Logo

5. Hukuk Dairesi2023/572 E. 2023/6956 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz nedeniyle açılan tazminat ve ecrimisil davasında, temyiz incelemesi sonucunda verilen kararın hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Ecrimisil bedelinin temyiz kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle bu konudaki temyiz talebinin reddine, tazminat talebine ilişkin ise yerel mahkemenin kararı, önceki bozma kararları ve kazanılmış haklar gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/40 Esas, 2022/85 Karar

KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ve ecrimisile ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın tazminat talebi yönünden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya her paydaş için değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427 ve 432 nci maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre ecrimisil bedeli yönünden hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 4.816,70 TL olup Mahkemenin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 5.810 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; davalı idare vekilinin ecrimisile ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Siirt ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 448 ada 32 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisilin davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yerde yol yapım çalışmalarına proje gereği 2012 yılında başlanıldığını, el atmanın mevcut olmadığını, el atmanın varlığı kabul edilse bile geriye dönük olarak 5 yıl için ecrimisil isteminde bulunulabileceğini, dava tarihinden geriye dönük 5 yılı aşan ecrimisil talebi için zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 20.01.2014 tarihli ve 2013/110 Esas, 2014/78 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın yol olarak el atılan kısımlarının tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline, belirlenen tazminat ve ecrimisilin davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 20.01.2014 tarihli ve 2013/110 Esas, 2014/78 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; zemini arsa niteliğinde olan taşınmaz üzerindeki ağaçların bedeline, objektif değer artırıcı unsur eklenilmemesi gerekirken, objektif değer artırıcı unsur ilave eden rapora itibar edilerek fazlaya hükmedilmesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 13.11.2017 tarihli ve 2015/350 Esas, 2017/420 Karar sayılı kararı ile davanın tazminat talebi yönünden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 13.11.2017 tarihli ve 2015/350 Esas, 2017/420 Karar kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmaza ilişkin olarak davalı idare tarafından Siirt 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/628 Esas sayılı dosyasında açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın tescili davasının derdest olduğu anlaşıldığından, sözü edilen davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 05.01.2021 tarihli ve 2020/60 Esas, 2021/3 Karar sayılı kararı ile davanın tazminat talebi yönünden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 05.01.2021 tarihli ve 2020/60 Esas, 2021/3 Karar kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; yargılama sırasında 20.01.2014 tarihli celsede davacı vekilince talep miktarı kamulaştırmasız el atma bedeli yönünden 873.562,50 TL, ecrimisil istemi yönünden ise 4.816,70 TL olarak belirlenmiş ise de arttırılan kısım için gerekli harç tamamlanmadığından, ecrimisil istemi yönünden taleple bağlı kalınarak ve fazlaya ilişkin hakkı saklı tutularak dava dilekçesinde belirtilen miktar üzerinden tam kabul kararı verilmesi gerektiği gibi davanın açıldığı andaki haklılık durumu gözetildiğinde konusuz kalan tazminat talebi ile birlikte ecrimisil istemi yönünden vekâlet ücretine de bu kapsamda dava dilekçesindeki talep miktarı dikkate alınarak hükmedilmesi gerektiği gözetilmemesi gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin 21.10.2022 tarihli ve 2022/40 Esas, 2022/85 Karar sayılı kararı ile davanın tazminat talebi yönünden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmaza el atılmadığını, davanın haksız yere açıldığını, ecrimisil yönünden davanın reddinin gerektiğini, dava tarihinden itibaren beş yıllık süresi dolan zamanlar için ecrimisil veya ürün bedeli talep edilmesi mümkün olmadığını, hesaplamanın usul ve kanuna aykırı olduğunu, uygulanan faizin de hatalı olduğunu, dönem sonu itibarıyla faiz yürütülmesinin hatalı olduğunu, dava tarihinden itibaren faiz yürütülebileceğini, dava konusu taşınmazın hem birinci derece deprem bölgesinde hem de heyelan olaylarının fazla olduğu bir yerde hem de ikinci derece kuru tarım arazisinde olmasına rağmen ecrimisilin bu denli yüksek bedelli gösterilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, taşınmazın niteliğinin hatalı değerlendirildiğini ve bedelin fahiş belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin ve ecrimisilin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ile 439 uncu maddeler

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı idare vekilinin aynı temyiz sebeplerini Dairemizin bozma ilamı öncesinde sunduğu dilekçelerinde belirttiği, toplanan belgeler üzerinden tarafların iddiasının denetlendiği, bozma ile kesinleşen ve taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdare Vekilinin Ecrimisil Bedeline İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı İdare Vekilinin Tazminat Bedeline İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

11.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.