, hukuk devletinin asli unsurları arasında yer alan hukuki belirlilik ilkesinin zedeleneceği, birbiriyle uyuşmayan mahkeme kararlarının sürüp gitmesinin, yargı sistemine güveni azaltarak, yargısal bir belirsizliğe de yol açabileceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
C.Dairemizce Yapılan İnceleme Sonucu Dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna Gönderilmesi Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 18.06.2021 tarihli ve 2021/304 Esas, 2021/426 Karar sayılı direnme kararının, Dairemizce incelenmesi sonucunda Dairemiz bozma ilâmı usul ve kanuna uygun bulunmuş olup mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, Dairemizin 08.04.2021 tarihli ve 2020/3632 Esas, 2021/5122 Karar sayılı kararı ile temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesine karar verilmiştir.
D. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 18.06.2021 tarihli ve 2021/304 Esas, 2021/426 Karar sayılı kararı ile bozma ilâmına direnme kararı üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılan inceleme sonunda verilen 26.04.2023 tarihli ve 2022/5-49 Esas, 2023/371 Karar sayılı ilâmı ile mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuş, davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda sorumluluğun müvekkilinde olmadığı gibi, müvekkili tarafından el atılmadığını, dava konusu taşınmazın hangi caddeye cephesi olduğu ve cepheli yolun ana arter olup olmadığının araştırılması gerektiğini, dini tesislerin yapımının müvekkili idarenin görevi dışında olduğunu, sorumluluğun Diyanet İşleri Başkanlığında bulunduğunu, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, husumet ve esasa ilişkin itirazlarını tekrar etmekle birlikte taşınmazın m² birim bedeli ve kamulaştırmasız el atma bedelinin fahiş hesaplandığını, mahkemece el atma tarihi konusunda belirleme yapılmadığını, bu nedenle davacı lehine nispi harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu, hükümde tescile ilişkin bölümün kesin olduğunun belirtilmediğini, bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atmadan doğan tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (610 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas. 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulu yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayriımenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi."
3.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas. 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulu yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulüniin bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66 ncı maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...’’karar verilmiştir.
4.2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesi
3.Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2.Arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
3.Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... Başkanlığından aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,18.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.