"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2386 Esas, 2023/190 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/335 Esas, 2022/249 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 11.04.2023 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava miktarı dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de; 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin "kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar" yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.
Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 11.04.2023 tarihli ek kararın ortadan kaldırılması gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, ... ilçesi, ... köyü 107 ada 49 parsel ve 117 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların arsa vasfında değerlendirilmesi gerektiğini, taşınmazların arsa olarak nitelendirilmemesi halinde kapitalizasyon faizinin %3, objektif değer artışının en az %250 oranında alınmasını, münavebe ürünlerinin 6 yıllık ortalamasının esas alınmasını, taşınmazların sulu arazi niteliğinde değerlendirilmesini, münavebeye alınacak ürünlerin Türkiye ortalamasına göre üretim masraflarının brüt gelirin 1/3’ünden fazla olmayacak şekilde hesaplanması ve arta kalan kısımda değer azalışının değerlendirilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlar için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, kapitalizasyon faiz oranı ile objektif değer artışı oranının yüksek uygulandığını, geliri yüksek ürünlerin münavebeye alındığını, münavebe ürünlerinde fiyatın fahiş belirlendiğini, taşınmazların el atma tarihindeki değeri yerine dava tarihindeki değerinin dikkate alınmasının hukuka aykırı olduğunu, değer düşüklüğü oranının yüksek belirlendiğini, müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, buna karşılık davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin ise doğru olmadığını ileri sürmüştür.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlar için belirlenen bedelin düşük olduğunu, dava konusu 107 ada 49 parsel sayılı taşınmazın kuru tarla olduğu kanaatine varıldığını, oysa aynı kamulaştırma kapsamında yer alan ve taşınmaza komşu nitelikteki taşınmazların birçoğunun sulanabilir nitelikte olduğunu, dava konusu 117 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kısmen sulu, kısmen kuru olduğu yönündeki tespitin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının %3 oranında alınması gerektiğini, değer düşüklüğü oranlarının düşük belirlendiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazlardan kuru arazi niteliğindeki 107 ada 49 parsel sayılı taşınmazın ve bir kısmı sulu bir kısmı kuru zeytinlik vasfında olan 117 ada 1 parsel sayılı taşınmazın değerlemesinin dava yılı dikkate alınarak ilçe tarım verilerine göre zirai gelir metoduyla belirlenmiş olduğu, taşınmazların bilirkişi raporundaki özellikleri dikkate alınarak ayrı ayrı gerçek değere ulaşılabilmesi için objektif değer artışı uygulanmasının 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde belirlenen zirai gelir metoduna uygun olduğu, davalılar vekilince 117 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının sulu, bir kısmının kuru arazi olarak vasıflandırılmasına itiraz edilmişse de bilirkişi heyeti tarafından bilimsel açıklamalar ile bu hususun açıklandığı, bilirkişi heyetinin kök raporunda dava konusu 117 ada 1 parsel sayılı taşınmazın %8-10 eğime sahip olduğu, yaklaşık 85 metre uzaklıktaki ... Sulama Göletinden gelen su ile göletin yüksekliğine bağlı kendi basıncı (cazibesi) ile sulamanın sağlandığını, ... Göletinin mevsim ve yıllara göre maksimum en üst seviye kotunun 80 metre olduğunu, dava konusu taşınmazın ise en alt kot seviyesinin 40-50 metre aralığında ve en üst kot seviyesinin ise 90-100 metre olduğunu, bu durumda dava konusu yerin en fazla 70-80 metre kot yüksekliğine kadar olan kısmının sulanabileceğini topografik pafta haritası ile de tespit ederek bir kısmını sulu bir kısmını kuru arazi olarak vasıflandırdıkları, bu yöndeki davalılar vekili istinafının reddinin gerektiği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca Anayasa Mahkemesinin 6100 sayılı Kanun’un 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının 1 inci cümlesini kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar yönünden iptaline ilişkin 24.02.2022 tarihli, 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı dikkate alındığında temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki Bursa ili, ... ilçesi, ... köyü 107 ada 49 parsel sayılı taşınmaz ile kapama zeytin bahçesi niteliğindeki 117 ada 1 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve aynı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesi ve tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine ilişkin hüküm kurulması yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 11.04.2023 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.