"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/962 Esas, 2021/479 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/276 Esas, 2020/84 Karar
Taraflar arasındaki mülkiyeti davacılara ait taşınmazların kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı Hazine yönünden kabulüne, davalı ... Genel Müdürlüğü yönünden pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar ve davalı Hazine vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın davanın davalı Hazine yönünden kabulüne, davalı ... Genel Müdürlüğü yönünden pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar ve davalı Hazine vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar ve davalı Hazine vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya ili, Serdivan ilçesi, ... Mahallesi 181, 636 ve 2001 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydına orman şerhi konulduğunu, bu durumun davacıların mülkiyet hakkını ihlâl ettiğini belirterek müvekkillerinin uğradığı zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; tazminata konu şerhin Orman İşletme Müdürlüğüne ait olduğunu, davalı Hazine yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, ayrıca davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini, vekâlet ücreti ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın husumet, hak düşürücü süre, zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini, ayrıca kesinleşmiş orman kadastrosu çalışmalarına göre orman vasfında olan ve hukuki bir değeri olmayan tapunun her zaman iptalinin istenebileceğinden tazminata hükmedilmemesi gerektiğini, vekâlet ücreti ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın davalı Hazine yönünden kabulüne, davalı ... Genel Müdürlüğü yönünden pasif husumet nedeniyle reddi ile dava konusu taşınmazların bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacılara ödenmesine, davacılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı Hazine vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda objektif değer artış oranının düşük belirlendiğini, dava konusu taşınmazların arsa vasfında olduğunu, dava konusu 2001 parsel sayılı taşınmazın büyük bir kısmı orman vasfı ile Hazine adına tescil edildiğini, arta kalan kısım yönünden de değer azalışının hesaplanmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlara orman şerhi konulması hususunda Orman İdaresi yetkili olup Hazinenin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, ayrıca davanın zamanaşımı yönünden de reddine karar verilmesini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen bedelin yüksek olduğunu, emsal kıyaslamasının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 181 ve 2001 parselin çevresinin meskun mahal olması, kısmen kentsel konut alanı içinde kalıp belediye hizmetlerinden yararlanması itibarıyla arsa vasfında kabul edilerek emsal karşılaştırması suretiyle değerinin tespitinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ayrıca 636 parsel sayılı taşınmazın konumu ve çevresine nazaran arazi olarak kabul edilerek %4,5 kapitalizasyon faiz oranı ve %100 objektif değer artışı belirlenmek suretiyle gelir metoduna göre değerinin tespitinin de bir isabetsizlik bulunmadığı, davanın tazminat niteliği ve gerçek zararın karşılanması gerekliliğine nazaran 2001 parselin orman olmayıp davacılar üzerinde kalan kısmında değer düşüklüğü sebebiyle ayrıca bir tazminat hesaplanması söz konusu olamayacağı anlaşıldığından davacılar ve davalı Hazine vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; dava konusu Sakarya ili, Serdivan ilçesi, ... Mahallesi 181, 636 ve 2001 parsel sayılı taşınmazların 22.04.1970 tarihli satış işlemi ile davacıların murisi Kemal Dirim adına tescil edildiği, dava konusu taşınmazların tapu kaydına 25.10.1996 tarihinde “orman kadastrosu sonucu devlet ormanı olarak tespit edilmiştir” şerhinin işlendiği, eldeki davanın 06.04.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Arsa niteliğindeki dava konusu 181 ve 2001 parsel taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak, arazi niteliğindeki 636 parsel sayılı taşınmaza ise gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazların gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline, tapularının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tescil edilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar ve davalı Hazine vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı ... vd.den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.