"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2058 Esas, 2023/218 Karar
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tarsus 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/301 Esas, 2020/104 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin ilk davada saklı tutulan bölümlerin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı idare tarafından kamulaştırma işlemi yapılmadan fiilen el koyulan ve tesis kurulan Mersin ili, Tarsus ilçesi ... Köyünde kain mülkiyeti davacılara ait 1038 (eski 99) parsel ..., gayrimenkulün fiilen el koyulan kısmının bedeli ile ilgili Tarsus 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/81 Esas (Bozma Sonrası 2018/17 Esas) ... dosyası ile açılan kamulaştırmasız el koyma nedeniyle bedel davasında bilirkişi kurulunun belirlediği 703.299,00 TL bedelden Tarsus 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.05.2018 tarihli ve 2018/17 Esas ... dosyasında fazlaya ilişkin istemin saklı tutularak davalı idareden tahsil edilmesine karar verilen 563.384,00 TL'nin düşülmesinden sonra bulunacak olan 139.915,00 TL'nin fazlaya ilişkin taleplerinin saklı kalmak kaydıyla ilk dava tarihi olan 07.02.2014 tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek oranda faizi ile birlikte davalı idareden tahsil edilerek taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurum tarafından davaya konu taşınmazın kanal işine isabet etmesi nedeniyle kamulaştırma işleminin usul ve kanuna uygun olarak tamamlandığını, kamulaştırma işlemlerinin o tarihte yürürlükte olan kanun hükümlerine göre gerçekleştirilmiş olmasına rağmen davalıların tapuda müvekkil idare lehine devir işlemlerini gerçekleştirmediğini, kamulaştırma işleminin kesinleştiğini, kanunun öngördüğü hak düşürücü ve zamaaşımı sürelerinin geçtiğini, davacının her türlü dava açma hakkının ortadan kalktığını ve mülkiyetin müvekkili idareye geçtiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kamulaştırma işlemlerinin yapıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine uygun olarak tamamlanıp kesinleştiğini, mülkiyetin idareye geçtiğini, davanın açılmasına ilişkin zamanaşımı sürelerinin dolduğunu, davanın 2942 ... Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 ... Kanun) Geçici 6 ncı maddesinden kaynaklanması nedeniyle davacı lehine maktu vekâlet ücreti verilmesi gerekirken nispi vekâlet ücreti verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, davacı tarafın davadan önce uzlaşma başvurusunda da bulunmadığını, tazminat bedeline işletilen yasal faiz başlangıç tarihinin de hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırma işlemlerinin usulünce yapılıp kesinleşerek taşınmaz mülkiyetinin davalı idareye geçtiği, zaman aşımı sürelerinin dolduğu, uzlaşma dava şartının gerçekleşmediği hususundaki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, bu hususların Tarsus 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.05.2018 tarihli ve 2018/17 Esas, 139 Karar ... dava dosyasında tartışılıp karara bağlandığı ve dava davacılar lehine kabul edilip hüküm altına alınan miktar üzerindeki alacak miktarı yönünden fazlaya dair haklar saklı tutulduğuı, mahkemenin bu kararı Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 28.11.2018 tarihli ve 2018/9407 Esas, 22527 Karar ... ilamı ile düzeltilerek onandığı, karara yapılan itiraz Dairece reddedilmekle yerel mahkeme kararı 16.12.2019 tarihinde kesinleşerek kuvvetli delil niteliği kazandığı açıklanan nedenlerle aynı hususların yeniden ileri sürülüp yargılama konusu yapılması mümkün olmadığı, tazminat bedeline uygulanacak yasal faizin başlangıç tarihine yönelik itiraz incelendiğinde, dosyaya sunulan emsal olan Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 10.10.2017 tarihli ve 2016/27060 Esas, 2017/21606 Karar ... kararına göre "Değerlendirme ilk dava tarihine göre yapıldığından hükmedilen bedele ilk dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi", denilerek asıl davaya bağlı olarak açılan ek davalardaki faiz başlangıç tarihinin ana davanın açıldığı dava tarihi olacağı açıkça kabul edildiği, açıklanan nedenlerle bu hususlara değinen davalı idare vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığı ancak, dava konusu taşınmaza yönelik fiili el atma eyleminin 04.11.1983 tarihinden önce gerçekleştiği görülmekle tazminat miktarına uygulanması gereken vekâlet ücretinin maktu hesaplanması gerekirken nispi olarak hesap edilip hüküm kurulması yerinde görülmeyerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur..
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararda hükmedilen bedel henüz maliklere ödenmediği faiz oranı da uzun yıllar süren yargılama ve yüksek enflasyon karşısında çok düşük kalmış, taşınmaz maliklerinin, taşınmazın gerçek değerini alamamasına neden olmuş, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılan tazminat davasında başvurucu lehine hükmedilen nispi vekâlet ücretinin yargılama devam ederken yapılan kanun değişikliği ile maktu olarak değiştirilmesi ... yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu ileri sürerek resen belirlenecek hususlarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6100 ... Kanun’un “Kısmî Dava” kenar başlıklı 109 uncu maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.”
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 ... Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarsus 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 22.05.2018 tarihli ve 2018/17 Esas, 139 Karar ... dosyasında; dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı iddiasıyla fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 563.384,00 TL tazminatın davalı idareden tahsilinin talep edildiği, 26.12.2014 değerlendirme tarihi itibarıyla davacı payına düşen kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeli 703.299,00 TL olarak tespit edilerek ıslah yapılmadığından davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 563.384,00 TL bedelin yasal faizi ile birlikte davalı idarelerden tahsiline karar verildiği, kararın Dairemizin 28.11.2018 tarihli ve 2018/9407 Esas, 22527 Karar ... karar düzeltme ilâmı ile vekâlet ücreti yönüyle düzeltilerek onandığı anlaşıldığından, iş bu davada bakiye alacağın davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 ... Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı ... vd.'den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.