Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6175 E. 2024/828 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkin ilk davada saklı tutulan kısım ile ilk davada taraf olmayan diğer hissedarın açtığı bedel davasının birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılamada, ilk derece ve istinaf mahkemesi kararlarının davalı idarece temyiz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarenin temyiz itirazlarının, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na uygun olarak, hak düşürücü süre ve vekâlet ücretine ilişkin iddialarının yerinde olmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/266 Esas, 2023/980 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Uşak 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/24 Esas, 2020/41 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin asıl dava ile ilk davada taraf olmayan tapu malikince açılan kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Uşak ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesi 730 ada 486 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmaksızın el atıldığından bahisle tazminat istekli açtıkları dava üzerine, Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/68 Esas, 2015/189 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın toplam değerinin 2.397.124,44 TL belirlendiğini taleple bağlı kalınarak 10.000 TL tazminat bedelinin hüküm altına alındığını, hüküm altına alınmayan bakiye 2.307.226,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleştirilen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Uşak ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesi 730 ada 486 parsel sayılı taşınmazda usulüne uygun kamulaştırma yapılmadığı halde fiilen kullanıldığını, bu nedenle taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın idari başvuru olmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın görevli mahkemede açılmadığını, Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/68 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasının talep ettiklerini belirterek davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne taşınmaz bedelinin dava tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu parsele fiili el atma tarihinin 1953 olması ve davanın 2012 de açılması nedeniyle davacının davasının reddedilmesi gerektiğini, söz konusu iptal kararına kadar ki süreçte hak düşürücü 20 yıllık süre geçmiş olduğunu, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine kadar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemenin davayı kabul ettiğini fakat davacıya ait hissenin iptali ve müvekkil Belediyeye tesciline karar vermediğini, davacının hissesinin bu nedenle hala tapu kaydında kendisine ait göründüğünü, hem kamulaştırma bedeline hükmedip, hem de mülkiyet konusu hissenin hala davacıya ait olmasının ciddi bir hukuksuzluk olduğunu, bu nedenle öncelikle davacı ... 'a ait hissenin tapu kaydının iptali ile müvekkil belediyeye tesciline karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ve temyiz incelemesinden geçerek 19.12.2019 tarihinde kesinleşen ilk davada saklı tutulan bölümün tahsiline karar verilmesinde ve birleştirilen davada davacısının Uşak ili, Merkez ... Mahallesi 730 ada 486 parsel sayılı taşınmazın hissedarlarından olup kesinleşen Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/68 Esas, 2015/189 Karar sayılı dosyasında taraf olmayan ... olduğu, dava konusu taşınmaza davalı ... tarafından yol ve park yapmak suretiyle el atıldığının tüm dosyaya kapsamıyla sabit olduğu, davacı tarafça kesinleşen Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/68 Esas, 2015/189 Karar sayılı dosyasında belirlenen tazminat bedeli olan 79.898,30 TL'nin talep edildiği, mahkemece bu bedel üzerinden tazminata ve davanın açıldığı 08.04.2016 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmediği ancak birleştirilen davada tazminata hükmedilmesine karşın tescile dair hüküm kurulmamış olması hatalı olduğundan İlk Derece Mahkeme kararı kaldırılarak bu husus düzeltilerek yeniden hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu parsele fiili el atma tarihinin 1953 olması ve davanın 2012 de açılması nedeniyle davacının davasının reddedilmesi gerektiğini, söz konusu iptal kararına kadar ki süreçte hak düşürücü 20 yıllık süre geçmiş olduğunu, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine kadar verilmesi gerektiğini, davacılar vekilinin yargılamanın devam ettiği sırada azledilmiş olduğu lehlerine vekâlet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada ilk davada saklı tutulan kısmın tahsili, birleştirilen davada kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11 inci maddesi.

5. 6100 sayılı Kanun'un 109 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.