"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/104 Esas, 2023/503 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/29 Esas, 2021/343 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırılan kısımlarının tapudan yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Trabzon ili, Ortahisar ilçesi, ... Mahallesi 3290 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılan kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın kamulaştırılan kısmının tapudan yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme ilamının 2 nolu faiz hükmünün hatalı olduğunu, kaldırma kararı öncesi hükmedilen 63.478,82 TL'ye ilk karar tarihi olan 28.08.2020 tarihine, kaldırma kararı sonrası verilen kararda yatırılan 128.366,00 TL fark bedele 24.02.2020 tarihinden 19.10.2021 tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken bu ayrım yapılmadan faiz kararı verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin kanuna aykırı bulunduğunu, dava konusu ve emsal taşınmazın tüm olumlu ve olumsuz yönleri tek tek incelenerek üstün ve eksik yanların açıklanması gerekirken bilirkişi raporunda emsal taşınmazın tüm olumlu ve olumsuz yönlerinin incelenmediğini, raporun denetiminin mümkün olmadığını, emsalin uygun emsal olmadığını, arsa vasıflı olan taşınmazın bedelinin emsal satış değerine göre belirlendiğini, taşınmaza olabildiğince çok emsal karşılaştırması yapılması; emsal taşınmazların her birinin dava konusu taşınmaza uygunluğunun denetlenmesi; üstün ya da eksik yönlerinin tek tek belirtilmesi gerektiğini, ancak bilirkişi raporunda tüm bu hususların göz ardı edilerek hazırlandığını, raporda imar ve yol durumu, yapılaşma şartları, şehir merkezine yakınlığı gibi tüm özellikleri açısından karşılaştırma yapılmadığını mevcut özelliklerin her birinin değerlendirmede ne derece etkili olduğunun ifade edilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme dayanak alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişsiz, soyut ve serbest piyasa rayiçlerini yansıtmadığını, bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazlar dikkate alınmadan verilen kararın hatalı olduğunu, seçilen emsalin uygun emsal olmadığını, bedelin düşük belirlendiğini, taşınmazın değerine etki eden faktörlerin eksik ve yetersiz değerlendirildiğini, objektif değer artış unsurların doğru şekilde tespit edilerek bedele yansıtılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, Dairemizin kaldırma kararında belirtilen dava dosyaları bulundukları yerden getirtildikten sonra bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış olup, yeknesaklık yönünden inceleme yapılarak yeniden yapılan değerlendirme neticesinde, bilirkişi raporunda yazılı özelliklerine göre emsal taşınmaz dava konusu taşınmazdan bu defa gerekçeleri doğru açıklanmak suretiyle 1,05 kat değerli bulunarak sonuçta dava konusu taşınmaza değerlendirme tarihi itibarıyla 3.600 TL/m² değer biçilmesinde, kamulaştırma bedeli ikinci hüküm ile birlikte ödenebilir hale geldiğinden fark bedele dört aylık sürenin bitiminden ikinci hüküm tarihine kadar yasal faiz işletilmesinde, kamulaştırma bedelinin davalılara kararın kesinleşmesi beklenmeden ödenmesine karar verilmesinde ve davanın niteliği gereğince davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın bedelinin düşük belirlendiğini, son zamanlarda gayrimenkul fiyatlarındaki ciddi artışlar nedeniyle yasal faizin paradaki değer kaybını karşılamayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Trabzon ili, Ortahisar ilçesi, ... Mahallesi 3290 ada 3 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmesi yerindedir.
3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir.Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.11.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest davalara uygulanacağına dair bizim de iştirak ettiğimiz kabulü nazara alınarak; davalı tarafın açıkça, “Yasal Faiz”in dışında bir “Faiz”in uygulanmasına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26/1 inci maddesinde düzenlenen “Taleple bağlılık ilkesi” kapsamında değerlendirilebilecek bir temyiz talebi de bulunmadığından, sonucu itibarıyla katıldığım, Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen kararın, “Değerlendirme” bölümünün 3 No’lu bendinde yazılı olan gerekçesine açıkladığım nedenlerle katılmıyorum. 27.11.2023