"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/67 Esas, 2023/139 Karar
KARAR : Kısmen kabul/kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen, taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde bırakılması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl dava ve karşı dava ile kesinleşen orman kadastrosuna dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili ile asıl dosya davacıları-birleştirilen dosya davalıların ve birleştirilen dosya davalısı-karşı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl dosya davacıları ile karşı davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya ili, Serdivan ilçesi, ... köyü 1056 parsel sayılı taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleştirilen dosya davacısı ... vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Sakarya ili, Serdivan ilçesi, ... köyü 1056 parsel sayılı taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Dahili davalı birleştirilen dosya davacısı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parselin kısmen Devlet Ormanı sınırlarında kaldığını, davaya konu parselin kısmen en eski memleket haritasında çalılık ve yapraklı orman işaretli yeşil renkli sahaya isabet ettiğini, etrafının yeşil renkli orman görüntülü saha ile çevrili olduğunu iddia ederek davanın zamanaşımı, hak düşürücü süre ve husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.05.2018 tarihli ve 2016/477 Esas, 2018/356 Karar sayılı kararı ile asıl davanın ... yönünden husumetten reddine ve Hazine yönünden kabulü ile belirlenen tazminat bedelinin davalı Hazineden tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, birleştirilen davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile asıl dosya davacıları-birleştirilen dosya davalıları ile birleştirilen dosya davalısı-karşı davacı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.12.2018 tarihli ve 2018/2239 Esas, 2018/2362 Karar sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile asıl dosya davacıları-birleştirilen dosya davalıları ve birleştirilen dosya davalısı-karşı davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alındığında objektif değer artırıcı unsur oranının %80 olacağı düşünülmeden, daha az oranda objektif değer artışı ilave etmek suretiyle eksik bedel tespiti, dava konusu taşınmazın tapu kaydında TEK lehine irtifak şerhi bulunduğundan, tapuda şerh edilmiş olan eski irtifak hakkı nedeniyle oluşacak değer düşüklüğü konusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması, kabule göre de Hazine harçtan muaf olduğu halde, davacı tarafça yatırılan peşin harç ve ıslah harcının yargılama giderlerine dahil edilerek Hazineden tahsiline karar verilmesi, asıl dosyada dahili davalı ... İdaresi yönünden verilen husumetten ret kararı nedeniyle Orman idaresi lehine hükmedilen vekâlet ücretinin, asıl dosya davacılarından tahsiline karar verilmesi gerekirken maddi hata sonucu birleştirilen dosya davacılarından tahsiline hükmedilmesi, ve gerekçeli karar başlığında vekilin gösterilmemesi doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
İlk Derece Mahkemesinin 11.04.2023 tarihli ve 2022/67 Esas, 2023/139 Karar sayılı kararı ile asıl davanın ... yönünden husumetten reddine ve Hazine yönünden kabulü ile belirlenen tazminat bedelinin davalı Hazineden tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, birleştirilen davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tamamının davalı ... ve davalılar murisleri ... ... ... ... ve ... adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile asıl dosya davacıları-birleştirilen dosya davalıları ile birleştirilen dosya davalısı-karşı davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Asıl dosya davacıları-birleştirilen dosya davalıları ile birleştirilen dosya davalısı-karşı davacı ... vekili temyiz dilekçesinde;belirlenen bedelin düşük olduğunu, enflasyon karşısında oluşan değer kaybının da karşılanması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; davanın husumetten reddi gerektiğini, tazminat şartlarının oluşmadığını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyanın incelenmesinden, dava konusu Sakarya ili, Serdivan ilçesi, ... köyü 1056 parsel sayılı 9.030,00 m² yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmazın, 1960 yılında hükmen tescil ile kök murisler adına tescil edildiği, davacılardan ...’nın da 1988 yılında satış yoluyla malik olduğu, dava konusu taşınmazın tapu kaydına 25.10.1996 tarihinde “6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu sonucu Devlet Ormanı olarak tespit edilmiştir, satılamaz.” şerhi konulduğu, tapu halen davacılar adına yaşamakla beraber, kesinleşen orman tahdit sınırları içerisinde kalmak suretiyle hukuki değerini yitirdiği, birleştirilen dava ile de davacılar payının tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiği anlaşılmıştır.
3. Asıl davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddi ile arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin Hazineden tahsiline ve birleştirilen davanın kabulü ile taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Hazine vekili ile asıl dosya davacıları-birleştirilen dosya davalıları ve birleştirilen dosya davalısı-karşı davacı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
5. Buna karşın; birleştirilen tapu iptali ve tescil davasının, dava konusu taşınmazın tapu maliklerinin bir kısım mirasçılarının payı yönünden açıldığı gözetilmeksizin, dava dışı Bedriye Çetin payını da kapsar şekilde tapu kaydının iptaline karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekili ile asıl dosya davacıları-birleştirilen davalılar ve birleştirilen dosya davalısı-karşı davacı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2. Kamu düzeni uyarınca temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; (3) numaralı bendindeki “tapu kaydının” ibaresinden sonra gelmek üzere “asıl dosya davacıları-birleştirilen davalılar ve birleştirilen dosya davalısı-karşı davacı ...’nın payları oranında” ibaresi eklenmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Temyiz eden davacılardan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.