Logo

5. Hukuk Dairesi2023/624 E. 2023/6753 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tapudan terkini davasında, belirlenen bedelin ve hükmedilen vekâlet ücretinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında hukuk kurallarının uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamasına rağmen, karar başlığında mirasçıların doğru gösterilmemesi ve idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı görülerek, bu hataların düzeltilmesi suretiyle karar 1086 sayılı HMK'nın 438. maddesinin 7. bendi uyarınca düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 868 ada 70 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.08.2011 tarihli ve 2010/267 Esas, 2011/299 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 25.08.2011 tarihli ve 2010/267 Esas, 2011/299 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmazın yüzölçümü 20.115 m² olduğu halde bilirkişi raporunda, 255 m²'lik arsa vasfındaki taşınmazın 21 m²'ye isabet eden payının satışı emsal alınmak suretiyle kıymet takdirinde ve acele el koyma dosyasında belirlenen m² birim değerlerinden daha az değer belirlenmesi, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçlara ise; yaş, cins ve verim durumu dikate alınmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken, ayrıca tespit edilen bu bedele enkaz bedeli eklenmek suretiyle ağaç bedelleri yönünden fazla bedele hükmedilmesi, değerlendirme tarihi olan 2010 yılında, dava konusu taşınmaz ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal kabul edilen taşınmazın, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerlerinin, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden getirtilip bilirkişi raporu denetlenmeden eksik incelemeyle hüküm kurulması, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi olduklarının ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilip bilirkişi raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 18.12.2016 tarihli ve 2013/188 Esas, 2016/126 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 18.12.2016 tarihli ve 2013/188 Esas, 2016/126 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dosyadaki delil ve belgelere göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Mahkemece bozma öncesi hükme esas alınan 27.05.2011 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın kalan kısımları yönünden %20 ve %25 oranlarında değer artışı olacağının kabul edildiği ve bu husus bozmaya konu edilmediği halde usuli kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek, bozma ilamı sonrası alınan bilirkişi raporunda, kalan kısımlar için %26 ve %30 oranlarında değer artışı uygulamak suretiyle fazla bedel tespiti doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir..

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza değerinin çok üzerinde değer tespiti yapıldığından kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... mirasçıları ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, mahkeme kararının bilimsellikten uzak ve denetime elverişli olmayan rapora dayalı olduğundan kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Tapu maliki ... ölü olduğu halde mirasçılarının karar başlığında davalı olarak gösterilmemesi doğru görülmemiştir.

4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin 7 inci bendi gereğince kararın düzeltilerek onanması gerekir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin tüm, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı ... mirasçıları ... vd. vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının;

a) Gerekçeli karar başlığında yer alan ''...'' isim ve soyisminin çıkarılmasına yerine mirasçıları olan ''..., ... ve ...'' isim ve soyisimlerinin eklenmesine,

b) (6) numaralı bendinin tümüyle hükümden çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.