"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2114 Esas, 2023/554 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/332 Esas, 2021/645 Karar
Taraflar arasındaki davalı eski yönetici aleyhine açılan alacak davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların dava konusu sitede 2012 yılından itibaren kat maliki sıfatı ile ikamet ettiklerini, bu tarihten itibaren site yönetiminin yasal olarak yerine getirmekle mükellef olduğu hususları yerine getirmemesi nedeniyle ve hukuka aykırılıkların ve sorunların çözüme kavuşturulması için site yönetimine birçok kez sözlü ve yazılı başvuruda bulunduklarını, ayrıca Alanya 1. Noterliğinin 29.12.2014 tarihli ve 17357 yevmiye numaralı ihtarnamesi çekilerek hesaplar ve harcamalar ile ilgili açıklamalar istediklerini, tüm başvurulara rağmen ilgili rahatsızlıkların ve hukuka aykırı tavırların artarak devam ettiğini, site yöneticisi ...'ın kendisine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi sitede oturan yabancı uyruklu kat maliklerine hayatı çekilmez hale getirdiğini, yönetici ...'ın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) 38 nci maddesine göre aynen bir vekil sorumluluğunda davranması gerekirken kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini, bugüne kadar topladığı aidat paraların nereye harcadığına dair en ufak bir bilgi vermediğini, yasal olarak tutmakla yükümlü olduğu defter ve belgeleri gereği gibi tutmadığını, yapılan harcamalar ve tutulan defterler ile ilgili hiçbir kat malikine bilgi vermediğini, bir kısım kat malikinden düzenli olarak aidat aldığını, bir kısmından ise hiç almadığını, site defterlerinin 2011 başlangıç olarak hazırlandığını ama bugüne kadar defterlerin hiçbir zaman düzenli olarak tutulmadığını, defterde sadece 2014 yılına ait birkaç kaydın bulunduğunu, ...'ın bu zamana kadar yapılan hiçbir genel kurulda ibra edilmediğini belirterek, davalının davacılar ve diğer kat maliklerini uğrattığı zararın tespit edilmesini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak koşuluyla 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan alınarak davacılara veya site yönetimine ödenmesine, yargılama giderleri vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, bilirkişilerin davalı yanın tutmakla mükellef olduğu defterleri, davalı yanın dosyaya sunmaması sebebi ile bunun hesabının yapılamayacağını belirtirken, toplanılması gereken ama toplanılmayan aidatlara raporlarında hiç yer vermediklerini, üstüne üstlük bizzat davalı yanın mahkeme içi beyanatlarında, bir kısım aidatların toplanamadığı açıkça beyan edilmiş ve söylenmiş olmasına karşın, bilirkişilerce sadece bankalara yatan miktarı esas alınmış, toplanması gereken ama toplanılmayan aidat giderleri hesabının hiç yapılmadığını, burada gerek mahkemece, gerek ise de aldırılan tüm raporlar yönünden gözden kaçırılan bir hususu izah etmekte fayda ve önem bulunmadığını, açıkça bilimelidir ki sitenin giderlerinin gelirlerinden fazla olması sebebi ile, toplanması gereken ama toplanmayan aidatların toplanılmamasına cevaz verilemeyeceğini, zira sitenin giderlerinin gelirlerinden çok olması sebebi ile doğan borçların devam edeceği gerçeği karşısında toplanmayan aidat bedellerinin ve bunların yasal faizleri sebebi ile uğranılmış olan bir zarar varsa bunun hesabının net olarak ortaya konulması gerektiğini, müvekkiline ilişkin olarak yıllık aidat bedeli tutarı oranında (12x60 euro=720 Euro) ödemeleri gösterir ödeme belgelerini 20.12.2017 tarihli dilekçenin mahkeme dosyasında sunulduğunu, gerek bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere gerekse bizatihi davalı yanın açık beyanı uyarınca; aylık 60 euro aidat toplandığı hususu taraflarında kabulünde olup çekişmesiz olduğunu, bu sebeple gerek bilirkişilerce düzenlenen raporlarda gerekse sayın Mahkemece verilecen kararda dikkate alınması gereken husus;1 Kaç adet daireden, ne miktarda aidat bedeli toplanması gerektiği, bunun miktarı, 2 Davalının toplanması gereken bu aidat bedellerine ilişkin toplanmadığını iddia ettiği bedeller var ise bunlara ilişkin belgelerin dosyamıza sunulmuş olup olmadığı veya buna ilişkin olarak toplanmayan aidatlar bulunduğu iddia ediliyor ise buna ilişkin yasal prosedürü başlatıp başlatmadığının tespiti, aidatların süresi içerisinde toplanmamasından kaynaklanan zararların tespit ve tayini, 3 Akabinde ise bu aidat bedellerinden elde edilen paraların harcandığı yerleri gösterir belge ve bilgileri dosyaya ibraz edilmesi için davalıya yasal süre ve imakanların tanınması, sarf belgelerinin ibraz edilememesi durumunda ise, bu sarf giderlerinden kat maliklerinin sorumlu olmadıklarının ve bunun hesabının nazara alınması gerektiği olduğunu, neticeten; yukarıda izah edilen belge ve bilgilerin sunulmaması durumunda ise de; tüm aidat bedellerinden davalı yanın mesul tutulması gerektiğinin açık olduğunu, bu sebepler ile yöneticinin yaptığı işler bakımından kat maliklerini zararlandırıcı hiçbir işlem yapmaması gerektiği gibi zarar görmemesi adına her türlü önlem ve tedbiri alması gerektiğinin de açık olduğunu, dolayısıyla yöneticinin aidat giderlerine ilişkin olarak yaptığı bütün masrafları ve harcamaları belgelemek mecburiyetinde olduğunu, burada yapılması gereken hususun tüm kat maliklerinden toplamda ne kadar aidat bedeli toplanması gerektiğinin hesap edilmesi sonrasında, toplanması gereken toplam aidat miktarından, yasal olarak belgelenebilen giderlerin düşülmesi sonrasında yöneticinin sorumlu olduğu miktarın tespiti olduğunu, bu anlamda, davalı yanın yapmış olduğunu iddia ettiği harcamaları belgeleyememesi durumunda ise toplanması gerekli olan aidat bedellerinden ancak ve ancak belgelenebilen harcamaların düşülmesi yoluyla zararın tespit edilmesi ve oluşan zarardan yöneticinin sorumlu tutulması olduğunu, bir kısım kat maliklerinin banka hesabına ödeme yapmış olduğunu, bir kısım kat maliklerinin de elden nakit ödeme yapmış olduğunu, bizzat davalı ... Çintaşın beyanatları ile sabit olduğunu; ancak davalı tarafından ödenen bu bedellerin hiç birisi kayıt altına alınmamış olması sebebi ile ödeme yapmayan kat malikleri yönünden oluşan zararın diğer kat malikleri zararına oluşacak şekilde fiili durum yaratıldığını, ayrıca ödenmeyen aidatların kimler tarafından hangi dönem aidatları yönünden ödenmediğinin kayıt altına alınmaması sebebi ile başlatılacak yasal işlemler ve alacak hakları da imkansız hale getirildiğini belirterek yerel mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu belirtilerek davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, kararın eksik inceleme sonucu verildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yöneticinin sorumluluk esasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 634 sayılı Kanun'un 38 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ''(Ek İbare: 5.8.2017 - 7035 m.32) kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları hariç olmak üzere 4 üncü maddede gösterilen davalar ile (23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar.” temyiz edilemeyen kararlar olduğunu belirtmekle,davacıların talebinin taşınmazın aynına ilişkin olmayıp yönetim işlerinden kaynaklı zararın tazmini istemi olduğu anlaşıldığından, her ne kadar Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine ilişkin 202/2114 Esas, 2023/554 Karar sayılı ilamı temyiz yolu açık olarak vermiş ise de 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesi uyarınca temyizi kabil bir karar olmadığından davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.